›› Yunanistan’ı, 8 darbeci askeri iade etmeme kararını gözden geçirmeye çağıran Yıldırım, Çipras’a yazdığı mektubuna yanıt almadığını söyledi
›› Başbakan Yıldırım, Kardak’taki son gelişmelerle ilgili “Abartılara, tahriklere gülümseyerek cevap veriyoruz. Bunu yanlış okumamaları lazım” dedi
Özellikle son zamanlarda darbecilerin iade edilmemesi meselesi bizim açımızdan hayal kırıklığıdır. Ben bu konuda Sayın Çipras’a bir mektup gönderdim. Bu kararın bir kez daha hukuk içerisinde gözden geçirilmesi ve bunların iadesi yönünde bir sonuç beklentimizi ifade ettim. (Yanıt geldi mi?) Hayır, yeni gönderdim. Komşuluğa yakışan da budur. Diğer komşularımız böyle yaptılar. Yunanistan’dan da beklentimiz budur. Savunma Bakanı’nın gidip oralarda, kayalıklarda poz vermesinin bizim açımızdan hiçbir anlamı yok. Ege’deki 130 tane irili ufaklı kaya parçası, bunların kimliği bile yok, yani kime ait olduğu bile belli değil. Eskiden beri de böyle. Ege ile ilgili sorunun başlangıcı yeni de değil, çok köklü geçmişi var. Ama biz sorunları sürekli ön plana çıkarıp, bunun üzerinde yapıcı bir komşuluk ilişkisi inşa edemeyiz. Sorunları değil, ortak geleceği, ortak menfaatleri konuşmamız lazım. Ama Türkiye’ye karşı hasmane tutum da kimden gelirse gelsin Türkiye’nin verecek cevabı her zaman vardır.
‘ABD itibar kaybetti’
Yeni ABD yönetimi ile ilgili beklentiler var...
Yeni yönetim daha işin başında, biz önyargılı bir düşünce içerisinde değiliz. Üç beklentimiz var. Bir; 15 Temmuz alçak darbe girişiminin başı, teröristbaşını iade etmeleri. Bu konuda karşılıklı ahitlere sadakat göstermeleri. Bu konuda gereken dosyalar, bilgiler, belgeler her şey verildi. Bundan sonraki adımları yönetimin atması lazım. Çünkü bu mesele ortada olduğu müddetçe vatandaşların Amerika yönetimi hakkındaki algısını düzeltmemiz mümkün değil. İkincisi Ortadoğu’da özellikle Suriye’de DEAŞ’ın yok edilmesi ve diğer terör örgütleri ile mücadele konusunda geçmiş yönetimin yanlışlarının düzeltilmesidir. Nedir bu yanlışlar? PKK’nın isim değiştirmiş, devamı niteliğindeki PYD/YPG ve şimdi de SGD mi nedir; onlar hepsi aynı. (ABD’nin zırhlı araç vermesini nasıl değerlendiriyorsunuz?) Maalesef. Bunlarla iş tutmaktan Amerika yöneticilerinin vazgeçmesi lazım. Bunlar terör örgütü. Terör örgütünü ortak alarak veya onlarla birlikte hareket ederek bir başka terör örgütünü yok etmek Amerika gibi büyük devlete, terörle küresel mücadeleye çok önem veren bir devlete yakışmaz. NATO’da başka platformda da stratejik ortaklığımız olan Amerika ile ilişkilere de büyük zarar verir. Bir terör örgütünü yanına alıyorsun, başka terör örgütünü alt etmeye çalışıyorsun, ondan sonra onu ne yapacaksın, başka birini mi bulacaksın? Bunun sürdürülebilir bir tarafı yok. Üçüncü konu da Amerika algısı Türk toplumunda maalesef bugün iyi bir düzeyde değil. Toplumsal algı bu iki olaydan dolayı Amerika’ya karşı çok itibar kaybetti ve düzeltme yönünde bazı somut adımlar atması gerekiyor yeni yönetimin. İnşallah bunlar cumhurbaşkanımızın, bizim yapacağımız görüşmelerde ele alacağımız konular. Ben bunların hepsinin konuşunca bir hal yoluna gireceği kanaatini taşıyorum. Tabii bunlar öncelikli olarak ele alınınca büyük ölçüde bir müspet gelişme yaşanır. Daha sonra da tabii karşılıklı yatırımlarla ticaretle diğer faaliyetlerle desteklemek...
Bahsettiğiniz üç konuda bir sinyal alabildiniz mi?
Arkadaşlarımız yeni yönetimin ekibiyle çalışmalarını sürdürüyorlar. Karamsar olmayı gerektirecek bir şey yok. Bu konularda ilk tebrik görüşmelerimizde de konuya olumlu yaklaşılacağı yönünde işaretler aldık.
‘İpe sapa gelmeyen şeyler söylüyor’
Referandum için takvim netleşti mi?
Nisan’da olacak. (9 Nisan mı, 16 Nisan mı?) İkisinden biri. Mayıs’a kalmaz.
Genel bir değerlendirme yaparsak, referanduma nasıl gidiyoruz?
Herhangi bir sıkıntı yok. Biz hiçbir zaman vatandaşa giderken endişe yaşamadık, uzun dönemdir de yaşamıyoruz. Her ne kadar hayırcılar korku tünelini gösteriyorsa da aydınlık her zaman halkın önüne gitmekte. Aydınlığı, geleceği inşa eden hep vatandaş oldu. O yüzden biz çok rahatız. Çünkü yaptığımız iş ülkenin geleceği için, milletin selameti için yapılmış bir iştir ve milletin vekilleri Meclis’te her türlü şeyi söylediler. Konuşulmayan bir şey kalmadı. Şimdi benim üzüldüğüm şey bütün bunlar ortadayken sanki biz bir dayatma yapıyormuşuz... Ne dayatması kardeşim. Meclis’i, komisyonları saymıyor musun? MHP ile oturduk bunu haftalarca çalıştık. Hatta o süreçte ben sayın ana muhalefet partisi genel başkanına dedim ki ‘tamam siz bu sisteme karşısınız, kendi sisteminizi de getirin beraber oylayalım. 367’yi de geçse bile götürelim.’ Ses çıkarmadı.
Yani bütün bu işler ortadayken kalkıp şimdi bu değişiklik hakkında hiç ipe sapa gelmeyen şeyler söylüyor. Aslında söylediklerine kendisinin de inandığını zannetmiyorum. Ama herhalde böyle bir duruş sergilemesi gerekiyor anladığım kadarıyla.
Bu değişiklik, milletin doğrudan güvenoyu verdiği ve hükümeti sandıkta kurduğu bir değişikliktir. ‘Ayak oyunları olmasın. Ankara oyunlarından uzak, ben ne dediysem o olsun’ diyor millet.
‘Bizi MHP ile anıyorlar’
Ne oldu? Ak Parti de işi sahibine götürdü. Yaptığımız şey çok basit; 2007 değişikliğinin eksik kalan kısımlarının tamamlanmasıdır. Yani kıyamet koparmaya lüzum yok. ‘Üniter devlet gidiyor, memleket elden gidiyor...’ Kardeşim memleket elden nasıl gidiyor? Memleketi elden götürmek isteyenlerle, bölmek isteyenlerle aynı kampta buluştunuz. Bu ne yaman çelişkidir, böyle bir şey olur mu? Onlar da ‘hayır’ diyor siz de ‘hayır’ diyorsunuz. Ne kaldı, aranızda ne fark var? Eğer siz HDP ile aynı anılmaktan... Görüyorum ki sinirleniyorlar. ‘Bizi niye onlarla beraber anıyorsunuz.’ Nasıl anacak millet? Onlar da ‘hayır’ diyor siz de ‘hayır’ diyorsunuz. MHP ile de bizi aynı anıyorlar. Çünkü biz ‘evet’ diyoruz. Yaptığınız işin sonucuna katlanacaksınız. Türkiye ülkesiyle, milletiyle bölünmez bir bütündür. Demokratik, laik, sosyal hukuk devletidir. Başkenti Ankara’dır. Bayrağı ay yıldızlı al bayraktır. Bu kadar net. Sonra bu rejim değişikliği gibi abuk sabuk tartışmalar. Artık insanlar gına getirdi bunlara. Böyle bir şey yok kardeşim. Yaptığımız, cumhuriyetin bize sağladığı imkanlarla daha iyisini yapmak. Ülkede istikrarı kalıcı hale getirmek.