21.04.2016 - 09:50 | Son Güncellenme:
AA-DHA
Ergenekon Davası'nın temyiz incelemesini yapan Yargıtay 16. Ceza Dairesi, yerel mahkemenin kararını bozdu. Eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ, emekli orgeneraller Şener Eruygur, Hurşit Tolon, Hasan Iğsız, emekli tuğgeneraller Veli Küçük, Levent Ersöz ile Yalçın Küçük, Doğu Perinçek, Tuncay Özkan, Mustafa Balbay ve Mehmet Haberal'ın da aralarında olduğu 274 sanıklı Ergenekon davasında Yargıtay son sözü söyledi. Yargıtay 16. Ceza Dairesi, yerel mahkemenin kararını bozdu.Yargıtay 16. Ceza Dairesi 231 sayfalık kararını özetleyerek okudu. Yerel Mahkemenin kararını esastan ve usul yönünden bozan Yargıtay 16. Ceza Dairesi, eski Genelkurmay Başkanı emekli orgeneral İlker Başbuğ'un ve İnternet Andıcı Davası'nın sanıklarının Yüce Divan'da yargılanması gerektiğini belirtertti.
DANIŞTAY DAVASI AYRILDI
Yargıtay, Danıştay davasının Ergenekon davasından ayrılmasına karar verdi.
TEK KUZUDAN ÜÇ POST ÇIKARTTILAR
Yangıtay kararında "Sebepsiz yere davalar birleştirildi ve yargılama uzatıldı. Hukuksuzdur.'Tek kuzudan 3 post çıkarttılar' denildi.
'İLKER BAŞBUĞU YÜCE DİVAN'DA YARGILANMALIYDI'
Yargıtay kararında eski Genelkurmay Başkanı emekli orgeneral İlker Başbuğ’un, Yüce Divan’da yargılanması gerektiğine karar verdi ve bunu bozma gerekçesi saydı.. Yargıtay, hukuka aykırı dinlemeler, gizli tanık beyanları, MİT mensuplarının izinsiz dinlenmesi, aramaların hukuka aykırı yapılması gibi usul gerekçelerini bozma nedeni saydı.
ERGENEKON'UN LİDERİ BELLİ DEĞİL
Ergenekon Davası'nın temyiz incelemesini yapan Yargıtay 16. Ceza Dairesi, bozma gerekçelerinin bazılarını kararında şöyle sıraladı:
Danıştay saldırısı davası ile Ergenekon davası arasındaki hukuki ve fiili irtibatın somut delillerle gösterilememiştir.
Yerel mahkemenin oluşumunda ve soruşturma, yargılama, delil toplama aşamalarında adil yargılanma ilkelerine aykırılık var.
"Ergenekon terör örgütü"nün, kim tarafından ne zaman kurulduğunun, suçlarının, hiyerarşik yapısının ortaya konulmaması, liderinin belli olmaması gibi nedenlerle yerel mahkemenin "Ergenekon terör örgütü" kabulünde isabetli değildir.
Yargılama makul sürede bitirilmedi.
*Sanıkların gece vakti ifadeleri alındı.
*Sanıklara ve avukatlara süre sınırı konularak savunma izni verilmesi, sözlü beyana izin verilmemesi hukuksuzdur.
*Sebepsiz yere davalar birleştirildi ve yargılama uzatıldı, hukuksuzdur.
*Devlet sırrı olduğu söylenen delili polis ve savcı inceleyemez. Avukat büro ve evlerinde usulsüz arama yapılmıştır.
*Askeri mahallerde usülsüz arama yapılmıştır.
*Dijital verilerin imajlarının arama mahallinde alınmaması bir kopyası sanığa verilmemesi hukuksuzluktur.
*Avukat ve müvekkili arasında gizli olması gereken görüşmeler hukuksuzca dinlenmiştir.
*Resmi kurumlar, Genelkurmay Başkanlığı, emniyet, "Ergenekon yok" dediği halde bu hususların dikkate alınmaması hukuksuzluktur.
*Danıştay eylemi vahim eylemdir. Osman Yıldırım, Danıştay Saldırısı'ndan ceza almalıydı.
*Silivri'de kamu düzenini ilgilendiren hatalar yapılmıştır.
Mahkeme yerel mahkemenin oluşumu nedeniyle bozma kararı verdiği için beraat kararlarını onayamadı. Ümraniye'deki bir gecekonduda 27 el bombasının ele geçirilmesiyle başlayan Ergenekon davası, temyiz incelemesini yapan Yargıtay 16. Ceza Dairesi heyetinin son sözü söylemesiyle 9 yıl sonra karara bağlanmış oldu.
ŞİMDİ NE OLACAK?
Yargıtay'ın Ergenekon davasını usül yönünden bozmasından sonra yerel mahkeme yeniden yargılama yapacak. Yerel mahkeme yapacağı yargılama ile davanın esası hakkında karar verecek.
KARARA İLK TEPKİLER
Kararı değerlendiren Eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ'nu avukatı İlkay Sezer şunları söyledi: "Yüce Divan konusunu biz savcının huzuruna oturduğumuzdan günden itibaren söyledik. Anayasa'nın çok açık olan bu hükmü o zaman uygulansaydı bu mağduriyetler yaşatılmazdı. İlker Başbuğ için bu dosya bundan sonra Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na gidecek. Savcılık İlker Başbuğ tarafından soruşturma izni istemek zorunda. Bu izin verilmez ve dosya İlker Başbuğ hakkında da kapanır diye düşünüyoruz. Özetle bu mahkemenin yaptığı hiç bir uygulama hukuka uygun değildir. Kimlik tespitini bile hatalı yaptı desek yeridir. Bugün hukuk arayanlar o zaman bize 90 bin sayfa raporu verip 15 dakikada buna göre savunma yapmamızı istiyordu. Burada pek çok kişiye önceden hazırlanmış, senaryosu yazılmış, delilleri uydurulmuş bir kumpas uygulandı ve millet olarak hepimiz seyrettik bunu."
DOĞU PERİNÇEK: TERTİP YERLE BİR OLDU
Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, "Türkiye’yi bölme davasıydı, bu tertip yerle bir oldu. Yargıtay haksız ve hukuksuzluğu hendeklere gömdü. Olağanüstü bir karar. Mükemmel, dünya tarihine geçecek bir karardır. Bundan sonra Türkiye’nin önü aydınlanacaktır" diye konuştu.
Yargıtayın Ergenekon kararı - Sanıklardan CHP İstanbul Milletvekili Çiçek: -"Çektiğimiz acıların, bize yapılan işkencelerin bedelini bir şartla helal ediyoruz, milletimize helal olsun diyoruz, o şart da bu suç örgütünden milletimizin, devletimizin temizlenmesidir" - "Örgüt yok, Ergenekon diye bir örgütü ortaya koyan delliler yok. Genelkurmay'ın, MİT'in, emniyetin böyle bir örgütten haberi yok. Sadece kumpas mahkemesi bir örgüt yarattı"
"YARGITAY TARİHİ BİR KARARA İMZA ATTI. HUKUKSUZLUK YAPANLARA DERS VERDİ"
Emekli Orgeneral Hasan Iğsız'ın avukatı Murat Ergün, "Yargıtay tarihi bir karara imza attı. Hukuksuzluk yapanlara ders verdi" dedi. Davanın sanıklarından emekli Tuğgeneral Veli Küçük'ün kızı aynı zamanda avukatı Zeynep Küçük de Yargıtay'ın kararını olumlu karşıladıklarını söyledi.
"ERGENEKON DAVASI TÜRK HUKUK TARİHİNDE KARANLIK BİR DÖNEMİ İFADE ETMEKTEDİR"
Davanın sanıklarından CHP Milletvekili Tuncay Özkan'ın avukatı Hüseyin Ersöz de, "Ergenekon Davası Türk hukuk tarihinde karanlık bir dönemi ifade etmektedir. Yargıtay 16. Ceza Dairesi Türk Hukuk Sistemi'nin normalleşmesi noktasında önemli bir karar vermiş bu hukuksuzlukları tarihe not düşmüştür" diye konuştu.
'SÜRGÜNDE YAŞAYACAKLAR'
Ergenekon Davası sanıklarından CHP İstanbul Milletvekili Dursun Çiçek, "Çektiğimiz acıların, bize yapılan işkencelerin bedelini bir şartla helal ediyoruz, milletimize helal olsun diyoruz, o şart da bu suç örgütünden milletimizin, devletimizin temizlenmesidir." dedi. Çiçek, Yargıtaydan ayrılırken basın mensuplarına yaptığı açıklamada, "Tabii esas kararları, Çağlayan 4. Ağır Ceza Mahkemesi verecek. Ergenekon diye bir örgüt yoktur, bunun dellileri yoktur diyen Yargıtay 16. Ceza Daire Başkanı, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinin kuruluşunun da hukuka aykırı olduğunu ortaya koydu. Örgüt yok, Ergenekon diye bir örgütü ortaya koyan delliler yok. Genelkurmay'ın, MİT'in, emniyetin böyle bir örgütten haberi yok. Sadece bu kumpas mahkemesi bir örgüt yarattı" diye konuştu. Bu örgütü yaratanları, Türk milleti ve Türk adaletinin yargılayacağını ve hak ettiği cezaları vereceğini ifade eden Çiçek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Bize yaptıkları zulmün, işkencenin bedelini de ödeyeceklerdir. Şunu söylüyoruz, devlet bir örgüt tarafından ele geçirilmek üzereyken bu ortaya çıktı. Çektiğimiz acıların, bize yapılan işkencelerin bedelini bir şartla helal ediyoruz, milletimize helal olsun diyoruz, o şart da bu suç örgütünden milletimizin, devletimizin temizlenmesidir. Tekrar bu kararın milletimize, sanıklara, herkese hayırlı uğurlu olmasını diliyorum." Çiçek, Yagırtayın davayı esas ve usulden bozduğunu, "örgüt yok", "Böyle karar yazılmaz" dediğini, mahkemeyi tanımadığını dile getirerek, "Usulden zaten bir sürü gerekçe var. Tanıklar dinlenmemiş, savunma hakkına riayet edilmemiş. İşin özeti, yargılama adı altında yıllarca masum insanlara orada işkence yapılmıştır." ifadelerini kullandı. Mahkeme Başkanı'nın "Bir kuzudan 3 post çıkarılmaya çalışılmış" dediğini belirten Çiçek, yerel mahkemede yargılama yapılmadığını, yıllarca duvarlara konuştuklarını ifade etti. Çiçek, "Şimdi bunun hukuki olarak Yargıtay kararıyla tescil edilmesi bizler için, Türkiye için, temeli hukuk ve adalet olan Türkiye Cumhuriyeti için önemlidir. Bu, tarihi bir gündür. Sonunda suç işleyenler cezalarını görecek. Bugün olduğu gibi sürgünlerde yaşamak zorunda kalacaklar" dedi.
9 YIL SONRA...
Ümraniye'deki bir gecekonduda 27 el bombasının ele geçirilmesiyle başlayan Ergenekon davası, temyiz incelemesini yapan Yargıtay 16. Ceza Dairesi heyetinin son sözü söylemesiyle 9 yıl sonra karara bağlanmış oldu.
2007' DE BİR GECKONDUDA BAŞLADI
Ergenekon soruşturması, bir telefon ihbar telefonu üzerine 12 Haziran 2007'de Ümraniye'de bir gecekonduda 27 adet el bombasının bulunmasıyla başladı. Ergenekon dalgaları adıyla anılan operasyonlarda iş, siyaset, spor , sanat, hukuk ve medya dünyasından isimler, asker, polis, işadamı, yazar, akademisyen ve sendikacı gözaltına alındı. İlk duruşması 20 Ekim 2008 tarihinde başladı.
Ergenekon Davası'ıyla 23 iddianame birleşti, davada 31'i gizli tanık olmak üzere 160 tanığın beyanı alındı. Poyraz, Hisar, '9' ve Deniz gizli kalmak istemedi, kimliklerini açıkladı, sanıklarla yüzleşti. İsmini açıklayanlar arasında en çok etki uyandıran ise gizli tanık "Deniz" olarak ifade veren PKK'nın eski yöneticilerinden Şemdin Sakık oldu. "Samimiyetimi ortaya koymak için kimliğimi açıkladım" diyen Sakık'ın ifadesi sırasında Silivri'de mi yoksa hükümlü olarak kaldığı Diyarbakır Cezaevi'nde mi olup olmadığı konusu da dava avukatları tarafından tartışıldı. Tutuklu sanıklar, Şemdin Sakık'ın tanık olarak dinlenmesine duruşmada tepki gösterdi. Davada 600 duruşma yapıldı. Kararını 5 Ağustos 2013'te açıklayan İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, eski Genelkurmay Başkanı emekli Orgeneral İlker Başbuğ'u Müebbet hapis cezası, Emekli Tuğgeneral Veli Küçük 2 kez ağırlaştırılmış müebbet ve 99 yıl hapis,CHP milletvekili Mustafa Balbay'a 34 yıl 8 ay hapis cezası, Mehmet Haberal'a 12 yıl 6 ay hapis cezası, İşçi Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek'e ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ve 34 yıl 4 ay hapis cezası, Danıştay saldırının tetikçisi Alparslan Aslan'a 2 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası ve 90 yıl hapis cezasına çarptırdı. Diğer sanıklar da çeşitli hapis cezasına çarptırıldı.
ANAYASA MAHKEMESİ KARARIYLA TAHLİYE EDİLMİŞLERDİ
Anayasa Mahkemesi’nin ihlal kararı üzerine sanıklardan Alparslan Arslan hariç tüm sanıklar tahliye edildi. 13. Ağır Ceza’nın 16 bin 600 sayfadan oluşan gerekçeli kararının taraflara tebliğ edilmesinin ardından dosya, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderildi. Başsavcılığın tebliğnamesinde, ‘usul’ yönünden bozma istendi. Yargıtay 16. Ceza Dairesi’ndeki temyiz duruşmaları, 6 Ekim 2015’te başladı , sanıklar savunma yaptı.