Gündem‘Bu topraklarda inanılmaz hikâyeler var’

‘Bu topraklarda inanılmaz hikâyeler var’

08.12.2019 - 07:50 | Son Güncellenme:

Gazeteci Nurten Yalçın Erüs’ün ilk romanı olan “Şair, Edip, Dürüst Tüccar Leon Bahar’ı Takdimimdir” geçen ay Kırmızı Kedi etiketiyle raflarda yerini aldı. Erüs ile yeni kitabı hakkında konuştuk

‘Bu topraklarda inanılmaz hikâyeler var’

Ankaralı bir Yahudi olan Leon Bahar, İstanbul Sultanhamam’da genç bir tuhafiyeciydi. Bundan tam 77 yıl önce TBMM tarafından kanunlaştırılan Varlık Vergisi’ni ödeyemediği için Aşkale’deki çalışma kampına sürgüne gönderildi Leon. Her zaman iyi bir tüccar olmaya çaba gösteren Leon artık dürüst bir tüccar olduğunu kanıtlamaya çalışacaktı ölene dek. Aynı zamanda şair olmak isteyen bir adamdı kendisi. Ancak tek bir şiir bile yazamadan bu dünyadan göçüp gitti. Geriye ise sürgündeyken eşine ve bürokratlara yazdığı mektuplar ve dilekçeler kaldı…

Haberin Devamı

Gazeteci Nurten Yalçın Erüs’ün bu mektup ve dilekçelerden yola çıkarak kaleme aldığı “Şair, Edip, Dürüst Tüccar Leon Bahar’ı Takdimimdir” romanı ise geçen ay Kırmızı Kedi etiketiyle yayımlandı. Erüs’le ilk romanı hakkında konuştuk.

Leon Bahar’ın hikâyesine nasıl ulaştınız?

1999 yılında Fransa’dan Türkiye’ye döndüğüm günlerde Yılmaz Karakoyunlu’nun kitabından uyarlanan “Salkım Hanımın Taneleri” adlı film vizyondaydı. Çalıştığım dergi için gazeteci Üzeyir Garih’le Türkiye’nin ekonomik gidişatı hakkında röportaj yapmak için buluştuk. Kendisiyle uzun yıllardır tanışıklığımız vardı. Röportaj bittikten sonra kendisine filmi izleyip izlemediğini ve ailesinden o dönem kamplara giden olup olmadığını sordum. Sadece filmi izlediğini söyledi. Bu konularda pek bilgi vermezdi. Sohbet esnasında birden kalktı ve çalışma odasından elinde bir kâğıtla geldi. Bu kâğıt, vergi mağduru Leon Bahar’ın dilekçesiydi. Ardından da Üzeyir Bey, Leon Bahar’ın kuzinin eşi olduğunu söyledi bana.

Haberin Devamı

“Benim için sorumluluktu”

Sonra ne yaptınız?

Bunu bir ipucu olarak kabul ettim ve araştırmalarıma başladım. Rıdvan Akar ve Prof. Dr. Ayhan Aktar gibi isimlerin bu Varlık Vergisi hakkında ağırlıklı olarak doktora tezi olarak yazıp sonrasında yayına vermiş oldukları kitapları okudum. Kendilerine bu konuda danıştım. Ardından da tek dilekçeden bir haber yaptım.

Önce bir haberdi yani… Kitaba dönüştürmeye nasıl karar verdiniz?

Evet. Haberimi yayımladıktan sonra Üzeyir Bey’i teşekkür etmek için aradım. O da beni Tamar Bahar’la tanıştırdı. Tamar Hanım’la görüşmeye başladık ve dost olduk. Sonrasında ben haberin devamı için İstanbul’daki gayrimüslimlerle görüştüm. Ancak hiçbiri bu konuyu konuşmak istemedi. Bir gün Bahar Hanım beni akşam yemeğine davet etti. Bu konuları anlatırken beni bir süredir izlediğini ve bu konuda gerçekten çaba harcadığımı gördüğünü söyledi. Ardından bana içinde babası Leon’un sürgündeyken annesi Jenny’e yazdığı mektupların olduğu bir sandık getirdi. İlk etapta bu mektupları çevirdim. Fransızcaydı mektuplar… Sadece dilekçeler Türkçeydi. Ancak sonrasında 2017 yılına kadar uzun bir ara verdim. 2017 yılının ağustos ayında “Artık zamanı geldi” diyerek profesyonel hayatımı bıraktım ve kitabımı yazmaya karar verdim. Tamar Hanım’da bana bu süreçte rehberlik edecekti. Ancak böyle olmadı. Kendisini 27 Ağustos’ta kaybettik. O günden sonra bu konu artık benim için bir istekten çıkıp sorumluluğa dönüştü. Ben de kitabı yazmaya başladım.

Haberin Devamı

Biyografi türünde kitap yazmanın ne gibi zorlukları var?

Bunu mukayese edemeyeceğim. Belki başkalarına göre daha zordur. Ama kendi adıma şunu söyleyebilirim ki ben bu işi çok ciddiye aldım. Gazeteci olmam bu konuda çok işime yaradı. Leon Bahar’ın dili çok şiirseldi. Bu yüzden bu kitabı çok kuru bir şekilde yapamazdım. Bende var olduğunu bildiğim edebi tarafı geliştirdim bu kitap için. Aslına bakarsanız Leon’a yetişmeye çalıştım o lirik anlatımla. Bunun dışında dönem kitabı yazdığınızda çok iyi araştırma yapmanız gerekiyor. Örneğin 1942 yılında bir çarşı ortamını tasvir ederken plastik denen şeyin 1958’de icat edildiğini bilmeniz ve o kelimeyi orada kullanmamalısınız. Ya da karakterinizi tramvaya bindirecekseniz o zamanlar hangi durakların olduğunu araştırmanız gerekiyor. Zorlandım mı? Bu kadar bekledikten sonra zorlanmadım. Sadece çok yoğun çalıştım.

Haberin Devamı

‘Bu topraklarda inanılmaz hikâyeler var’

‘Roman yazmaya devam edeceğim’

Gelecekte başka insanların da hikâyelerini anlatmayı düşünüyor musunuz?

Büyük ihtimalle yazın hayatım devam edecek. Ben, tarihi çok seviyorum. Bu topraklarda inanılmaz hikâyeler var. Ve ben de muhakkak köklere inen bir şey yazmak istiyorum. Bana göre bugünden kopmayarak geçmişi yazmak gerekiyor. Özellikle biraz hatırlamak, yüzleşmek ve neyin üstüne yükseldiğimizi anlamak için… Yine mayamdaki gazetecilik dürtülerimle edebi üslubumu birleştireceğim bu tarz romanlar yazmayı düşünüyorum.