Melih Aşık

Melih Aşık

m.asik@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

Eşsiz bir tiyatro, sanat ve edebiyat adamı olan Haldun Taner’in Kadıköy Mühürdar’daki büstü hafta başında insan görünümlü yaratıklar tarafından kırılıp kaçırıldı. Valilikten herhangi bir açıklama yapılmazken Kadıköy Belediyesi hiç duraksamadan heykelin en kısa sürede yeniden yaptırılacağını açıkladı.

Merakımız; Kültür Bakanı Nabi Avcı hiç Haldun Taner’in bir öyküsünü okumuş veya Keşanlı Ali Destanı gibi bir oyununu izlemiş midir? Öyleyse bu muhterem adamın anısına yapılan saygısızlıkla ilgili bir çift söz neden söyleyemez?

Heykel kıran IŞİD uzantılarına, Haldun Taner’den daha çok mu saygı duyuyorlar?

? ? ?

Haberin Devamı

Haldun Taner uygar ve çağdaş adamdı ancak ideolog veya militan değildi. Heykelinden ne istemiş olabilir? Ali Sirmen şu yorumu yaptı sütununda:

“ Oturup düşündüm ki toplum artık yeni bir evreye girmiştir.

Türkiye’de egemen olan yeni yükselen sınıf, kendisi gibi olmayan, aynı tornadan çıkmayan, biat kültürüne boyun eğmeyen, seçkin farklılığı ilk bakışta belli olan herkese düşman olup... Bu sınıfın mensupları ile onların takipçileri, kendileri gibi olmayan, kendisine benzemeyen herkesi düşman görüp saldırmaya, onların toplumsal kazanımları ve değerleriyle kavga etmeye, onları ayaklar altına almaya hazırdır.

Haldun Taner’in büstünün saldırıya uğramasının, kendi öz değerlerine saldıran bir toplumda şaşılası yönü yoktur.”

Güncel endişeler!

Son yıllarda ortaya çıkan korku, endişe ve kaygılara karşı vatandaşın aldığı önlemlere bir göz atalım...

? Deprem korkusuna karşı, deprem çantasıyla uyumak...

? İç savaş korkusuna karşı, yurtdışındaki eş dostla iyi geçinmek,

? Canlı bomba korkusuna karşı, kalabalık yerlerden kaçınmak,

? İşsiz kalma endişesine karşı AKP il veya ilçe teşkilatlarına kayıt yaptırmak,

? Kapkaç terörüne karşılık, cepte göz yaşartıcı sprey taşımak;

? Sele kapılma korkusuna karşı, yağmurda sokağa çıkmamak;

? Trafik tıkanır endişesine karşı düğün ve randevulara bir iki saat önceden gitmek, erken varınca boş boş beklemek.

Haberin Devamı

? Aynı simaları görme korkusuna karşı, televizyonu açmamak;

? Mahalle baskısına karşı, başını kapatmak/sakal bırakmak;

?Hastanede soyulma endişesine karşı hastalığa internetten bizzat teşhis koyup, çare aramak;

? Cuma günleri namaz saatinde camiye gidilmiyorsa ortalarda görünmemek...

? Bebeklere, gelecek endişesiyle, dini çağrışımlı isim koymak;

? Büyüklere hakaretten 4 yıla kadar hapis istemiyle yargılanmamak için toplu mekânlarda siyasetten söz etmemek...

? Kafa karışıklığına yakalanmamak için kanallardaki açık oturumları izlememek...

? Nasıl olsa bilgi ve kültür işe yaramıyor kaygısıyla gazeteyi, kitabı eve sokmamak...
Yeni Türkiye’de yeni hayat yeni bir insan yaratıyor dostlar. (Akif Kökçe)

KILIÇ?

Atatürk’ün silah arkadaşı Kılıç Ali’nin oğlu, gazeteci- diplomat Altemur Kılıç 92 yaşında hayatını kaybetti.

Altemur Ağabey ile Güneş Gazetesinde (1982 - 85) birlikte çalıştık.

Renkli adamdı. Yaşayan tarih gibiydi.

Atatürk’ten tokat yemek kaç kişiye nasip olur hayatta...

Florya Köşkünde kızlarla denizde oynaşırken biraz sıkıştırıp mıncıklamışlar

Atatürk uzaktan durumu görmüş. Onu ve yanındaki Mustafa Kemal’i (Yaveri Cevat Abbas’ın oğlu) çağırmış.İkisine de birer tokat atmış.

Para sıkıntısı çekerdi. Babasından bir şey kalmamıştı.

Altemur Ağabey unutkanlığıyla ünlüydü.

Haberin Devamı

Adnan Menderes’e adı ve soyadının ilk harflerini taşıyan kol düğmeleri armağan etmişti ki... Bunun da kasıt değil dalgınlık sonucu olduğu söylenir.

Yobazlar epilasyon aletine de karşı çıkıyormuş.

Ona da alışırlar!
Bir zamanlar televizyona karşı çıkan tarikatların şimdi hepsinin kanalı var!
Akif Kökçe

SİLAH

Eskilerin sevdiği bir şarkıdır: “Hiç mi gülmeyecek benim de yüzüm...”
O misal.. Yüzümüz hiç gülmüyor...

Bu hafta Twitter’da “Ak milisler hazır reis. Vur de vuralım, öl de ölelim” mesajları görüldü. Bireysel silahlanma çağrısı yapıldı.

AKP’ye yakın bir örgütün lideri şu mesajı attı:

“Bizimle birlikte hareket eden tüm kardeşlerimize çağrımızdır; Vatan için, bayrak için, Erdoğan için silahlanın”

İktidara yönelik en küçük eleştiride soruşturma açan savcılar kıllarını kıpırdatmadı.

Öte yandan Diyanet İşleri Başkanlığı camilerde FETÖ’yle karşı gençlik örgütleri kurulacağını açıkladı.

Böyle örgütlerin sonunda neye dönüştüğü Nazi Almanya’sında görüldü. Sanırız ona özeniyorlar!