27.07.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:
Mine Özdemir
Dershaneden dönüşen temel liseler, özel okul olma yolunda fiziki altyapılarını tamamlamaması durumunda 2018-2019 eğitim öğretim yılının sonunda kapanacak. Milli Eğitim Bakanlığı’nın (MEB) 2016-2017 İstatistikleri’ne göre Türkiye’de 1007 temel lise ve burada öğrenim gören 214 bin 551 öğrenci bulunuyor.
Bu okullarda toplam 19 bin 928 öğretmen görev yapıyor. Temel eğitim kurumlarının birçoğunun fiziki altyapılarını sağlayamadığına dikkat çeken sektör temsilcileri, kendilerine tanınan süre uzatılmazsa Haziran 2019’da temel liselerin yüzde 60’ının kapısına kilit vurulacağını kaydediyor.
Süreç, 2015’te kapatılan dershanelerin bir kısmının özel okula, bir kısmının da özel öğretim kursuna dönüşmesiyle başlamıştı. Sayıları 4 bini geçen dershaneden, 2 bin 396’sı, dershane dönüşüm programına başvurdu, bunlardan 2 bin 217’si programa alındı. Dönüşüm okulu olarak faaliyete başlayan bin 397 okulun, bin 173’ü temel lise, geri kalanı ise ilkokul, ortaokul, Anadolu lisesi ve okul öncesi eğitim kurumu oldu. Dönüşüm sürecinde 500 dershanenin kurucusu da dershanecilik faaliyetine son verdi.
Milli Eğitim Bakanlığı Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliği’nde 2014’te yapılan değişiklikle dönüşüm programına alınan ve mevcut binalarında veya farklı binalarda okul açmak amacıyla başvuran kurucuların, 2018-2019’un bitimine kadar okul binalarını standartlara uygun hale getireceğine veya standartlara uygun başka bir binaya nakil yapacağına ilişkin noter onaylı dönüşüm taahhüdünde bulunması şartı getirilmişti.
Buna göre temel liselere tanınan süre Haziran 2019’da sona eriyor. Fiziki altyapılarını tamamlayanlar özel okul olarak eğitime devam edecek, tamamlamayanlar ise kapatılacak. Sektör temsilcileri süre uzatılmazsa kapatılan temel liselerin, özel öğretim kurslarına dönüşmesini, bu kurslardan alınabilecek ders sayısının ise 1’den 5’e çıkarılmasını talep ediyor. Konuyla ilgili görüşler şöyle:
‘Çıkış noktası bulunabilir’
Kültür Eğitim Kurumları Eğitim ve Rehberlik Hizmetleri Genel Müdür Yardımcısı Salim Ünsal: Bu yıl temel liselerin eğitim öğretim faaliyetlerine devam edecekleri son yıl. Eğer kanuni bir değişiklik yapılmazsa ya özel lise olarak devam edecekler ya da koşulları sağlayamayanlar sistemden çıkacak.
Şu anda 1000’in üzerinde temel lise var. Bunların içinde eğitim kalitesi olarak gerçekten iyi olanların yanı sıra hâlâ geçmişte kalan dershanecilik alışkanlıklarını sürdüren okulların da olduğunu görüyoruz. Ama buna rağmen bir ihtiyacı karşıladılar mı? Evet. Dershaneler kapandıktan sonra ve özel öğretim kursları açılıp, bunlar da tek dersle sınırlandıktan sonra mezun öğrenciler için hafta sonu kurs bakımından bir alternatif olabilme özelliğini sürdürüyor. Bu açıdan bakıldığında bir ihtiyacı karşılıyor.
Temel liseler, çocukları sınava iyi hazırlıyor, bazı iyi okuldaki öğrenciler de ara sınıflarda temel liseye geçerek sınava hazırlığa ağırlık veriyor. Temel liselerin önemli bir kısmı fiziki dönüşümünü yapmaya başladı. Özellikle büyük kentlerde yer bulma sıkıntısı aşikâr. Biz de temel lise işletmecisi olarak faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Pek çok yerde nizami okul kurallarına uygun binalara gidiyoruz. Sektörde temel liselerin birkaç yıl devam etmesi yönünde beklenti var. Bu yasal düzenlemeyle yapılabilecek bir husus.
Haziran 2019’da “Hadi okulları kapatıyoruz” dediğimiz anda sektör, buna hazır değil. Temel liselerin dönüşümünde daha çok fiziki şartlar arandı. Bahçe, laboratuvar, sosyal ve sportif alanlarla ilgili standartlara ne kadar uyulup uyulmadığına bakılıyor. Şu anda hali hazırda temel liselerin yüzde 60’ı fiziki koşulları sağlayabilmiş değil. Fiziki olarak bu dönüşümü sağlayabilecekler daha çok zincir okullar. 3-4 yıllık bir süre daha gerekebilir.
Özel öğretim kurslarında tek ders değil de çok dersli bir uygulamaya geçilirse o zaman temel liselerin çok büyük bir problemi kalmaz. Hali hazırda temel lise olanlar yeniden kurs modeline dönüşerek eğitim hayatını sürdürmeye başlar. Böyle bir çıkış noktası da bulunabilir.
KGTÜ’den öğrenci başına 116 bin TL yatırım
Yükseköğretim Kurulu (YÖK) tarafından yayımlanan “Vakıf Yükseköğretim Kurumları 2018” raporuna göre Konya Gıda ve Tarım Üniversitesi, (KGTÜ) öğrenci başına yaptığı 116.269 TL harcamayla öğrencilerine en fazla yatırım yapan üniversite oldu.
KGTÜ, gerçekleştirdiği yatırımlarla kendisine en yakın sırada bulunan üniversiteden öğrenci başına yaklaşık 2 kat daha fazla harcama gerçekleştirdi.
Vakıf Yükseköğretim Kurumları 2018 raporunda, tam bursluluk oranında da ikinci sırada yer alan KGTÜ, bu sıralamada da kendisine en yakın üniversiteden yaklaşık 5 kat daha yüksek bir orana sahip olarak, Türkiye’de yüzde 100 tam bursluluk oranına sahip iki üniversiteden biri oldu.
Henüz yeni kurulan bir üniversite olmasına karşın KGTÜ, öğrenci başına düşen basılı kitap sayısıyla Türkiye’deki ilk 10 vakıf üniversitesi arasında yer alırken toplam açık alan büyüklüğünde ise ilk 20 üniversiteden biri oldu.
‘Süre birkaç yıl DAHA uzatılmalı’
Özel Eğitim-Öğretim Derneği (ÖZDEBİR) Onursal Başkanı Faruk Köprülü: 30 Haziran 2019 tarihi itibariyle temel liseler kapanacak. İlk açıldığında temel lise sayısı 1200 küsurdu. Sonradan bir kısmı kapandı. Şimdi 950 civarında okul var. Bakanlık dönüşüm noktasında dershanelerin okul olma şartlarını gerçekten kurumların lehine olmak üzere çok rahatlatmıştı. Bu nedenle de mevcut binalarda okulların açılmasına izin verildi. Başka türlü çok kısa sürede hemen okula dönüşülemezdi. Bu rahatlatılan şartlar birçok arkadaşın temel lise ve sonrasında bir özel okula dönüşmesi konusunda yararlı ve doğru oldu. Bakanlığın tekrar temel liselere izin vermesi, kanun değişikliğini gerektiriyor.
Dershanelerin herhangi bir özel öğretim kurumuna dönüşümü için taahhütte bulunulması gerekiyordu. Arkadaşlarımızın bir kısmı anaokulu, bir kısmı kolej açmak üzere taahhütte bulundu. Birçoğu da temel liseler kapanacakmış gibi yeni okulları açmak için ya bina kiraladılar ya da arsa alarak, inşaat çalışmalarına başladılar. Sektörden tamamen çekilmek isteyenler de temel liselerin kapanmasıyla birlikte ayrılacak. Milli Eğitim Bakanı’na konu mutlaka iletilecek. Bunun sonunda durum değişir mi, tekrar süre verilir mi yoksa mevcut kanun uygulanır mı, onu şu anda kestirmek zor. En azından birkaç yıl daha temel liselere izin verilmesi, yatırım yapacakların önünün açılması açısından doğru olur. Çünkü yeniden okul inşaatı yapılıyor, binalar kiralanmış. Bu taahhütlerin yerine getirilmesi için süreye ihtiyaç var. Haziran 2019’da yatırımlar tamamlanmamış olabilir. O nedenle 1-2 yıl daha verilirse iyi olur. Özel öğretim kursları konusu da çok karışık. Bakanlık önce bir derse izin verdi sonra bu sayı 5’e, sonra tekrar 1 derse düştü. 1 dersle kurumların yaşaması mümkün değil. Şu anda 1 ders alınmış olsa da 5 ders veriliyor. Bunu herkes biliyor.
Bakanlık, eğer ihtiyaç devam ediyorsa ders sayılarını şu anda uygulanan şekle getirirse doğru olur diye düşünüyorum.
TOBB ETÜ’den burs müjdesi
TOBB Ekonomi ve Teknoloji Üniversitesi (TOBB ETÜ), İş Dünyası Burs Programı’yla maddi desteğe ihtiyacı olan başarılı gençlerin TOBB ETÜ’lü olmasını sağlayacak. Program kapsamında burs almaya hak kazanan öğrencilerle tercih öncesi bir sözleşme imzalanacak. Böylelikle öğrencilerin TOBB ETÜ’de tam burslu okumaları garanti altına alınacak. Öğrencilerin eğitim ve konukevi giderleri 5 yıl ve ilave olarak 1 akademik dönem boyunca bursu veren kurum, kuruluş, şirket ya da kişiler tarafından karşılanacak. Ayrıca öğrencilere aylık katkı payı da verilecek.
Hisarcıklıoğlu’ndan çağrı
TOBB ETÜ Mütevelli Heyeti Başkanı M. Rifat Hisarcıklıoğlu, 81 ildeki YKS’ye girmiş gençleri 5 Ağustos’a kadar burs programına başvuru yapmaya, eğitime gönül verenleri de burs programına destek vermeye davet etti. Eğitimde fırsat eşitliğini ve kaliteli eğitimi yaygınlaştırmakta iş dünyasına büyük görev düştüğünü belirten Hisarcıklıoğlu, “Eğitime yapılan yatırımdan zarar etmezsiniz. Hep kar edersiniz. İnsan kazanır, toplum kazanır, ülke kazanır, dünya kazanır, siz kazanırsınız. Ben bu vesileyle eğitime gönül vermiş tüm kurum, kuruluş, şirket ve kişileri de TOBB ETÜ’nün iş dünyamız ile öğrencilerimizi buluşturan Burs Programı’na destek vermeye çağırıyorum” dedi.
Silikon Vadisi için yola çıktılar
MEF Üniversitesi ve Icon Grup, İstanbul’da Sarıyer-Zekeriyaköy bölgesinde, yapay zekâ, dijital teknolojiler ve endüstri 5.0 odaklı, uluslararası ortaklı teknokent projesi için anlaşma imzaladı. MEF Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Muhammed Şahin ve Icon Grup Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Alkış tarafından imzalanan anlaşmayla kurulacak teknokentin 2019 sonunda faaliyete geçmesi planlanıyor.
Türkiye’nin, dünyada ilk 10 ekonomi arasına girme hedefinin, geleceğe yön verecek yapay zekâ ve dijital teknolojilerdeki yetkinlikle mümkün olabileceğini belirten Rektör Şahin, “Kurulacak teknokentin bir özel amacı olmalı. Türkiye’de birbirine benzer 80’e yakın teknokent var. Bizim kurmak istediğimiz teknokent dünyanın geleceğine yön verecek teknoloji alanlarına odaklanacak. Bu alanda dünyada başlayan büyük yarışta Türkiye’nin de var olduğunu gösterecek” dedi.
Dünya Bankası ile işbirliği
Gelecekte yapay zekânın eğitim, sağlık, güvenlik başta olmak üzere geniş bir alanda etkin rol oynayacağına dikkat çeken Şahin, teknokentin hem ulusal hem de uluslararası şirketlerin Ar-Ge birimleri için çekim merkezi olmasını hedeflediklerini aktardı.
Modern, doğayla uyumlu, özgürlükçü bir teknokent yaratacaklarını belirten Erdal Alkış ise şunları söyledi: “Teknokentimiz ülkemizin Silikon Vadisi olacak. Gerek 3. Havalimanı’na gerekse de İstanbul’un finans ve ticaret merkezine olan yakınlığıyla Sarıyer’de bulunan teknokentimiz için MEF ile ortaklık yapmaktan mutluyuz. Teknokentimizde uluslararası yabancı yatırımcılar da yer alıyor. Çok yakında Dünya Bankası ile de işbirliği yapılacak. Teknokentimizde yabancı yatırımcılarımızın ana hedefi Türkiye’de üretilen yeni teknolojilerin dünyaya pazarlanmasını sağlamaktır.”