12.12.2019 - 07:50 | Son Güncellenme:
Kıvanç El / Seyfettin Ersöz / ANKARA
Türkiye’nin Libya ile yaptığı mutabakatın ardından gözler Doğu Akdeniz’de yaşananlara, Libya’daki siyasi duruma ve kıyıdaş ülkelerin yeni hamlelerine çevrildi. Kaddafi’nin 2011’de devrilmesinin ardından kaosa sürüklenen Libya’da şu anda iki farklı yönetim bulunuyor. Türkiye’nin anlaşmayı imzaladığı UMH ülkedeki nüfusun çoğunluğunun bulunduğu bölgelerde hakimiyetini sürdürüyor. UMH, BM tarafından da tanınan hükümet durumunda. Kaddafi’nin komutanlarından olan, ancak daha sonra Kaddafi muhalifi olarak yurt dışında uzun süre yaşayan Halife Hafter ise Rusya, Mısır ve BAE başta olmak üzere Fransa’nın da desteğini alıyor. Söz konusu ülkeler Hafter’e hem askeri hem de lojistik olmak üzere destek sağlıyor. Hafter’in en büyük hedefi ise ülkenin en önemli şehirlerinden Trablus.
ABD ve Rusya tepkili
Libya’daki siyasi durum sorunlu şekilde devam ederken Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Libya Ulusal Hükümeti Başkanlık Konseyi Başkanı Fayez al-Sarraj, İstanbul’da yaptıkları görüşme sırasında, deniz yetki alanlarının sınırlandırılmasına ilişkin mutabakat muhtırasını imzaladı. Türkiye’nin UMH ile masaya oturması birçok ülkenin tepkisine neden oldu.
ABD Dışişleri Bakanlığı, iki kıyıdaş ülkenin anlaşmasını yararsız ve provakatif olarak değerlendirirken, Rusya Dışişleri Bakanlığı ise Türkiye ve UMH’yi daha ileri adımlar atma konusunda uyardı.
Rusya Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Maria Zaharova, Türkiye-Libya mutabakatını “Türkiye’nin Trablus’taki hükümete askeri desteğini yasallaştırma girişimi ve silah ambargosunun açık bir ihlali” olarak nitelendirdi. AB Komisyon Sözcüsü Peter Stano da, “Ankara’yı uluslararası hukuka uymaya ve komşularla barışçıl ilişkileri bozan eylemlerden kaçınmaya” çağırdı. Hafter güçleri de Rusya’nın desteğiyle Trablus’u kuşatma çalışmalarına hız verdi.
Anlaşmanın önemi
Anlaşma ile Yunanistan-Güney Kıbrıs Rum Yönetimi- Mısır-İsrail arasında bir kalkan oluşturulduğu ve münhasır ekonomik bölgesinin batı sınırının belirlendiği kaydediliyor. Söz konusu ülkeler ise, mutabakatın hukuka aykırı olduğunu da iddia ediyor. Anlaşmanın önemi, Türkiye’nin Akdeniz’de KKTC dışında kıyıdaş ülkeler arasında yapılan ilk deniz yetki alanları sınırlandırma anlaşması olmasından kaynaklanıyor. Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, İsrail ve Mısır ile benzer anlaşmaları 2000’li yılların başında yaptı ve ilan ettiği münhasır ekonomik bölgelerde oluşturduğu 13 parselde hidrokarbon faaliyetleri için ihalelerini hayata geçirdi. Erdoğan, önceki gün GKRY hariç tüm Akdeniz kıyıdaş ülkelerine benzer çağrıyı yaparken bu ülkelerden henüz bir açıklama ise gelmedi. Söz konusu arama tarama faaliyetlerinin yapıldığı bölgeye bakan Akdeniz’e kıyısı bulunan ülkeler arasında Yunanistan, Libya, Mısır, İsrail, Lübnan, Suriye bulunuyor.
Plan bozuldu
Söz konusu anlaşma ile Yunanistan’ın ileride GKRY ve Mısır ile yapmayı öngörebileceği deniz yetki alanlarının sınırlandırılması anlaşmalarının önüne geçildiği de Ankara tarafından değerlendiriliyor. Yunanistan’ın Girit’ten Meis’e kadar olan bölgedeki alanlarını tek sahil şeridi olarak kabul ederek Mısır ile deniz yetki anlaşması imzalaması olasılığı Ankara’da değerlendiriliyordu.
Libya ile yapılan anlaşmanın ardından bu planın da bozulduğu kaydediliyor. Türkiye ve Libya arasında yapılan “Güvenlik ve Askeri İşbirliği Mutabakatı” ile iki ülke arasındaki askeri eğitim ve istihbarat paylaşımı artacak.
Asker gönderme gündemde
Erdoğan son yaptığı açıklamalarla Libya’ya olası bir asker gönderme durumuna ilişkin kapıyı da açık bıraktı. Erdoğan, “Eğer Libya bizden böyle bir talepte bulunursa, yeteri derecede neyse gönderebiliriz. Bir çağrı Türkiye’ye bu hakkı tanır. Libya’dan davet geldiği anda bu bizim için hak doğurur. Bir yerlerden izin almayız. Rusya, BAE, Mısır, Hafter’e her türlü destek sağlayarak BM kararlarını da deliyor” dedi.
Kim, kimi, neden destekliyor?
Akdeniz enerji meselesi, Libya petrol arzı, Libya’ya potansiyel savunma ihracı konularında bölgesel söz sahibi olma ihtimalini göz önünde tutan Rusya’nın, Akdeniz’de askeri bir mevzi sağlaması açısından Libya önemli görülüyor. Moskova, bu adımlar için Hafter’e paralı askerlerle de destek oluyor.
Mısır ise Libya sınırından ülkesine DAEŞ’li teröristlerin sızmasını engellemek için Libya’da otoriter bir yapı istiyor. Çareyi Hafter’de gören Mısır, UMH karşısında Hafter’e hava harekâtları başta olmak üzere silah-mühimmat-para desteğinde bulunuyor. Doğu Akdeniz denkleminde Türkiye’nin karşısında bulunan BAE de Hafter’e Çin yapımı Wing Loong İHA’larla, Fransa ise askeri danışmanlarla destek sağlıyor.
BM’de tanınan UMH’yi de Türkiye ve Katar’ın yanı sıra İtalya da destekliyor. İtalya, insan kaçakçılığıyla mücadele için 2017’de Libya’nın Akdeniz açıklarına deniz gücü gönderme kararı alırken, Hafter’in İtalyan gemilerine müdahale talimatı tansiyonu artırmıştı.
‘Ortak çalışabiliriz’
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Libya ile imzalanan mutabakatla ilgili, “İki egemen ülke olarak imzaladığımız mutabakat zaptı uluslararası hukuka uygun şekilde yapılmıştır. Türkiye ve Libya’nın uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarının korunması sağlanmıştır” dedi. Çavuşoğlu, şunları söyledi: “Akdeniz’de Rum kesimi hariç, tüm ülkelerle benzer anlaşmalar, mutabakatlar imzalayabiliriz. Herkesle iş birliği yaparız. Kıta sahanlığımızın batı sınırlarını bu şekilde belirlemiş olduk. Libya eğer bizimle iş birliği yapmak isterse, onların şu anda belirlediği kıta sahanlığı içinde de ortak çalışmalar yapabiliriz. Sismik araştırma, sondaj çalışmaları yapabiliriz. Yunanistan veya AB’nin uluslararası hukuku ilgilendiren konularda bir mahkeme gibi davranması uygun değil. Türkiye kendi kıta sahanlığında istediği çalışmayı yapacak. Kıta sahanlığımızın içinde bizden izinsiz kimse bu tür çalışma yapamaz. Olursa engelleriz.” - ANKARA Milliyet
Libya’da son durum
2011’de Kaddafi’nin devrilmesiyle istikrarın sağlanamadığı Libya’da, DAEŞ’e karşı birçok operasyon düzenlendi. DAEŞ’in operasyonlarının ardından ülkede iki taraflı hükümet sorunu ortaya çıktı. General Hafter öncülüğündeki Tobruk hükümeti ile başkenti Trablus olan Ulusal Mutabakat Hükümeti. UMH’ye bağlı güçlerin büyük kısmı milis kuvvetlerden oluşuyor. Hafter’in kontrolündeki orduda 30 binden fazla asker, savaş ve saldırı uçakları, zırhlı araçlar yer alıyor. 1 milyon 760 bin kilometre olan Libya topraklarının büyük kısmını Hafter’in liderliğindeki birlikler kontrol ediyor. Hafter’in saldırılarından kaçan halk, ülkenin batısında UMH kontrolündeki alanlarda yaşıyor. Başkent Trablus, ülkenin en kalabalık kenti. Tobruk, Derne, Bingazi gibi yerleri ele geçiren Hafter, 4 Nisan’da Trablus’u ele geçirmek için saldırı başlattı ancak ilerleme sağlayamadı.