13.01.2020 - 07:50 | Son Güncellenme:
DUYGU ERDOĞAN - TİRAN
Türkiye genelinde yüksek binalara sınırlama getiren, kaçak yapıyla kararlı mücadeleyi bir adım öteye taşıyan, değer artışlarının adil paylaşımını sağlayan kanun teklifi son şeklini aldı. AK Parti Grubu milletvekilleri tarafından hazırlanan kanun teklifi bugün TBMM’ye sunuluyor.
Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum düzenlemenin sahadan gelen talepler doğrultusunda Meclis’le birlikte yürütülen çalışmalar çerçevesinde hazırlandığını söyledi.
Kurum, bir dizi temasta bulunduğu Arnavutluk’ta gazetecilerle yaptığı görüşmede ‘Coğrafi Bilgi Sistemleri Kanunu ve Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’na ilişkin bilgi verdi.
Yüksek yapıya engel
Önce Bayındırlık, İmar, Ulaştırma ve Turizm Komisyonu’na gidecek tasarı, burada görüşüldükten sonra kabul edilirse Genel Kurul’a gelecek. Teklif, Cumhurbaşkanı onayına sunulup Resmi Gazete’de yayınlandıktan sonra kanunlaşacak.
Kanun teklifinde en dikkat çeken nokta ‘yüksek yapılara getirilen sınır’. Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın sık sık gündeme getirdiği yatay mimarinin yaygınlaşması sağlanacak.
Kurum, imar planlarında ‘yükseklik serbest’ tanımının tamamen kaldırılacağını vurguladı. Buna göre her bölgenin kendi koşullarına göre kat sınırları belirlenecek. Böylece müteahhitler taban alanını küçültüp emsal hakkını yükseklikten yana kullanamayacak. Yeni yerleşim alanlarında ortalama 5 kat sınırı planlanırken, mevcut yapı alanlarında ise inşa edilmiş binaların ortalama yükseklikleri dikkate alınacak.
Buna göre kat sınırlarını belediye meclisleri belirleyecek. Murat Kurum, “Son tarih olarak 7 Temmuz 2021’e kadar imar planlarının bu taslağa göre düzenlenmesi gerekecek, aksi takdirde bakanlık planları resen bedelini alarak düzeltecek” dedi.
Değer artışı kamuya
Yeni düzenlemeye göre parsel bazında imar değişikliği artık yapılamayacak. Plan değişiklikleri ada bazında yapılarak sağlıklı kentleşmeye destek olunacak.
Ada bazında yapılacak değişiklikler sonrası ortaya çıkabilecek değer artışı kişilerin değil kamunun olacak. Bu değer artışı, Hazine, Bakanlık, büyükşehir ve ilçe belediyesine aktarılacak.
Arkadaşımız Duygu Erdoğan, Tiran’da Bakan Kurum’la görüştü.
İllere göre farklı ceza
‘İstanbul’da bir kat yapı ile Ardahan’da bir kaçak yapı ceza olarak aynı muameleyi görüyor’ diyen Bakan Murat Kurum, tasarının bu anlamda da adalet getireceğini söyledi.
Kaçak yapılara uygulanacak idari para cezası miktarı illere göre değişiklik gösterecek. Bundan sonra arsa emlak değerleri esas alınarak adil bir sisteme geçilmiş olacak. Örneğin, 500 metrekare üzerine ruhsatsız inşa edilen iki katlı müstakil bir kaçak yapıda Bayburt’ta yaklaşık 14 bin lira ceza kesilirken, Ankara Çayyolu’nda 110 bin lira, İstanbul Beykoz’da 45 bin lira, İstanbul Maslak’ta 1 milyon 360 bin lira ceza kesilecek.
Eski düzenlemeye göre her ilde yine bu tip kaçak yapıda ceza 10 bin 461 lira olarak uygulanıyor.
Kaçak yapıya ‘şerh’
Kaçak yapılarda mücadelede önemli bir adım da gündemde. Bakan Kurum, “Kaçak yapıyla çok kararlı bir şekilde mücadele ediyoruz” derken; tasarıda kaçak yapıların tapularına şerh konulacağını bildirdi. Bu sayede satış ve kiralaması engellenecek. Kurum, kaçak yapıların yıkım sürecinin hızlandırılacağını; plansız alanlarda, yaylalarda, köylerde ruhsatsız yapıya göz açtırılmayacağını kaydetti. Kaçak yapıların ilgili idarece yıkılmaması durumunda, bakanlık yıkımı gerçekleştirecek. Bu defa yıkım maliyetini yüzde yüz fazlasıyla idareden tahsil edecek.
Ruhsat alabilecekler
İmar Barışı’na başvurup binasına güçlendirme yapmak isteyenler için de bir düzenleme yapılıyor. Buna göre, İmar Barışı’na başvurup Yapı Kayıt Belgesi alanlar, yapı denetim firmalarının kontrolünde güçlendirme yapabilecek. Vatandaş hak kaybı olmadan belediyelerden güçlendirme ruhsatı alabilecek.
Kanal İstanbul açıklaması
Bakan Kurum, Kanal İstanbul’un askıya çıkarılan planında nüfusun 500 bin olduğunu belirterek, “1.1 milyon nüfus iddiası asılsız” dedi. Kurum, bölgede yabancıların taşınmazlarına ilişkin ise şunları paylaştı:
“342 milyon m2’lik Kanal İstanbul Proje alanı içinde, yabancı gerçek ve yabancı sermayeli şirketlere ilişkin 603 bin m2’lik taşınmaz hareketliliği oluşmuştur. Bu toplam alanın binde 17’si. Proje alanında arsaların yabancılar lehine el değiştirdiği iddiaları asılsız.”