08.10.2019 - 07:50 | Son Güncellenme:
GÖKHAN KARAKAŞ - İSTANBUL
1999 yılındaki Marmara Depremi sırasında pek çok insanı enkazdan çıkartarak Türkiye’nin en güvenilir arama kurtarma derneği AKUT’un kurucu başkanı Dr. Ferudun Çelikmen, deprem anında yapılması gerekenleri Milliyet’e anlattı. Yeditepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Acil Tıp Uzmanı Dr. Çelikmen şu uyarılarda bulundu:
“İlk sarsıntı sırasında 10-15 saniye içinde, denediğiniz eylem planını uygulamaktan başka şansınız yok. Kaçabilecek yerdeyseniz, deprem çantası gibi ayak bağlarını aramadan sevdiklerinizle dışarı kaçın.
En hazırlıksız anınız gece uykusunda bile, zaten yakınınızda olan iki şeyden biri
şarjda cep telefonu ve diğeri sudur. Deprem çantası, binası sağlam, kentleşmesi uygun ülkelerde sel, tayfun, deprem gibi felaketlerde mahsur kalanlar için uygundur. En fakir ülkelerde bile depremin yıkıcı etkisinden kurtulan hiç kimse açlıktan ölmemiştir.”
Cenin pozisyonu
Çelikmen, “15 saniye içinde sevdiklerinizi mi kurtaracaksınız, deprem çantası ile enkaz altında kamp kurup Robinson Crusoe hayatı mı yaşayacaksınız? Deprem çantası, sarsıntıda yöneldiğinizde ayağınıza dolanan bir prangadır. Çok katlı binaların üst katlarında bir yerlere koşuşturmak, pencerelerden atlamaya çalışmak ölümcül olabilir. Ezilse bile yok olmayacak ev eşyalarının yanında cenin pozisyonunda hedef küçültmek ezilme olasılığını azaltır. Cenin pozisyonu 40 cm yüksekliğinde bir aralıkta dahi böbrekleri korur, ısı kaybını engeller, şuur kaybında uykuda kalsanız bile en az enerji gereksinimiyle kalp ve solunum sisteminin düzenli çalışmasını sağlar” dedi.
Sağlam eşyalar
En kötü senaryoda bile yıkılan binanın kolon ve kirişlerinden oluşan yaşam üçgenlerinin hayat kurtardığına dikkati çeken Dr. Çelikmen şöyle devam etti: “1992 Erzincan depreminden beri katıldığımız afetlerde kurtardıklarımızın tamamı yaşam üçgenlerinde hedef küçültenler. Babaanneden kalma çeyiz sandığı, kullanılmayan eşya ve kitaplarla dolu bazalı yatak gibi eşyaların yanında, enkaza dönüşen binada az olan bu yaşama şansı doğru kullanılmış olur. Depremden zarar görmemenin en doğru çözümü ise doğru zemine yapılmış sağlam binalarda yaşamaktır.”
'Yine sorunu öteleyen açıklamalar yapılıyor’
İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Mühendislik Fakültesi’nden Doç. Dr. Yıldırım Göngör ise deprem çantası konusunda şunları söyledi: “Yine sorunu öteleyen bakış açıları konuşuluyor. Dünyada çalıştığım tüm depremlerde masa altından tek bir canlı çıkarmadık. Tam tersine masa altına girip hayatını kaybeden insan sayısı çok fazla. Yıkılan bir binada cenin pozisyonu dışında bir alternatif yaşam kurtarmıyor. Binanız sağlamsa hareket etmeden beklemek yeterli. Deprem çantası ise tam bir ayak bağıdır. Deprem sonrasında aç veya susuz kalarak ölen kimse yok. Deprem çantasında olması gerekenler büyük valize de sığmaz. Afet gönüllüsü olarak 20 yıldır çalışıyorum ve hedefin saptırıldığını görüyorum. Binalarımızı kontrol ettirip zayıf olanların yerine yenisini yapmalıyız. Depremin ölümcül etkilerinden kurtaracak tek hareket tarzı budur.”