Birinci dakikadan son dakikaya kadar Belçika’nın gol aradığı bir maçtı... Ama her atakta, her Belçikalı, Galler duvarına çarpıp geri döndü... Galler korner atarken, yan top kullanırken bile geri dönüşte eksik kalmadı... Belçika her atağında enaz sekiz, çoğu zaman on adamdan oluşan Galler duvarını karşısında buldu... Ayaklarına, futbol aklına 100 milyon euro değer biçilen Gareth Bale bile tekmeye kafasını sokuyorsa, “sakatlanırsam ne olur” diye aklından geçirmiyorsa, peşinden bütün bir takımı sürüklüyorsa, ben “lider oyuncu” buna derim, ben “takım olmak” ifadesini haklı olarak Galler için kullanırım...
Eden Hazard, Mertens, Witsel, De Bruyne, Galler duvarını aşmak için neler yaptılar... Hem futbol akıllarıyla, hem tepeden tırnağa yetenekleriyle, hiç pes etmeyen enerjileri ile her dakika yüklendiler... Her defasında geçilmez, aşılmaz bir duvara çarpıp adeta “serseme” döndüler...
Galler duvarı demişken elbette kaptan A.Williams ‘ın (6) hakkını teslim etmek lazım... Attığı kafa golündeki darbe, bizim millilerin şutlarından bile daha etkiliydi... Savunmasında Lukaku’ya tek hava topu bırakmadı... Son on dakika içinde, oyun 2-1 devam ederken De Bruyne’ye yaptığı bariz penaltıyı, hakeme yedirerek skoru koruyan, gemisini karaya oturmaktan kurtaran kaptan oldu... Sonra elle buluşan bir penaltı pozisyonu daha... Son on dakikada iki penaltı pozisyonu... Sahada “çıt” çıkmadı ... Büyük olasılıkla yarın, ya da hafta boyu da konuşulmayacaktır... Bizde olsa aman Allah’ım... Kamuoyuna bir haftalık tefrika çıkardı...
Stoperlerden söz ederken şunu söylemeliyiz; Artık “küçük sıze”lı stoperlerin devri kapandı... Bakıyorum bütün takımların stoperleri “çam yarması” gibi... Üstelik çabuklar, hızlılar, hantal değiller...
Belçika her atağında Galler’in sekiz - on oyuncudan oluşan ve en önemlisi son derece iyi pozisyon alan savunma anlayışı karşısında erirken, Robson Kano’nun golünde savunmasında az adamla yakalanmanın faturasını ödedi... Kano’nun becerisini ve akıl dolu vuruşunun hakkını da teslim etmemiz gerekiyor...
İşin en kötüsü, her maç sonrası umutlarım biraz daha çöküyor, hatta hayallerim bile koyu bir sise bürünüp kaybolup gidiyor... Biz niye bu kadar koşamıyoruz, biz niye böyle mücadele edemiyoruz, biz niye böyle savunma yapamıyoruz, biz niye hızlı hücuma çıkamıyoruz... En önemlisi; bunların oynadığı futbolu biz niye oynayamıyoruz...