Saartjie Baartman namı diğer Hotanto Venüsü (1789 – 1790 Güney Afrika – 29 Aralık 1815 Paris) 1789’da başlayan, henüz 25 yaşındayken sonlanan hayatı filmlere, kitaplara konu olan kadın. Güney Afrika’dan Avrupa’ya uzanan tamamen kendi kontrolü dışında gelişen ve şekillenen bir trajedinin kahramanı…Ailesini kaybeden Saartjie, Hollandalı sömürgecilerin yanında köle olarak yaşarken anatomik yapısı Batılı bir doktorun ilgisini çeker. Avrupalıların da Saartjie’nin bedeniyle ilgileneceklerini düşünen William Dunlop, iddiaya göre Saartjie’yi Avrupa’da iyi bir hayat yaşayacağına inandırarak İngiltere’ye götürür. Onun kocaman kalçaları, sarkık cinsel organı tam da William Dunlop’ın düşündüğü gibi dikkat çeker. Avrupalı için seyirlik eğlencelik bir malzemeye dönüşür. O dönem oldukça ilgi çeken ‘ucube şovlarından’ birinin parçası olur. En az sakallı kadınlar, siyam ikizleri, vahşi hayvan şovları kadar ilgi görür. Vücut hatlarını tamamen ortaya çıkaran kostümlerle dans ettirilir. Zamanla kölelik karşıtlarının da dikkatini çeken bu gösteriler yine onların baskılarıyla yasaklanınca Fransa’da bir hayvan eğitmenine satılır. Önceleri yine benzer sokak gösterileri yapmaya zorlanır. Sonrasında ‘insanlığın gelişimi’, ‘iyiliği’ adına bilimsel araştırmalarda kullanılır. Pek çok aşağılayıcı tetkike, katlanmak durumunda kalır. Yirmili yaşların ortalarına geldiğinde alkol bağımlılığı olan, sokaklarda yaşayan, fahişelik yapan, hasta, yalnız, direnecek gücü kalmamış bir kadındır artık. Öldükten sonra da peşini bırakmadılar. Vücudunun birebir kalıbı alınır evvela. Meşhur kalçaları ve cinsel organı kesilip çıkarılır incelenmek üzere. İskeleti ve balmumu heykeli Paris Musee de I’homme’da insan ile hayvan arasında bir yerde olduğunu kanıtlama çabasıyla sergilenir 1974 yılına kadar. Kadın ve insan hakları derneklerinin yoğun baskısıyla sergiden kaldırılan kemikleri, 2002 yılına kadar saklandığı müzenin deposundan nihayet çıkarılır ve ait olduğu topraklara iade edilir. Kimsenin İstemediği bir erkek çocuğu evlat edindi. 27 yıl sonra çocuk onun İçin bakın ne yaptı. Ingeborg McIntosh isimli kadının evlat edinmesi hiç de kolay olmadı. Jordan, çocuk esirgeme kurumuna bırakıldığında henüz yeni doğmuştu. Ingeborg, onu evlat edinebilmek için biyolojik annesini dört yıl boyunca ikna etmeye çalıştı. Ancak biyolojik anne, çocuğunu siyahi bir ailenin evlat edinmesini istiyordu. McIntosh, yaşadığı duyguları “Bebeğimi kollarıma aldığımda ona aşık olmuştum.” şeklinde anlatıyor. McIntosh ailesi 125 kimsesiz çocuğu maddi ve manevi olarak destekliyordu ancak Jordan’ın onlar için değeri çok ayrıydı. 4 yaşına kadar Jordan'ı kimse sahiplenmek istemeyince sonunda Ingeborg ailesi tarafından evlat edinildi. Yirmi yıl sonra Ingeborg kötü bir haber aldı. Doktoru onun polikistik böbrek hastalığı olduğunu ve acilen böbrek nakline ihtiyacını olduğunu belirtti. Jordan’ın gönlü annesinin ölümünü izlemeye razı olmadı. Annesinden habersiz, böbrek nakli için kollarını sıvadı. Böbreğinin annesiyle uyuşup uyuşmadığını öğrenmek için randevu aldı ve uyuştuğunu öğrendi. Jordan: “Bunun hayatımdaki önemli bir dönüm noktası olduğunu hissettim.” “Umuyorum ki annem yaşlandıkça onun için daha fazla şey yapabilirim. Ancak an itibariyle elimden bu geliyor.” dedi. Anne Ingeborg, Jordan’a böbreğini vermemesi konusunda ısrar etti ancak Jordan çoktan kararını vermişti. Jordan son olarak şunları ekledi: “Küçüklüğümden beri bana yaptıklarına karşı, naçizane bir karşılık olarak böyle bir şey yapmak ve ona ne kadar minnettar olduğumu göstermek istedim”. Evsiz Ludvik Dolezal nam'-ı diğer kül adam bulduğu her şeyi yakıyor, külünde de yatıyor... Kah sokaklarda kah metruk binalarda yaşayan Çek kül adam... Yaklaşık 1 yıl önce neyi var neyi yok yakmaya karar verdi... Alevlerden arta kala külün içinde de yaşamaya karar verdi... Avrupa'nın en kirli adamı Dolezal dondurucu soğuğa aldırış etmiyor... Uzmanların psikolojik sorunarı nedeniyle ateş tutkunu olduğunu belirttiği Kül Adam... Sabah uyanır uyanmaz ateşi yakıyorum. Aralıksız 24 saat ateşim yanar... Her şeyi yakıp külün içinde yaşıyorum dedi... En son ne zaman yıkandığını hatırlamayan 58 yaşındaki kül adam hükümetten aylık 81 Euro yardım alıyor... Kül adamın sahip olduğu tek şey ise radyosu. Fotoğraflar İran'ın Farashband bölgesinde Dezhgah adlı bir köyde çekildi. Amoo Hadji, tam 60 yıldır suya dokunmadan yaşıyor. 80 yaşındaki adam, küller içerisinde ilkel bir hayat sürüyor. İran kaynaklı bir haber ajansı ne banyo yapan ne de tıraş olan şahsın hayatını görüntüledi. Etraftan topladığı gübreleri yakan Hadji, akşamları ise bir barakanın içinde kalıyor.