Adalet Tanrıçası’nın gözleri gerçekten bağlı mıdır?
Yoksa bu sadece bizim ülkemizde mi böyle?
Prof. Sami Selçuk “Kendini Tüketen Hukukun Dramı” adlı kitabında konuyu aydınlatıyor:
“Hayır, Adalet Tanrıçası Themis’in gözleri hiçbir dönemde ve hiçbir yerde kapalı olmamıştır. Olamaz da. Eski Yunan’da da böyleydi. Nitekim Atina’daki müzede de Tanrıça’nın gözleri açıktır. Dahası Türkiye, ilkel bir hukuk anlayışı ile Tanrıça’nın bir eline terazi, bir eline kılıç vererek gözlerini kapatmış; eline hukuk, yani yasa vermemiştir. Doğrusu ise Tanrıça’nın bir eline terazi, bir eline kitap vermek ve gözlerini de açtırmaktır. Zira adaletin gözleri kapalı olamaz. Bu zorba adalet anlayışı çağ gerisidir.”
? ? ?
Amerika’da bir zamanlar tren soygunları ve cinayetlerle toplumu bezdiren ünlü haydut Jesse James’ten bütün toplum kurtulmak istiyordu. Başına büyük ödül konmuştu. Arkadaşı Robert Ford, bu ödülü almak için, onu arkasını döndüğü bir anda tabancayla vurup öldürdü.
James’ten kurtulmak istese de Amerikan halkı bu infaza sevinmedi. Çünkü mertçe değildi. Hukuk ve adalete uymuyordu.
Robert Ford halkın gözünde bir ahlaksız olarak görüldü, buna karşılık Jesse James Amerikan tarihinde efsaneleşti, hakkında kitaplar yazıldı, 20’yi aşkın filme konu oldu...
Son söz; En azılı hayduta bile cezasını hukuk içinde vereceksiniz... Aksi takdirde suçlu insanları kahraman yapar, kendinizi haksız duruma düşürürsünüz...
Askerin savaşı!
Yayınmlanan 671 No’lu KHK ile TSK içindeki bir teamül, (yani genelkurmay başkanının kara kuvvetleri komutanlığından sonra atanması teamülü) yıkıldı. Siyasi iktidarın mevcut orgeneral veya oramiraller arasından istediğini genelkurmay başkanı ataması yolu açıldı.
Bu kararın sonuçları ne olur?
Askeri uzman, Metin Gürcan, diyor ki:
- KHK 671’le seçilmiş siyasi irade ‘Ben teamül falan tanımam artık kardeşim. TSK içindeki orgeneral/oramiraller arasında bana en sadık, en kolay çalışabileceğimi seçerim. Genelkurmay başkanı yaparım’ diyor. Tartışmayı kapatıyor. Artık TSK’daki her bir orgeneral/oramiral birbirinin rakibi olacağı için genelkurmay aşkanının seçilmesinde bir belirsizlik hakim olacak.
Bakın seçilmiş sivil irade ‘askeri alana’ belirsizlik pompaladıkça, rekabet ortamı sağlayacağını, bir denetim mekanizması kurabileceğini düşünüyor. Çok yanlış. Çünkü seçilmiş bir sivil siyasetçi için belirsizlik bir fırsat ortamı, yani aslında istenen bir şeyken, asker için belirsizlik yok edilmesi gereken, nefret edilen en büyük canavardır. Kısaca sivil seçilmiş belirsizliği yönetir, asker belirsizlikle savaşır. Askerin belirsizlikle savaşı da aralarında bir yıkıcı rekabete neden olabilir ve bu yıkıcı rekabet günün sonunda Allah muhafaza Balkan Savaşları’nda olduğu gibi ‘Edirne’nin Bulgarın elinde kalması Enver’in askerlerinin elinde kalmasından iyidir’ sendromuna bizi götürebilir..
KALK
Okula yeni gelen öğretmen ilk dersinde öğrencilere ilginç bir çağrıda bulunmuş:
- Kendini geri zekâlı hisseden varsa ayağa kalksın...
Sınıfta çıt yok. Nihayet biri kalkmış:
- Sen kendini geri zekâlı mı hissediyorsun?
- Hayır, demiş çocuk, ama sizin tek başına ayakta kalmanıza gönlüm razı olmadı da...
Esad’ın kovaladığı IŞİD’li teröristler Türkiye’ye kaçıyormuş.
Feto’dan boşalan yerler onların da iştahını kabarttı demek…
? ? ?
Atatürk bir kez daha haklı çıktı!
O ülkeyi irticacı tarikat ve cemaatlere değil,
laik Cumhuriyete, bilime, aydınlığa inanan gençlere emanet etmişti…
? ? ?
İktidar “Memleketi darbenin kıyısından döndürdük” diye alkış bekliyor.
Neyi alkışlayacağız!
“Memleketi darbenin kıyısına getirmelerini” mi?
Akif Kökçe
ASLI
Aslı Erdoğan’ın kitaplıktaki kitaplarını karıştırıyoruz.
1999 yılında imzalayıp bize gönderdiği “Taş Bina” adlı kitabının ilk sayfasına şu notu düşmüş:
“Yoksa insan dediğin nedir ki... Yersiz bir kahkaha işte...
Uzaklardan çok yakın selamlar...”
Aslı o yıllarda konuşup görüştüğümüz bir yazardı.
Türk diline ve edebiyatına katkılarını hayranlıkla izlerdik.
Piyango neden ve nasıl ona isabet etti bilmiyoruz.
Özgür Mumcu şu mesajı atmış:
“Aslı Erdoğan’ı tutukladığınızda terörle mücadele etmiş mi oluyorsunuz? Hakikaten buna inanıyor musunuz?”
Aslı Erdoğan ünü sınırlarımızı aşmış yazardır.
Tutuklanması bu ülkede ifade özgürlüğü ve terörle mücadelenin ciddiyetine kuşku düşürür. Ülkenin itibarını daha da aşağı çeker.
İstenen o mu?