16.10.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:
GÖKÇER TAHİNCİOĞLU - ANKARA
Yargıtay, hemen her kadın cinayetinden sonra öldürülen kadını suçlu gösterecek biçimde kullanılan, son olarak okul önünde öldürülen Helin Palandöken için de tekrarlanan, yargılama sırasında ceza indirimine yol açan “söylemler” konusunda tarihi bir karar verecek. Yargıtay Başsavcılığı, Ankara’da, evlenme teklifini reddeden Hatice Kaçmaz’ı öldüren Orhan Munis’in yargılandığı davada, büyük önem taşıyan bir tebliğnameye imza attı. Başsavcılık, yerel mahkemenin Kaçmaz’ı 15 yerinden bıçaklayarak öldüren Munis’in eyleminin “tasarlayarak öldürme” sayılmamasına yönelik kararın bozulmasını istedi. Munis’e ceza verirken çok tartışılacak bir yoruma imza atarak, cinayetin “tutkulu sevgi” nedeniyle işlendiğini belirten mahkemenin kararının doğruyu yansıtmadığının anlatıldığı tebliğnamede, “cinayet düşünme, karar, planlama ve icra safhalarıyla işlenmiştir” denildi. Yargıtay, tebliğname doğrultusunda karar verirse, silah edinerek kadın cinayeti işleyenlerin, “Sevgi ya da kıskançlıktan dolayı, öfke patlaması ile cinayeti işlediği, tahrik olduğu” gibi gerekçelerin önünün kesilmesi için büyük bir adım atılmış olacak.
Milliyet duyurmuştu
Kadın cinayetlerini işleyen sanıklar genellikle, “aşıktım, kıskandım, küfür etti” gibi gerekçelerle eylemini açıklıyor ve medyaya “aşk cinayeti” olarak yansıyan bu olaylarda mahkemeler sanığın “tahrik” altında suçu işlediği, öfke patlaması yaşadığı gibi yorumlar yapabiliyor.
Milliyet’in skandal gerekçeli kararını gündeme getirdiği Ankara’daki Hatice Kaçmaz cinayetinde de benzer bir süreç yaşandı. Eşini trafik kazasında kaybeden ve üç buçuk yaşında bir kızı olan TRT Sanatçısı Hatice Kaçmaz’a (33), defalarca evlilik teklif eden Orhan Munis reddedilmesine rağmen ısrarını sürdürdü. Kaçmaz, sürekli kendisini rahatsız eden Munis’le, büyük ısrarı sonucu parkta buluştu. Munis, yeniden reddedilince Kaçmaz’ı 15 yerinden bıçaklayarak öldürdü.
‘Kurban alacaktım’
Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılanan sanık, buluşmaya giderken yanına bıçak almasını “kurban almaya gidiyordum” diye açıkladı. Ancak Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu adına
Avukat Ceren Şimşek, sanığın bıçağı bileğine sakladığını, yanında kurban alacak parası olmadığını açığa çıkardı. Mahkeme ise bunlara rağmen tasarlayarak öldürme değil öldürme suçundan ceza verdi. Sanık, 30 yılı aşkın süre kesintisiz ceza yatmaktan kurtuldu.
Skandal gereçe
Mahkeme, gerekçeli kararında ise skandal ifadeler kullandı. Kararda, Yargıtay içtihatlarına göre tasarlayarak öldürme suçunun oluşması için “karar verme, ruhi sükunete rağmen kararından vazgeçmeme, plan yapma” unsurlarının bulunması gerektiği kaydedildi. Kararda, sanığın maktüleyi önceden tehdit etmediği, aralarında tartışma geçtiğine yönelik tanık bulunmadığı belirtilerek, “Maktule ile evlenmeyi isteyen sanık, maktülenin bir türlü kabul etmemesi, ayrılma düşüncesini kendisine açıklaması sonucu içindeki tutku derecesindeki aşırı sevgiden kaynaklı duygusallığın etkisi ve ruh hali üzerinde yarattığı hiddetle yanına bıçak alarak, o hiddetin sonucu olarak maktuleye bıçak darbelerini vurmuştur” denildi.
Tarihi tebliğname
Yargıtay Başsavcılığı, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın da takip ettiği davada tebliğnamesini hazırladı. Başsavcı Yardımcısı Abdullah Er imzalı tebliğnamede, yerel mahkemenin yaptığı gibi “tasarlayarak öldürme” suçunun unsurları sıralandı. Tebliğnamede, buna göre, yüzlerce kez arayan, kısa mesajlar gönderen sanığın, “son kez görüşelim” diyerek Kaçmaz’ı buluşmaya ikna ettiği anımsatıldı. Sanığın 19.9 cm’lik bir bıçak alarak, bıçağı çorabına bağladığı, yeniden reddedilince Kaçmaz’ı yoğun kasıt altında, vücudunun hayati organlarının bulunduğu bölgeleri dahil 15 kez bıçakladığı vurgulandı. Tebliğnamede, cinayetin öfke patlaması altında işlenmediği, düşünme, karar, planlama ve icra safhalarının bulunduğu kaydedildi ve kararın bozulması istendi.
Yargıtay 1. Ceza Dairesi, tebliğname doğrultusunda karar verirse, kadın cinayeti işleyenlerin, “Sevgi ya da kıskançlıktan dolayı, öfke patlaması ile cinayeti işlediği, tahrik olduğu” gibi gerekçelerin önünün kesilmesi için büyük bir adım
atılmış olacak.
‘Tutku değil, tasarlama’
Ceren Şimşek (Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun avukatı):
“Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından ‘tutku derecesinde aşırı sevgiden kaynaklanan duygusallığın etkisi ve ruh hali üzerinde yarattığı hiddetle’ cinayeti işlediğine kanaat getirerek sadece öldürmeden ceza verilmişti. Biz katilin bu suçu planlayarak işlediğini söyledik. Başsavcılık da bu yönde tebliğname hazırladı. Katilin bir düşünme, planlama ve karar aşamasından sonra icra safhasına geçtiği dosya içerisindeki delillerle de sabittir.”
Ayşen Ece Kavas (Platform Temsilcisi):
“Ekimin ilk 10 gününde 20 kadın öldürüldü. Hatice Kaçmaz davası da kendi hayatı ile karar vermek isteyen bir kadının öldürüldüğü bir dosyaydı. Maalesef mahkeme ‘tutkulu sevgi’ ile düşük ceza verdi. Yargıtay’dan bu kararı bozmasını bekliyoruz. Daha dün Helin Palandöken öldürüldü ve ‘aşk kurşunu’ denilebildi. Bu kararlar, medyayı da toplumu da etkiliyor ve yeni cinayetlere davetiye çıkartıyor. Emsal kararlar verilir, indirim uygulanmazsa o zaman cinayetlerin önüne geçilebileceğini düşünüyoruz.”