St. Petersburg
15 Temmuz darbe girişiminin zamanlaması, yakın dönemde yaşanan birçok olayı da “kuşkulu” kılıyor.
Ardı ardına farklı örgütlerin canlı bomba saldırıları, yaşanan bölgesel krizler ve Rus uçağının düşürülmesi sonrası yaşananlar.
15 Temmuz elbette bütün bunların her birinden önemli bir tehdit ve aşamayı ifade ediyor.
Türkiye’nin, bastırılan darbe girişimi sonrasında büyük bir uzlaşı ortamı yakalaması ve yeni bir hatta geçme olanağı yakalaması 15 Temmuz’un önemini gösteriyor.
15 Temmuz öncesinden
kalan sorunlar listesinin ilk sıralarında yer alan başlıklardan biri de Rusya.
Rus uçağının düşürülmesi sonrasında askıya alınan ilişkilerin Erdoğan’ın yoğun bürokratik süreçlerin ardından gönderdiği mektubun yankı bulmasıyla rayına girmeye başladığı bir dönemde darbe girişimi gerçekleşti.
Darbeye 15 Temmuz’un hemen ertesinde “amasız” ve “fakatsız” ilk tepkiyi gösteren liderin Putin olması önemliydi.
Erdoğan’ın 15 Temmuz’dan sonra ilk yurtdışı gezisini Rusya’ya yapması da en az bu kadar önemli.
Hem darbe girişiminden sonra gerçekleşmesi hem de Rusya ile bu girişim öncesinde yaşanan sıkıntıların tamamen çözülmesine yönelik adım atılması St. Petersburg’da gerçekleşen görüşmenin önemini iki katına yükseltti.
Bu bir rekor
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın morali dün Ankara’dan yola çıkarken yüksekti.
Rusya ile ilişkilerin düzeltilmesi konusunda gösterdiği yüksek çabanın karşılığında çıkılan yolculuğun önemi heyetteki yüzlere de yansımıştı.
Erdoğan, uçak havalanırken heyette yer alan bakanlar, işadamları ve gazetecilere “Hayırlı yolculuklar” diledi.
Bu sırada, Yenikapı mitingine olan yüksek katılım ve mitingin yankıları anımsatılarak yöneltilen, “Yenikapı Mitingi rekor muydu?” sorusuna, “Evet, rekordu” yanıtını verdi.
“Tarihte örneği var mı?” diye sorulduğunda ise “Hayır, yok. Bildiğim kadarıyla bu bir rekor” dedi.
Tamamlayıcı cümlesi ise Erdoğan’ın Yenikapı’nın açtığı kapıdan duyduğu memnuniyeti gösterir nitelikteydi:
“Yaparsa Türkler yapar.”
7 bakan ve Fidan
Cumhurbaşkanı’nın Rusya gezisine verdiği önem, gezinin tek günden ibaret olmasına rağmen heyetin kalabalıklığından da anlaşılıyordu.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Berat Albayrak, Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı, Ekonomi Bakanı Nihat Zeybekci, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik, Ulaştırma Bakanı Ahmet Aslan ile AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Mehdi Eker Rusya heyetinde yer aldı.
Heyette en dikkat çekici isim ise 15 Temmuz darbe girişiminden bu yana ismi sürekli gündemde olan MİT Müsteşarı Hakan Fidan’dı.
15 Temmuz’a ilişkin büyük bir istihbarat zafiyeti olduğunu açıklıkla ifade eden ancak ilerleyen günlerde her ülkede istihbarat zafiyeti olduğunu vurgulayarak MİT’in yıpratılmasının önüne set çeken Erdoğan’ın heyetinde Fidan’ın da yer alması, bu anlayışını sürdürdüğünü gösteriyordu.
Yüksek güvenlik
Erdoğan’ın ilk yurtdışı gezisi öncesinde kafalarda özellikle güvenlik önlemleri noktasında soru işaretleri vardı.
Türkiye ve Rusya hava sahasında uçağa savaş uçaklarının eşlik edip etmeyeceği, güvenliğin nasıl sağlanacağı sürekli konuşuluyordu.
Elbette hem Ankara’da hem Petersburg’da yoğun güvenlik önlemleri alındı.
Ancak savaş uçaklarının eşlik etmesine gerek görülmedi.
Sadece zaman zaman başvurulan, “normal rota yerine uçağın rota değiştirerek istikametine yol alması” uygulaması yapıldı.
Petersburg’da Türk işçiler tarafından Türk bayraklarıyla karşılanan Erdoğan’ın ziyaretinin Rusya tarafından ne kadar önemsendiği de her adımda görüldü.
Erdoğan’ı, baş başa görüşmeden önce 1.5 dakika ayakta bekleyerek karşılayan Putin’in de moralli olduğu gözlendi.
1 saat 45 dakika süren baş başa görüşmeden yansıyan hava, ilişkilerde uçak krizinden önceki dönemin de gelişen süreçte aşılabileceğinin habercisiydi.
Görüşmelerin hemen ardından bütün temasların son derece olumlu geçtiği bilgisini de aldık.
Karşılıklı açıklamalar da hem bu havayı gösteriyordu hem de her iki tarafın da ilişkileri daha da geliştirmek niyetini taşıdığını teyit etti.
Putin, “Türk ortaklarımız” diye hitap ettiği Türkiye’deki siyasi atmosfere rağmen ziyaretin gerçekleşmesinin önemine dikkati çekerken, orta vadeli planla ilişkilerin geliştirileceğinin altını çizdi.
Erdoğan da atılacak adımları anlatırken, Rusya’nın yapıcı tavrına dikkati çekti.
Erdoğan ile Putin’in tokalaşırken çekilmiş fotoğrafının yerleştirildiği porselen tabaklardan, “Putin’in şehri” olarak anılan Petersburg’un temaslar için seçilmesine kadar her aşaması özenle planlanmış bir ziyaret gerçekleşti.
Yenikapı’yla yenilenen Türkiye açısından, bütün bu detaylar Rusya ile açılacak kapılar açısından büyük önemdeydi.