Beşiktaş ve Kayseri’deki terör saldırıların acısı tazeyken, Rusya Büyükelçisi Andrey Karlov suikastiyle sarsılan Türkiye, Fırat Kalkanı Harekatı’nı sürdüren askerlerimizden 16’sının şehit düştüğü, 85’inin de yaralı olduğu haberiyle üzüntüye boğuldu.
Bir cümleye sığan bunca olay da gösteriyor ki çok yönlü bir mücadele bu.
Türkiye’nin güvenliğini sağlamak için sürdürülen bu mücadelenin dışarıdaki ayağı ise Suriye’deki Fırat Kalkanı.
El Bab’a kadar çok sorun yaşamadan ilerleyen ÖSO ile TSK unsurları, burada yoğun bir çatışmanın içerisinde.
Örneğine, en şiddet yüklü filmlerde rastlanabilecek yöntemlerle hareket ediyor DEAŞ.
Önceki gün, kentte hakimiyet kurmak için en stratejik nokta olan tepede hakimiyet ÖSO ile askerlerimize geçiyor.
O dakikadan itibaren bombalı araçlar, askerlerin içine dalıp kendisini patlatan militanlar devreye giriyor.
Olağan bir savaş değil yürütülen.
ABD’nin açıklaması ve Rakka’dan takviye
Çatışmaların şiddetlenmesinin nedenlerinden biri DEAŞ’ın kente hakimiyet kurmak için en kritik nokta olan tepedeki hastaneyi kaybetmesi.
DEAŞ, karargah olarak kullandığı hastaneden sonra, tepeyi de kaybetmesinin El Bab’ta köşeye sıkışması anlamına geleceğinin farkında. İkinci neden ise ABD’nin Rakka operasyonunu Nisan’a kadar ertelediğini açıklaması.
El Bab’ta 350-400 civarında militanı bulunan DEAŞ, Rakka’dan yaptığı takviyeyle savaşçı sayısını 800’lere kadar yükseltmiş durumda.
Sahadaki zorluklar, askeri kaynaklarca, bombalı araçlar, canlı bombalar, tuzaklanmış hendekler ve hava şartları olarak sıralanıyor.
Sahadaki askerlerin aktarımına göre önce bombalı araç geliyor, sonra zırhlı jip, son olarak ise intihar yeleği giyen canlı bomba.
Buna rağmen bölgenin hakimiyeti, yaklaşık bin 200 kişiyle El Bab’ta bulunan ÖSO ile sayıları bu kadar olmayan TSK unsurlarında.
TSK, yoğun olarak komandolarla bölgede bulunuyor.
Yol açmak vb. nokta operasyonlar için özel kuvvetler, mekanize piyadeler ve tank unsurları da El Bab’ta.
İhtiyaç duyuldukça sınırdan personel takviyesi yapılıyor.
Hedef askerimizin mevzileri
Önceki günkü çatışmalarda ÖSO’dan çok askerlerimizin şehit düşmesinin nedeni ise intihar saldırılarında askerlerimizin mevzilerinin hedef alınması.
Komando ve piyade birlikleri, özel kuvvetler, öncelikle ÖSO ilerlerken yolu açma görevini üstleniyor.
Bu birlikler ele geçirilen bölgede, ayrı mevzilerde tertipleniyor.
Kritik noktalarda üs bölgeleri oluşturarak, bölgenin yeniden DEAŞ’a geçmesini engellemeye çalışıyor.
DEAŞ da bu nedenle, ÖSO’dan ayrı mevzilenen birliklerimizi hedef almaya çalışıyor.
DEAŞ’lıların büyük bölümü bölgede. İşleri zorlaştıran etkenlerden birisi de 300 bin kişinin yaşadığı El Bab’ta kentin bir bölümünün DEAŞ’a müzahir olması, örgütün belli bölgelerde sivillerden destek alması.
Birkaç haftada bitmez
Hava koşulları, yağan kar, sis ve pus, hava operasyonlarını zorlaştırıyor.
Hava müsait olduğu an F-16 ve F-4’lerden oluşan 45 uçak, sortilerle kritik yerleri vuruyor.
Dün 90 hedefe bu şekilde atış yapılıyor.
Merkezde çatışmalar yoğun olsa da çevre hakimiyeti TSK ve ÖSO’da.
Halep yolunu kapatan TSK ve ÖSO, DEAŞ’ı kapana kıstırmaya çalışıyor.
Amaç El Bab’ı stabil hale getirmek, sahadaki gelişmelerin Münbiç’e etkilerini gözlemek.
Bu kadar sivilin yaşadığı bir kentte, birkaç haftada operasyonun tamamlanmasını beklemek Ankara’da gerçekçi bulunmuyor.
Ankara’da El Bab’ta her şeyin stabil hale gelmesi, bölgenin tamamen kontrol altına alınması için beklenti en azından kışın geçmesi gerektiği yönünde.
Zira DEAŞ için El Bab’ın kaybedilmesi, sıranın Rakka’ya gelmesi, batı Suriye’nin bütünüyle kaybedilmesi anlamına geliyor.
Operasyonun hedefi de elbette, 300 bin kişilik kentte kalmak, burayı yönetmek değil.
DEAŞ’ın atılması ve koşulların kalıcı anlaşmalarla normalleştirilmesi. Unutulmamalı ki sahada alınan sonuçların kalıcı duruma gelmesi, masada verilen kararlara bağlı.
Cerablus’tan başlayarak El Bab’a kadar ilerleyen TSK ve ÖSO’nun oluşturduğu güvenli bölgenin, başta Rusya olmak üzere bölgedeki aktörlerle görüşülerek kalıcı statüye kavuşturulması önemli.
Türkiye’ye yönelik tehditler de ancak bu anlaşmalarla sıfırlanabilir.
El Bab’taki tabloyu bu şekilde özetleyebilirim.
Bir de özen ve belki düzenleme getiren sorunlar var.
Bize ulaşan bilgilere göre, El Bab’ta yaralanan 85 askerimiz sınıra getirildikten sonra ambulanslarla çeşitli hastanelere sevk edilmiş.
5 yaralının ailesi ise saatlerce uğraşmalarına rağmen yaralılara ulaşamamışlar.
Kahramanca mücadele eden askerlerin ailelerinin bu sıkıntıları yaşamasına nelerin yol açtığı bulunarak, sorun bir an önce çözülmeli.