07.12.2014 - 02:30 | Son Güncellenme:
Nil Kural
Türkiye’nin ilk kültür bakanı, Türkiye Cumhuriyeti’nin kültür işlerinden sorumlu ilk büyükelçisi, şair, çevirmen, yazar, akademisyen Prof. Dr. Talat Sait Halman, önceki gün Bilkent Üniversitesi’nde geçirdiği kalp krizi sonucu 83 yaşında hayatını kaybetti. Türkiye’nin kültür alanındaki en birikimli isimlerden biri olarak anılan Halman, güleryüzü, nezaketi, beyefendiliği ve bilgeliğiyle tanınıyordu. Kültür dünyasının büyük saygı duyduğu Halman için yarın 11.00’de TBMM Binası’nda ve saat 13.00’te Bilkent Üniversitesi Büyük Konser Salonu’nda birer tören düzenlenecek. Ardından cenazesi İstanbul’a nakledilecek ve cenaze töreni 9 Aralık’ta öğle namazında Teşvikiye Camii’nde gerçekleştirilecek.
Nesillerdir Trabzonlu ailelere mensup Tümamiral Sait Halman ve İclal Halman’ın oğlu olan Talât Sait Halman, 7 Temmuz 1931’de İstanbul’da doğdu. Robert Koleji bitirdikten sonra üniversite öğrenimi için New York’taki Columbia Üniversitesi’ne gitti. Seçtiği bölüm Siyasi Bilimler’di çünkü annesi İclal Hanım, oğlunun dışişleri bakanlığına girmesini istiyordu. Sonradan verdiği bir söyleşide, Halman, Kültür Bakanlığı döneminde annesinin evdeki misafirlere “Paşa kızıydım, şimdi bakan annesiyim,” diye övündüğünü aktaracaktı. Üniversiteden mezun olduktan sonra kültür sanatla ilgilenmeye karar verdi.
ABD?radyosunda Türk şiiri
1960 yılının sonlarında Türkiye’ye dönen Halman, askerliğini Bakanlık Devlet Planlama Teşkilatı’nda yaptı. Halman’a göre ilk Kültür Bakanı olmasında askerliğini burada yapmasının bir etkisi olacaktı. Akademik kariyeri ise askerden dönünce Columbia Üniversitesi’nde Türk Dili ve Edebiyatı dersleri vermesiyle başladı. Ardından Princeton Üniversitesi’nde (1965 - 1971) akademik kariyerine devam eden Halman, ABD’de Abdi İpekçi ile tanıştıktan sonra 1969-1971 yılları arasında Milliyet Gazetesi’nde köşe yazıları yazdı. Bir yandan da New York’taki WBAI Radyosunda Türk şiiriyle ilgili programlar yapıyor, Orhan Veli, Yunus Emre’nin de aralarında olduğu şairleri ABD dinleyicilerle tanıştırıyordu: Türk edebiyatının uluslar arası alandaki en büyük tanıtıcılarından olmaya çevirileri, konferanslarıyla hayatı boyunca devam edecekti.
Çok önemli bir çevirmendi
1971’de dönemin Başbakanı Nihat Erim’in Kültür Bakanlığı teklifini Abdi İpekçi ve Yaşar Kemal’e danışarak kabul etti ve Türkiye’nin ilk kültür bakanı oldu. Bakanlık görevi sonlandığında bir kez daha Amerika ve akademiye döndü. 1986 - 1996 yılları arasında New York Üniversitesi Ortadoğu Dilleri ve Edebiyatı Bölümü’nde Bölüm Başkanlığı yaptı, bu alanda da bir ilke imza attı ve bu alanda bir kürsünün başkanlığı yürüten Türkiye’den ilk isim oldu. 1998’de İhsan Doğramacı, Bilkent Üniversitesi’nde ders vermesini teklif edince, bunu bir şartla kabul etti: Türk Edebiyatı Bölümü’nün kurulması. Bu isteği kabul buldu ve Bilkent Üniversitesi’nin Türk Edebiyatı Bölümü’nün Kurucu Başkanlığını yaptı. Halman, 2005 yılından bu yana da İnsani Bilimler ve Edebiyat Fakültesi Dekanı’ydı.
Halman, kültürdeki birikimini sadece akademide değerlendirmedi; çok önemli bir çevirmendi. Entelektüel birikimiyle hem aralarında William Shakespeare ve William Faulkner’ın eserlerin de olduğu dünya klasiklerini Türkçeye çevirdi, hem de Türkçenin ustalarını İngilizceye kazandırdı. Orhan Veli, Yunus Emre, Fazıl Hüsnü Dağlarca’yı İngilizceye çevirmekle kalmadı; Türk edebiyatıyla ilgili İngilizce yazılmış referans kitapları da Halman’ın kaleminden çıktı. Mevlana ile çalışmaları ise Halman’ın kariyerinde ayrı bir yerde duruyordu.
Ödül rekortmeni
UNICEF Türkiye Milli Komitesi Başkanı, UNESCO Yönetim Kurulu Üyesi, ABD PEN Derneği Yönetim Kurulu Üyesi ve Journal of Turkish Literature Baş Editörülüğü de yapan Halman pek çok saygın ödülün de sahibiydi: Türkiye Bilimler Akademisi Hizmet Ödülü, Columbia Üniversitesi “Thornton Wilder” Çeviri Armağanı, Rockefeller Vakfı Bilimsel Araştırma Bursu, Dışişleri Bakanlığı Üstün Hizmet Ödülü, UNESCO Madalyası, Ankara ve Boğaziçi Üniversitelerinden fahri doktora... 1971’de Kraliçe 2. Elizabeth tarafından İngiltere’den ‘Sir” karşılığı “Knight Grand Cross”la ödüllendirildi.
70 telif ve çeviri kitabı, 3 bine yakın makalesi, 5 bini aşkın şiir çevirisi bulunan Halman, başarılarla dolu kültür hayatını tevazu göstererek “Tek bir işe saplanıp kalmadım, değişik alanda hoşuma giden işler yaptım,” diye özetliyordu. Nasıl anılmak istiyorsunuz sorusuna ise “şair” diye cevap veren Halman, şüphesiz sadece şair olarak değil, Türkiye kültür tarihinin gelmiş geçmiş en önemli isimlerinden biri olarak anılacak.
Özgüven veren iş: Plak şirketi
Halman’ın kültür sanat alanındaki ilk işi ise ABD’de bir plak şirketindeydi. 100 kişilik, milyonlarca dolar cirosu olan bu şirketin patronu ölünce Halman, 25 yaşına gelmeden şirketin genel müdürü oldu. Zarar eden bu şirketi kâra geçirmesini “hayatında en çok özgüven veren işlerden biri” olarak anlatmıştı. Plak şirketlerine hayatında yıllar sonra Ahmet Ertekün’ün teklifini kabul edip Atlantic Records’ta kısa bir süre çalıştığı dönemde dönmüştü.
En büyük acısı oğlunun ölümü
Akademisyen Talat Halman ve tiyatrocu Defne Halman’ın babası olan Talat Sait Halman, 1983 yılında oğlu Sait’i 17 yaşındayken New York’ta geçirdiği bir kaza sonucu kaybetti. Cahide Birgül’ün yazdığı nehir söyleşi kitabı ‘Aklın Yolu Birdir’de bu trajediyi hayatının en büyük acısı olduğu için kelimelere dökmekte zorlanmıştı.