GündemAteist aile zorunlu din dersi davasını kazandı

Ateist aile zorunlu din dersi davasını kazandı

16.03.2016 - 16:28 | Son Güncellenme:

Antalya'da bir aile ateist oldukları gerekçesiyle ilkokul öğrencisi çocuklarının din derslerinden muaf tutulmasını istedi. İdare Mahkemesi aileyi haklı buldu

Ateist aile zorunlu din dersi davasını kazandı

Antalya'nın Kumluca İlçesi'nde bir ilkokulda 4'üncü sınıf öğrencisinin anne ve babası ateist oldukları gerekçesiyle çocuklarına verilen zorunlu Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinden muaf tutulmasına ilişkin açtıkları davayı kazandı.

Haberin Devamı

Kumluca'da Mimar Sinan İlkokulu 4'üncü sınıf öğrencisi E.Z.S.'nin annesi Aliye Uğur Sazcı ve babası Tongut Sonay Sazcı, tanrıtanımaz olduklarından bahisle çocuklarının Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinden muaf tutulması istemiyle Kumluca Kaymakamlığı'na başvurdu. Kaymakamlık, 6 Aralık 2014 tarihli kararında, anne ve babanın bu talebini reddetti. Bu karara karşın E.Z.S.'ye velayeten anne ve babası, Milli Eğitim Bakanlığı ve Kumluca Kaymakamlığı aleyhine Antalya 1'inci İdare Mahkemesi'nde dava açtı.

PSİKOLOJİK TRAVMA YAŞIYOR

Açılan davada, iradelerine ve felsefi görüşlerine aykırı bir biçimde dinsel eğitim verildiği, tanrıtanımaz oldukları, nüfus cüzdanlarında yer alan din hanesinin boş olduğu, zorunlu Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin verilmesinin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 9'uncu maddesine ve ek 1 nolu protokolün 2'nci maddesine aykırı olduğu yolunda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nce verilmiş kararlar bulunduğu, 4'üncü sınıf öğrencisi çocukların Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersini alırken psikolojik travma yaşadığı, içsel çatışmalar nedeniyle dersi algılamakta zorlandığı ileri sürülerek kaymakamlık işleminin iptali istendi.

Haberin Devamı

BAKANLIK DAVANIN REDDİNİ İSTEDİ

Türkiye'de Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerinin Anayasal zorunluluk olduğu, ders programları ve kitaplarının idarelerce hazırlandığı belirtilen Milli Eğitim Bakanlığı'nın savunmasında, herhangi bir din veya felsefi doktrin merkezli olmadığı, bilimsel araştırmaya dayalı bilginin ön planda tutulduğu, batıl ve hurafeye dayalı yanlış bilgilerden arındırıldığı dile getirildi. Ders programının hedefinin sadece İslam dinine mensup çocuklara değil hangi mezhebi veya felsefi düşünceden olursa olsun tüm çocuklara ve tanrıtanımazlara hitap ettiği de belirtilerek, davanın reddi istendi.

"NESNEL VE ÇOĞULCU OLMALI"

Antalya 1'inci İdare Mahkemesi ise kararında, devletin, eğitim ve öğretimle ilgili olarak üzerine düşen görevleri yerine getirirken müfredatta yer alan bilgilerin nesnel ve çoğulcu bir şekilde aktarılmasına dikkat etmesi, ebeveynlerin dini ve felsefi kanaatlerine saygı göstermesi gerektiği belirtildi.

Haberin Devamı

Anayasa'nın 24'üncü maddesine göre din kültürü ve ahlak öğretiminin ilk ve ortaöğretim kurumlarında okutulan zorunlu dersler arasında olduğunun kuşkusuz olduğu belirtilen kararda, şöyle denildi:

"Ancak bu öğretimin Anayasa'nın öngördüğü amaca uygun bir müfredatla verilmesi gerektiği, içeriğinin nesnel ve çoğulcu olması, kişinin dininin bir ayrım ve eşitsizlik unsuru olarak kullanılmaması ve devletin dinler karşısında tarafsız kalarak, bütün dinsel inançları eşdeğer görmesi gerekmektedir. Öğretimde uygulanan müfredatın belirli bir din anlayışını esas alması durumunda, bunun din kültürü ve ahlak bilgisi dersi olarak kabul edilemeyeceği ve din eğitimi halini alacağı açıktır."

Davaya hukuki destek veren Eğitim Sen'in Antalya Şube Başkanı Kadir Öztürk, bu kararla hukukun yerini bulduğunu söyledi. Mahkemenin davaya ilişkin kararını 30 Aralık 2015'te verdiğini, ancak kararın geçen pazartesi günü taraflara tebliğ edildiğini kaydeden Öztürk, "Bilimsel, laik, demokratik eğitimde herkesin kendi inancı doğrultusunda eğitim alması veya almamasının aileye, kişiye bağlı olması ve okullarımızda zorunlu din dersi olmaması gerektiğini gösteren bir hukuki karardır. Herkes kendi inancını istediği gibi yaşamalı ve buna devlet müdahale etmemelidir" dedi.

Haberin Devamı

Başkan Öztürk, Milli Eğitim Bakanlığı'nın 30 gün içerisinde karara itiraz için Danıştay'a başvurma hakkının bulunduğunu söyledi.