27.01.2019 - 08:15 | Son Güncellenme:
Ayşegül Kahvecioğlu - Gaziantep
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Kuzey Irak’ta TSK’ya ait bir üs bölgesine yönelik PKK provokasyonuna ilişkin, “Bugün yine Irak tarafında bir yanlış yapmak istediler. Uçaklarımız, silahlı insansız hava araçlarımız kalktı, hepsi dağılma durumunda kaldı” ifadelerini kullandı.
Erdoğan, Şahinbey Karataş Spor Salonu’nda AK Parti Gaziantep Belediye Başkan Adaylarını Tanıtım Toplantısı’nda konuştu. Erdoğan daha sonra AK Parti Gaziantep İl Başkanlığı Teşkilat Yemeği’ne katıldı. Erdoğan, özetle şunları kaydetti:
GEREĞİNİ YAPARIZ: Türkiye’nin, Suriye, Irak, Kıbrıs, Balkanlar, Kafkaslar politikalarını anlamak isteyenler, gelip Gaziantep’teki manzaraya baksınlar. Biz, bölüşmenin bereketine, dayanışmanın gücüne inanan bir milletiz. Biz bir tas çorbayı, Çanakkale’de nasıl bölüştüysek burada da aynı şekilde bölüşüyoruz, bölüşmeye devam edeceğiz. Bunun için de siyasette, ekonomide elimizdeki imkânları dostlarımızla paylaşmaktan memnuniyet duyuyoruz. Biz burada huzur ve güven içinde yaşarken, yanı başımızdaki kardeşlerimizi, zalimlerin insafına, varil bombalarına bırakamayız. Bunu kimi zaman göstere göstere, kimi zaman sessizce yaparız. Ama mutlaka elimizden gelen gayreti ortaya koyarız ve bir gece ansızın gider gereğini yaparız.
AK Parti Cumhur İttifakı kapsamında Karkamış’ta MHP’nin belediye başkan adayı Mehmet Seydi Yılmaz’ı, Oğuzeli’de yine MHP’nin belediye başkan adayı Mehmet Sait Kılıç’ı destekleyecek. Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkan adayı olarak daha önce şimdiki Belediye Başkanı Fatma Şahin’in ismi açıklanmıştı.
ADANA MUTABAKATI: Coğrafyamızla etnik tarihi ve insani ilişkisi olmayanlar, 12 bin kilometreden gelip Suriye’de cirit atarken, biz elimiz kolumuz bağlı mı duracağız? Türkiye’yi buradan uzak tutmak isteyenlerin derdi, Suriye halkını özgürlüğe kavuşturmak değil, tam tersine bataklığı derinleştirmektir. Diyorlar ki ‘Türkiye’nin Suriye’de ne işi var?’ 1998 yılında baba Esed ile o zaman Türkiye, bir Adana Mutabakatı imzaladı ve bu anlaşma hâlâ hükmü icra edilmesi gerekli olan bir anlaşmadır. Anlaşma metninin içinde bunlar vardır. 2010’da aynı şekilde bu yenilenmiş yola devam ediyoruz. Daha sonra bu aynı kararlılıkla şu anda hükmünü icra etmektedir. Sorsanız hepsi de bunların DEAŞ ile mücadele için Suriye’dedir. DEAŞ’a ne yaptılar bilmiyoruz ama 1 milyona yakın Suriyeli kardeşimizin ölümüne ya göz yumdular ya da doğrudan ortak oldular.
ALÇAK BİR SENARYO: Irak’ta 35 yıldır milyonlarca masum insan hayatını kaybederken bu ülkeye kimin, niçin geldiği artık hatırlanmıyor bile. Terör örgütü olmanın yanında İslam’ın da en büyük düşmanı olarak gördüğümüz DEAŞ ile mücadelede somut başarıları olan tek ülke Türkiye’dir. Halen ülkemizde 4 milyona yakın Suriyeli sığınmacı hayatını sürdürüyor. Buna karşılık, koskoca AB birkaç yüz bin sığınmacıyı dahi koyacak yer bulamadı. AB üyesi ülkeler birbirlerine girdi. Demek ki mesele, DEAŞ, Suriye, Irak meselesi değil burada çok daha alçak bir senaryo, çok daha derin bir oyun, çok daha karmaşık hesaplar var.
SAHİP ÇIKACAĞIZ: Hem kendi hakkımızı hukukumuzu korumayı hem de kardeşlerimize sahip çıkmayı sürdüreceğiz.
Elbette böylesine büyük bir yükün, ekonomik, sosyal, insani birtakım sıkıntıları olacaktır. Gaziantep’in bu süreçte ayrı bir yeri var. Siz başkasınız. Rabbim de sizlere cennetinden kapılarını açacaktır. İnşallah Suriye’de güvenli hale getirdiğimiz yerleri çoğalttıkça bu yükü hafifleteceğiz.
MİLYONLARA VARAN SURİYELİ DÖNECEK: Şu ana kadar 300 bin Suriyeli topraklarına döndü. Menbiç ve Tel Rıfat ile Fırat’ın doğusundaki yerleri teröristlerden arındırdığımızda, milyonlara varan Suriyeli kardeşimiz evine dönme imkanı bulacak. Bir yandan Ruslar ve İranla; diğer taraftan Amerikalılarla, tabi en başta Suriye’nin kendi halkıyla işbirliği içinde bölgemizi bu felaketten kurtarmakta kararlıyız. Önceliğimiz elbette siyaset ve diplomasi yollarını sonuna kadar kullanmaktır. İdlib’de ortak bir müdahaleyi Rusya ile yapmasaydık bilin ki yüz binler İdlib’ten bizim topraklarımıza gelecekti. Şu anda aynı şekilde koruma, güvenlik devam ediyor.
BİR GECE ANSIZIN GİRERİZ: Gerektiğinde askeri yöntemlerden kaçınmayacağımızı da Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekâtlarında gösterdik. Menbiç ve Fırat’ın doğusu için gerektiği durumda kullanmak üzere askeri hazırlıklarımızı büyük ölçüde tamamladık. Halen süren siyasi ve diplomatik süreçlerin neticelerini bekliyoruz. 2 gün önce Moskova’daydım görüşmelerimizi yaptık. ABD ile diplomasi devam ediyor. Oldu oldu, olmadı bir gece ansızın oraya da gireriz. Bunun için bedel ödetme tehdidi yapanlara diyoruz ki, ‘Biz bu bedeli öderiz ama istiklalimizden ve istikbalimizden asla taviz vermeyiz.’
IRAK’TA YANLIŞ YAPMAK İSTEDİLER: Son dönemde Gazi Mustafa Kemal, Andımız, Suriye, ekonomi ve mülteciler gibi hassas başlıklar üzerinden alevlendirilmek istenen gerilimler önümüzdeki günlerde bizleri hangi tür sınamaların beklediğinin işaretidir. Bunun yanında güvenlik birimlerimizin son haftalarda bölücü terör örgütüne yönelik operasyonlarda ele geçirdiği malzemeler de örgütün seçim dönemini kana ve gözyaşına bulamak için ciddi hazırlıklar içinde olduğunu gösteriyor. Ama artık bunlar geçerli değil. Biz bunları Cudi’de mağaralarda duman ettik, Gabar’da, Tendürek’te, Kandil’de duman ettik. İşte bugün yine Irak tarafında bir yanlış yapmak istediler. Uçaklarımız kalktı, insansız hava araçlarımız, silahlı insansız hava araçlarımız kalktı ve ondan sonra hepsi dağılma durumunda kaldı. Artık bunları inlerinde boğacağız. Öyle Türkiye’ye buyursunlar, gelsinler de... Yok yok inlerinde... Çünkü bizim huzurumuza, refahımıza kastedenlere biz hayat hakkı tanımayacağız, içeride ve dışarıda.
‘Fiyatı artıranları silkelemeniz lazım’
Erdoğan, ekonomik dalgalanmalara yönelik verdiği mesajında da şunları söyledi:
TÜNELİN UCU GÖRÜNDÜ: Geçtiğimiz yıl ağustostan itibaren kur, faiz, enflasyon üçgeninde geçen bir ekonomik saldırıya uğradık. Konu ekonomi olunca sıkıntıların çözümü biraz zaman alıyor. Hem Batı’dan, hem Ortadoğu’dan Körfez’den hem Orta Asya’dan hem Uzak Doğu’dan çok ciddi yatırımcı ilgisi var. Bunların fiilen hayata geçmesi ve istihdama dönüşmesi zaman alıyor. Bir anda olmuyor ama artık tünelin ucu göründü.
FİYATLAR TUTMUYOR: Örneğin bir KOBİ’ye işini büyütmesi ve istihdamı artırması için uygun şartlarda finansman sağlıyoruz. Döviz kuru ve enflasyon konusunda çok abartılı öngörülerde bulunup, fiyatları şişiren kimi ticaret erbabının, tam tersi gelişmeler yaşanmasına rağmen aynı şekilde devam ettiğine şahit oluyoruz. Dolar düştü mü? Bak düştü. Borsa yükseldi mi? 100 bini yakaladı. Marketlere, çarşıya, pazara bakıyouz. Maalesef fiyatlar aracılar vasıtasıyla tırmandırılıyor. Fiyatlar birbirini tutmuyor.
SERBEST PİYASA DİYOR GEÇ BU İŞİ: Belediyelerimize büyük görev düşüyor. Fiyatı artıranları hesaba çekmeniz, bunları silkelemeniz lazım. Hazırlıklarımız var; bu uygulamayı da yapacağız. Bunun adı ticaret değildir; olsa olsa fırsatçılıktır, riyakârlıktır, tefeciliktir hatta ülkeye ve millete ihanettir. ‘Serbest piyasa’ diyor bazıları. Geç bu işi, serbest piyasa başka bir şey. Piyasayı manipüle eden bu fırsatçılığı meşrulaştırmaya çalışmanın serbest piyasada yeri yoktur. Dünyanın hiçbir yerinde devletin böyle bir çarpıklığa göz yumması, gözünü hırs bürümüş bir avuç spekülatöre teslim olması söz konusu olamaz.