24.02.2015 - 15:59 | Son Güncellenme:
Preklampsi ( gebelik zehirlenmesi ); gebeliğin 20. Haftasından sonra tansiyonun 140/90 mmHg üzerinde seyretmesi ve idrarda protein çıkması ile kendini gösterir. Tabloya sıklıkla ödem de eşlik eder.
Oluşum mekanizması için damar yatağı bozukluğu denilebilir. Temelde yatan sorun; rahim yatağını döşeyen ince kıvrık arterlerin aşırı daralması ile plesantanın bebeği besleyememesidir.
Gebelik takiplerinde tansiyonu normal seyreden annenin 20. Gebelik haftasından sonra tansiyonu yükselir, buna ödem ve idrarda protein kaçağı eşlik ederse preeklampsi denir. Bu tabloya konvülziyon dediğimiz sara nöbetleri de eklenirse eklampsi denir.
Preeklamsinin sık görüldüğü durumlar:
İlk gebelik
18 yaş altı, 35 yaş üstü anne adayları
İkiz gebelikler
Önceki gebeliğinde hipertansiyonu olan anneler
Gebelikte gebelik şekeri, gizli şeker çıkan anne adayları
Kronik böbrek hastası olan anneler
Otoimmün hastalığı (Lupus gibi) olnlar
Hidrops fetalis denilen bebekte su toplamsı olan gebelikler
Dört ve üzerinde doğum yapan anneler
Obez anne adayları
Preeklampsi belirtileri:
Yüksek tansiyon
İdrarda protein kaybı
Ödem
Gebelikte fazla kilo alımının ardından ödem ve hipertansiyon gelişir. Vücutta aşırı su tutulumu söz konusudur. Damar yatağının bozulmasından dolayı damar içindeki sıvı damar dışına kaçmaktadır. Preeklampsideki ödem gebeliğin son aylarında el ve ayaklarda oluşan şişlik ile karıştırılmamalıdır. Preeklampside tibia üzerinde (diz ile ayak bileği arasındaki bölge) gode bırakan yani parmak ile bastırınca iz kalan ödem söz konusudur.
Rutin gebelik takiplerinde tansiyon ölçümü ve kilo önemlidir ve mutlaka kaydedilmelidir.
İdrarda protein kaybının artması, tansiyonun 160/100 mmHg olması, günlük idrar çıkışının azalması, görme bozukluğu, şiddetli mide ağrısı, kanda trombosit sayısının azalması ağır preeklampsi geliştiğinin bulgularıdır. Bu tabloya konvülziyonların (sara nöbetlerinin ) eklenmesine eklampsi denir. Artık beyin ödemi gelişmiş ve bu nöbetler başlamıştır.
Gebede beyin kanaması, kalp yetmezliği, pıhtılaşma bozukluğu, akciğer ödemi, böbrek yetmezliği gelişir. Bebekte gelişme geriliği başlar, erken doğum hatta anne karnında bebeğin ölümüne olur.
Hafif preeklampside anne ve bebek çok yakın takibe alınır, kan değerleri takip edilirken tansiyon düşürücü başlanır. Bebeğin dış ortamda yaşayabileceği kanaatine varınca ve belirtiler ağırlaşınca doğum geciktirmeden yapılır. Çünkü bu hastalığın tek tedavisi doğum yani bebeğin anne karnından uzaklaştırılmasıdır.
Ağır preeklampsi ve eklampsi gelişmemesi için anneye magnezyum tedavisi başlanır. Doğum sonrasında da annenin yoğun bakım ünitesinde ciddi takibi devam eder.
Hafif preeklampsi tedavisi mümkün bir durumken ağır preeklampsi ve eklampsi anne –bebeğin hayatına mal olan ciddi bir sağlık sorunudur.
Tüm gebeliklerin %6 sında görülen ve tüm organları etkiyen bu hastalığın habercisi olan bulgular:
Ani kilo artışı,
Gebenin yüzüğünün dar gelmesi,
Yüzde şişlik, ödem
Halsizlik, bilinç bulanıklığı
Unutkanlık
Bebek hareketlerinin azalması
Karın ağrısı
Ani görme bozukluğu
Karaciğer bölgesinde ağrı
Bulantı, kusma
Az idrara çıkma
Anne ve bebek ölümüne sebep olan tablonu gelişimi:
Küçük kılcal damarlar dediğimiz kapiller damarlardaki direnç artışı, kapiller damardaki hasardan dolayı uteroplasental yatakta( bebek ile anne arasındaki kan besin alışverişinin yapıldığı yer) yetmezlik gelişir ve bebek için ciddi tehlike yaratır.
Bebeğe az kan, az oksijen gider bebeği sıkıntıya sokar. Utero plesantal yatakta basınç artar, plesanta erken ayrılır ve bebek anne karnında kaybedilir. Kapiller damardaki bozuklukta trombositler hasar görür, kanda trombosit sayısı azalır. Bunun sonucunda vücudun pıhtılaşma faktörleri tükenir DIC (Dissemine İntravasküler Koagülasyon ) gelişir ve ölümle sonuçlanır.