24.08.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:
Aydın Hasan / ANKARA
ABD’nin Rakka operasyonunda tercih ettiği terör örgütü YPG’yi ağır silahlarla donatması, Irak’ın Kürt bölgesinde bağımsızlık referandumunun yapılacağının duyurulması, terör örgütü PKK’nın Kandil ve Sincar’ın yanı sıra Afrin bölgesindeki etkinliğinin neden olduğu gelişmeler üzerine Türkiye’nin Irak ile Suriye’nin kuzeyinde Fırat Kalkanı benzeri yeni askeri operasyonlarda bulunacağı yönünde sinyaller vermesi bölgede baş döndürücü bir diplomasi trafiğini de beraberinde getirdi.
Suriye ve Irak’ta yaşanan gelişmeler; Türkiye, ABD, Rusya, İran ve Ürdün gibi ülkelerin öne çıktıbaş döndürücü bir diplomasi trafiğine neden oldu. Son dönemde yaşanan gelişmeler ve diplomasi trafiği özetle şöyle bir seyir izledi:
İsrail’den destek
Irak Kürt Bölgesel Yönetimi, bağımsızlık referandumunun 25 Eylül’de yapılacağını açıkladı. İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu, “Dostumuz olan Irak Kürtleri bağımsız devlete sahip olmalı” diyerek bu sürece destek verdi.
Suriye’de ise Rakka operasyonu çerçevesinde PYD’nin silahlı gücü YPG, ABD desteği ile öne çıkan terörist bir güç haline geldi. ABD’nin İdlib bölgesine, El Nusra örgütüne karşı, YPG aracılığıyla operasyonda bulunacağı iddiaları da gündeme geldi. YPG’ye açıkça silah ve zırhlı araç desteği veren ABD’nin, İran Devrim Muhafızları’nı (IRGC) ‘terör örgütü’ ilan etmek için bir tasarı üzerinde çalıştığı haberleri ABD medyasına yansımıştı. Irak ile Suriye’nin kuzeyindeki gelişmeler, Türkiye’nin yanı sıra İran’ı da rahatsız etti. Bu gelişmelerin yaşandığı bir süreçte. İran Genelkurmay Başkanı Tümgeneral Muhammed Bakıri, 16 Ağustos’ta Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar’ın davetlisi olarak geldiği Ankara’da 3 gün süren temaslarda bulundu. Görüşmelerde, PKK’ya karşı Kandil ve Sincar’da ortak askeri harekatta bulunulması konusu da ele alındı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 21 Ağustos’ta Irak ve Suriye ile sınırları olan Ürdün’e ziyarette bulundu. Erdoğan, günübirlik ziyaretinde Amman’da Kral 2. Abdullah ile görüştü. Erdoğan, Ürdün dönüşü uçaktaki gazetecilere yaptığı açıklamada, Suriye’nin kuzeyindeki Afrin’in PYD’nin Akdeniz’e açılma projesinin bir parçası olduğu üzerinde durarak, “Terör koridoruna müsaade etmeyiz. Bedeli ne olursa olsun, gereken müdahaleyi yaparız. Afrin’de gözümüzü karartırız” dedi. Erdoğan’ın bu sözleri, Türkiye’nin gerekirse Irak ve Suriye’nin kuzeyinde Fırat Kalkanı benzeri askeri hamlelerde bulunma konusundaki kararlılığının mesajı olarak algılandı.
Sürpriz ziyaret
Ürdün, Suriye’de yaşanan krizi bir çok boyutuyla Türkiye ile birlikte en çok hisseden ikinci ülke durumunda. Aynı gün ABD Savunma Bakanı James Mattis de Amman’a ziyarette bulundu ve Kral Abdullah tarafından kabul edildi. Bu ziyaret öncesi Pentagon’dan (ABD Savunma Bakanlığı) 18 Ağustos’ta yapılan açıklamada, Mattis’in sırasıyla Ürdün, Türkiye ve Ukrayna’ya ziyarette bulunacağı duyuruldu. Ancak Mattis, Ürdün ziyaretinin ardından 22 Ağustos’ta Bağdat ve Erbil’e giderek temaslarda bulundu. Mattis, Bağdat’ta Irak Başbakanı Haydar el-İbadi ile görüşmesinin ardından gittiği Erbil’de Mesud Barzani ile bir araya geldi. Mattis, bu görüşmeleri ABD heyetiyle birlikte yaptı.
Mattis, Erbil’den sonra dün geldiği Ankara’da Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından kabul edildi. Mattis, Milli Savunma Bakanı Nurettin Canikli ile görüşmesinde de ABD’nin PYD ile işbirliği konusunda bilgilendirmede bulundu. Erdoğan ile Canikli’nin dün Mattis’e; Rakka operasyonu, Afrin ve Menbiç’teki gelişmelerle ilgili Türkiye’nin rahatsızlığını net bir dille aktardığı yorumları yapıldı.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Mattis Ankara’da temaslarda bulunurken, dün Bağdat ve Erbil’de temaslarda bulundu.
Barzani’ye net mesaj
Irak Dışişleri Bakanı İbrahim Caferi ile görüşen Çavuşoğlu, Cumhurbaşkanı Fuad Masum, Başbakan Haydar Ebadi, Temsilciler Meclisi Başkanı Selim Cuburi tarafından kabul edildi. Çavuşoğlu, Irak yönetimine Türkiye’nin Irak’ın bütünlüğünü desteklediği konusunda net mesaj verdi. Çavuşoğlu, Bağdat’tan sonra gittiği Erbil’de de Barzani’nin yüzüne karşı net ifadelerle, referandum kararından vazgeçmelerini söyledi.
Gerasimov gelecek
Türkiye ile Rusya ve İran arasında Astana süreci çerçevesinde başlatılan işbirliği temasları da sürüyor. Rusya Genelkurmay Başkanı Valeriy Gerasimov’un, önümüzdeki günlerde Suriye’nin İdlib bölgesindeki durumu ele almak üzere Türkiye’ye ziyarette bulunması bekleniyor. ABD’nin YPG aracılığıyla İdlib’e operasyonda bulunacağı iddiaları nedeniyle bu ziyaret de, son dönemdeki ziyaret trafiği çerçevesinde ayrı bir önem taşıyor.
Kritik uyarılar
ABD Savunma Bakanı James Mattis, Rakka operasyonunda ABD’nin terör örgütü YPG ile işbirliği yapmasının Türkiye’de yarattığı rahatsızlığın arttığı, Türkiye’nin YPG tehdidine karşı Afrin’de operasyon olasılığını tartıştığı bir dönemde, Ankara’ya dün kritik bir ziyarette bulundu.
Milli Savunma Bakanı Nurettin Canikli, dün ABD’li mevkidaşı Mattis’i Milli Savunma Bakanlığı’nda askeri törenle karşıladı. Mattis tören kıtasını, elindeki nota bakarak, “merhaba asker, nasılsın?” diyerek selamladı. Törenin ardından, Canikli ve Mattis, bakanlık binasına geçti. Konuk bakanın, Milli Savunma Bakanlığı anı defterini imzalamasının ardından, iki bakan baş başa görüştü. Daha sonra Canikli ve Mattis, heyetler arası görüşmeye başkanlık etti.
70 dakika sürdü
Mattis, daha sonra Beştepe’ye ziyarette bulundu. Erdoğan’ın Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’ndeki kabulü, bir saat 10 dakika sürdü. Kabulde; Milli Savunma Bakanı Canikli, MİT Müsteşarı Hakan Fidan ile Cumhurbaşkanlığı Genel Sekreter Yardımcısı ve Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın da yer aldı.
Cumhurbaşkanlığı kaynaklarından alınan bilgiye göre, Erdoğan-Mattis görüşmesinde ikili ve bölgesel konular ele alındı. Erdoğan’ın kritik 7 ayrı konuda uyarıda bulunduğu görüşmede, DAEŞ ve PKK başta olmak üzere terör örgütleriyle ortak mücadele konusundaki kararlılığın yanı sıra Suriye ve Irak’ın toprak bütünlüğünün korunması gerektiği vurgulandı. Bu çerçevede, Irak Kürt Bölgesel Yönetimi’nin referanduma gitmesinin yanlış bir adım olacağı belirtildi.
Erdoğan’ın, konuk bakana, ABD’nin PYD/YPG’ye verdiği destekten Türkiye’nin duyduğu rahatsızlıkları da dile getirdiği kaydedildi. DAEŞ’ten temizlenen yerleşim birimlerinde yönetimin yerel halka bırakılması gerektiğine dikkati çeken Erdoğan, Suriye’de çatışmasızlık bölgeleri oluşturmayı hedefleyen mekanizmanın desteklenmesinin önemine de değindi.
Irak’ta Kandil ve Sincar’daki PKK unsurlarına karşı ortak mücadelenin, savunma sanayii alanında işbirliğinin ele alındığı kabulde, Türkiye ve ABD’nin stratejik ortaklıklarının ve NATO’da iki önemli müttefik olduklarının da altının çizildiği öğrenildi.