Bakan Bozdağ, 26-27 Ekim tarihlerinde Gülen’in iadesiyle ilgili temaslarda bulunmak için ABD’ye gideceğini söyledi. Bozdağ, ‘Gülen dosyası kadar sağlam bir dosya yok. Sadece ifadeler değil dijital deliller de var’ dedi
Milliyet Ankara temsilcimiz Serpil Çevikcan’a konuşan Bozdağ, FETÖ hakkında “Sahte rüyalar uyduruyorlar sonra bu rüyaları birbirlerine anlatıyorlar, başkalarına anlatmalarını istiyorlar ve böyle bir motivasyon yapıyorlar” dedi.Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, Fetullah Gülen’in iadesiyle ilgili temaslarda bulunmak için 26-27 Ekim tarihlerinde ABD’ye gideceğini açıkladı. Bozdağ, iade dosyasının dünyadaki örneklerle karşılaştırıldığında ‘en sağlam dosya’ olduğunun altını çizdi.
Hakimevi’nde gazetecilerin Ankara temsilcileriyle bir araya gelen Bozdağ, iade kararının aslında yargısal olmadığına dikkat çekerken, ABD yönetiminin istemesi halinde mahkemeden aksi yönde karar çıkmayacağını vurguladı.
Bozdağ’ın açıklamalarını şöyle aktarabilirim:
RÜYALAR ÜZERİNDEN PROPAGANDA: Bu FETÖ, rüyalar üzerinden her yerde çok ciddi propaganda yapıyor. Sahte rüyalar uyduruyorlar sonra bu rüyaları birbirlerine anlatıyorlar, başkalarına anlatmalarını istiyorlar ve böyle bir motivasyon yapıyorlar. Tutuklu olanları, aileleri ve dışarıda olan örgüt üyelerini diri tutmaya, itirafçı olmalarını engellemeye çalışıyorlar. “Bugün, yarın kurtulacaksınız, hiç merak etmeyin” gibi akla hayale alınmayacak şeyler söyleyerek bekleyişin içine sokuyorlar. Tabii sıcağı sıcağına verilecek ifadeler çok önemli. Başlangıçta çözülmeyi önlemek için her gün yeni bir rüya, hikâye yayarak itirafçılığı önlemek istiyorlar. Cezaevlerinde ya da dışarıda neler oluyor, acayip şeyler anlatıyorlar.
‘Daha olgunlaşmamışsın’MANEVİYATIN ZAYIF: Ta Amerika’dan tweet’ler atan örgüt üyeleri var. O rüya olmayınca da ‘senin maneviyatın demek ki zayıf, sen daha olgunlaşmamışsın’ diyorlar. Bu rüyaları bir şekilde ulaştırıyorlar, avukatları var, aileleri var, başka kanallar var. Bu acayip bir motivasyon ve uyduya dönüşüyor, sorgusuz, sualsiz her dediğini kabul eder hale geliyor. 14 Ağustos’ta yeni bir darbe olacak denildi, Ekim’in ilk haftasına kadar bu iş tamam denildi şimdi ‘Aralık’ı göremeyecek’ diyorlar. Daha ilginci ‘3. Dünya Savaşı çıkacak, hepimiz buradan çıkacağız’ diyorlar. 11. ayın 8’inden önce 3. Dünya Savaşı’nın çıkacağı hikâyesini yayıyorlar.
‘Örgüte aldanmasınlar’
ETKİN PİŞMANLIKTAN YARARLANABİLİRLER: Ailelere çağrıda bulunuyorum. Etkin pişmanlıktan yararlanma imkânları var. Örgüt üyeliği suçu, ceza bile almayacak hale gelebiliyor. Bir rakam yok ama itirafçı olan ciddi sayıda kişi var. Örgütten ayrılmak isteyenlere çok önemli imkânlar getiriyor. Örgüt üyeliği dışında suçu varsa etkin pişmanlık gösterdiği zaman alt ceza verme imkânı doğar. Örgüt elebaşı Gülen ve yönetici kadroların rahatları bozulacak, kirli yüzüne ilişkin itiraflar olduğunda bugün bilinenden daha öte kirlenmiş yüzü ortaya çıkacak. Ve bu ABD’de ve başka ülkelerde şu anda Türkiye’ye ihanet etmeyi kendilerini cennete götürecek zanneden örgüt üyelerinin rahatını bozacak. Cezaevlerindekiler, aileleri umurlarında bile değil. Veriyorlar oradan gazı, şöyle uçacaksınız, böyle kaçacaksınız. Lütfen herkes çocuklarına sahip çıksın. Bu imkânlardan istifade etsinler. Örgütün kara propagandasına aldanmasınlar.
‘Dijital deliller var’Bakan Bozdağ, “Çok açık söylüyorum Gülen’in iade dosyasının içinde olan bilgi belge kadar, dünyada kişinin suçla irtibatını tereddütsüz ispat eden bu kadar sağlam veri başka ülkelerin iade dosyasında yer almıştır? O kadar sağlam. ABD’nin iade dosyalarını biliyoruz. Gülen dosyası kadar sağlam bir dosya yok. Sadece ifadeler değil. Dijital deliller var. Bundan sonra çıkacaklar da olacak. Şu ana kadar elde olanlar fazlasıyla yetiyor. Eğer bu kadar net bir dosyada iade yapılmazsa hangi dosyada yapılır ben onu bilemiyorum” diye konuştu.
‘500 bin civarında’“500 bin civarında dijital veri var” diyen Bozdağ, şöyle devam etti: “Bilgisayar kaydı, flaş bellek, cep telefonu, kamera kayıtları, başka şeyler. Pek çok evrak, yazışma var. Bunların hepsinin analizi yapıldıktan sonra bütün soruların cevabını çok net biçimde bulacağına inanıyorum. Çünkü darbe teşebbüsünde bulunanlar başarısızlığı hesap etmediği için delilleri karartma veya yok etme konusunda bir çaba da göstermediler. Uçakların kara kutuları var mesela. Basına yansıyanlar var yansımayanlar var. Ne konuştular kendi aralarında. ABD’nin tereddüt etmesine hak verecek bir şey yok.”
‘Ladin neyse Gülen de o’ESKİSİ GİBİ OLMAYACAK: ABD Başkanı Sayın Obama’ya suikast girişimde bulunulsa, Beyaz Saray bombalanmış olsa, 241 ABD vatandaşı öldürülmüş olsa ve bu işi yapan örgütün kurucusu, eylemleri sevk ve idare eden kişi Türkiye’de olsa ve iade edilmese ABD Türkiye açısından hangi duygulara sahip olur? Türkiye ve Türk halkı da aynı duygulara sahip olur. Bu çok net. El Kaide’nin lideri Usame Bin Ladin ABD için ne ise Gülen de Türkiye ve Türk halkı için odur. Bunu herkesin anlaması lazım. Neler olacak tabi onu kestirmek zor ama hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağı da çok açık.
EN UFAK TEREDDÜT YOK: ABD ile aramızda iade anlaşması var. 9. madde diyor ki, iade evrakı ulaştığı an ilgili taraf o kişiyi arar, bulur ve tutuklar. Bilgi, belge eksik, isteriz, 7. madde falan diyorlar. Bu tutuklamanın uygulanmasının ön şartı değil. Biz de okuduğumuzu anlıyoruz Allah’a şükür. İkincisi, geçici tutuklama talebimizi 10 Eylül’de iletmemize rağmen bugüne kadar olumlu ya da olumsuz herhangi bir yanıt gelmedi. Neden geçici tutuklama istedik çünkü Gülen, terör örgütünü ABD’den sevk ve idare etmeye devam ediyor. Dünyanın hiçbir demokratik hukuk devleti bir teröristin, terör örgütünü sevk ve idare etmesine göz yummamalı. Türkiye’nin bir teröristin iadesini ve tutuklanmasını istemesi hakkıdır. Birincisi bu yönetmeyi durdurmak için lazım, ikincisi suç sayılan eylemler yine işleniyor, üçüncüsü kaçma arayışına dair çok ciddi istihbaratlar var. Ayrıca darbe teşebbüsünün Gülen’in onayıyla ve idaresinde yapıldığına dair en ufacık bir tereddüt yok.
‘ABD ziyareti ekim sonunda’KRİPTO AVUKATLAR OLABİLİR: Hukukçu örgüt mensubu olanların akıllarıyla değil, kendi akıllarıyla karar versinler. Onlar da örgütün talimatları doğrultusunda o savunmayı yapıyorlar. Kripto avukatlar olabilir. Onun için de avukatlarını örgütle irtibatlı olmayanlar arasında seçerlerse daha doğru bir iş yapmış olurlar.
TALEBİMİZ OLUMLU KARŞILANDI: Cumhurbaşkanımızın ABD Başkan Yardımcısı Biden’la görüşmesinde Gülen’in iadesinin Türkiye devleti, Türk halkı, ABD-Türkiye ilişkilerinin geleceği bakımından ne kadar belirleyici olduğu ve olacağının altı çok net bir şekilde çizildi. ABD Adalet Bakanlığı randevu talebimizi olumlu karşıladı. Tarih kesinleşince gideceğiz. Büyük ihtimalle Ekim’in sonuna kadarki bir süreçte ABD’ye gitmiş olacağım.
ÇOK BÜYÜK ETKİLERİ OLUR: Gülen’in iade edilmemesi ve bu konuda resmi bir irade ortaya çıkmasının anlamı, ABD’nin Gülen’in dostluğunu Türkiye’nin dostluğuna tercih ettiği anlamına gelir. Çok net. Bunun Türkiye’de doğuracağı çok büyük etkileri olur. Birincisi; halktaki ABD karşıtlığının artmasına yol açar. İade edilmemesi korunduğu algısını uyandırır. Bu da halkın ABD’ye olan sevgi ve saygısını azaltıyor ve karşıtlığı körüklüyor. Şu anda anket yapılsa ABD karşıtlığı konusunda herhalde çok büyük oranlar çıkacaktır. İkincisi, böyle bir karar önceki Türkiye-ABD ilişkileriyle karar sonrasındaki ilişkiler arasında gözle görülür çok fark ortaya çıkar. Türkiye ve halkı kararı 3-5 gün eleştirir, sonra unutur diye bir düşünce varsa fevkalade yanlış bir düşünce. Bu hadiseyi yaşatan kişi ABD’de olacak, bunu Türk halkı hoşgörecek. Bunun kimsenin beklememesi lazım. Türkiye devletinden de bunu kabullenmesinin beklenmemesi lazım.
‘Mahkeme kararı tersine çıkmaz’AVRUPA’DA DA ÇIKMAZ: Hukuki sürecin olmazsa olmaz olduğunu biliyoruz. Ama hiçbir ülkeye her konuşmada bunu söylemiyoruz. Bizde de hukuk var, aynı sistem işliyor, hukuk fakültelerinde aynı dersler okutuluyor. Hocalar hep şunu söylerler. İade usulü niye böyle? Devleti zordan kurtarmak için. Devlet iadesine karar verdiği zaman iade ettiği kişiyle arasında ilişki varsa ‘Biz seni vermek istemezdik ama ne yapalım mahkeme kararı, elimiz kolumuz bağlı’ der. Vermek istemediği zaman da ‘Mahkeme böyle karar verdi’ der. Ama aradaki sözleşme çok açık. Anlaşmaya dayanmıyor, mahkeme kararına dayanıyor diyor, dosya diyor, şu diyor, bu diyor. Ona göre baktığınızda ABD’nin başka ülkelere gönderdiği hiçbir iade dosyasından iade kararı çıkmaması lazım. Adını soyadını yazıyorlar, bir iki evrak gönderiyorlar. Bizim dosyayla onların bize gönderdiği dosyaları yan yana koysunlar. Dış politikayı mahkemeler belirlemiyor. Dosyaları mahkemelere adli makamlar gönderiyor. Geldiği gibi mi gönderiyor? Diyelim biz 90 klasör göndermişiz de oradan bir üst yazı mı gönderiyor o da önemli. Gönderdiğimiz bütün evraklar mı mahkemeye gidecek yoksa merkezi makamın seçtiği evraklar mı, ne kadarını gönderecekler göreceğiz. Ama ben şuna eminim, ABD yönetimi iade eğilimi gösterdiğinde mahkeme kararı tersine çıkmaz. Orada çıkmaz, Avrupa’da da çıkmaz. Kim çıkar diyorsa biz bu işleri bilmiyoruz demektir. Herkes de biliyor nasıl çıktığını. Gülen’in yeşil kart sürecinde mahkeme süreci oldu. Herkes, biz değil de mahkeme yaptı diyor. İstemese yönetim onu uçağa bindirir, geldiği gibi deport eder.
SUÇUN İŞLENDİĞİ YERDE YARGILAMA: Yargılamaların hepsi ayrı yerlerde olacak, suçun işlendiği yerler esas. İrtibat nedeniyle birleştirmeler olabilir. İlk dava Denizli’de açıldı. Çatı dava Ankara’da. İstanbul da suç yeri. PKK’nın bütün davaları aynı yerde mi görülüyor? Ama bütün dosyaları birleştirmek demek bunları yargılamamak, içinden çıkmamak, adaletin doğru tecelli etmemesi demektir.
İstanbul’da hukuk kongresi“Adalet Bakanlığı tarafından 17-19 Ekim’de İstanbul Uluslararası Hukuk Kongresi düzenlenecek” diyen bakan Bozdağ, şunları söyledi: “Açılışını Cumhurbaşkanı Erdoğan yapacak. Adli işbirliği vb. konuların görüşülmesi bakımından son derece önemli. 51 ülkenin adalet bakanları, yüksek mahkeme başkanları, yargıçları yer alacak.
1 Ocak’ta Adli Veri Bankası kurulacak. Burada suçların gerekçeleri, nerelerde yoğunlaştığı, akla gelen her tür soru yanıt bulunacak. Adli google olacak. Devlet ve akademisyenler yararlanacak. Suç haritası ortaya çıkacak. Tarihi adım olarak görüyoruz.”
15 Temmuz’un adli bilançosu15 Temmuz’un adli bilançosu hakkında bilgi veren Bozdağ, “Ankara Başsavcılığı’nın başlattığı soruşturma kapsamında 16 Temmuz günü 2 bin 843 hakim ve cumhuriyet savcısı, 2 Anayasa Mahkemesi üyesi, 141 Yargıtay üyesi, 48 Danıştay üyesi ve 5 HSYK üyesi hakkında, 10 Ağustos günü ise 651 hakim ve cumhuriyet savcısı olmak üzere HSYK tarafından 3 bin 690 hakim ve cumhuriyet savcısı hakkında soruşturma izni verildi. Adli ve idari yargıda görevi 2 bin 194 hakim ve cumhuriyet savcısı, 102 Yargıtay üyesi, 41 Danıştay üyesi, 2 AYM ve 5 HSYK üyesi tutuklu var. 163 general, 6 bin 269 albay ve altı rütbelerdeki askeri personel, 7 bin 140 emniyet mensubu, 19 vali, 76 vali yardımcısı, 58 kaymakam ve 18 bin 190 memur ve sivil olmak üzere 34 bin 259 şüpheli tutuklu bulunurken, 15 Temmuz’dan beri 77 bin 545 şüpheli hakkında işlem yapıldı” dedi.