15.11.2019 - 11:28 | Son Güncellenme:
AA
Dünyaca ünlü ekonomist Sachs, AA muhabirine yaptığı açıklamada, ABD'nin Çin ve diğer ülkelere getirdiği ticari engeller ve yeni tarifelerin neden olduğu ticaret gerilimlerinin küresel büyümeye yönelik en büyük tehdit olduğunu belirtti.
Uluslararası ticaretin önünün kapatılmasının küresel büyümenin yavaşlamasına ve işletmeler arasında büyük belirsizliğe sebep olacağını ifade eden Sachs, büyüme ve özellikle sürdürülebilir kalkınma için küresel iş birliğine, barışa, savaşlara son verilmesine, enerji sistemlerinin yenilenebilir enerjiye dönüştürülmesine ihtiyaç duyulduğunu söyledi.
Sachs, bunların sağlanması durumunda işsizliğin azalacağını, gelirlerin artacağını ve ekonomik refahın gelişmesini sürdüreceğini dile getirdi.
Hükümetlerin çevrenin korunmasında, kaliteli eğitim ve sağlık hizmetlerinin verilmesinde, evrensel erişimin sağlanmasında ve ülkeler arasında barışın tesis edilmesinde büyük rol oynadığını kaydeden Sachs, piyasalar ve devletlerin, sadece ulusal düzeyde değil uluslararası iş birliği halinde de çalışması gerektiğini vurguladı.
"Türkiye barış için karşılıklı iş birliğini sağlayabilir"
Prof. Sachs, küresel iş birliği açısından Türkiye'nin liderliğinin son derece önemli olduğunu söyledi.
Sachs, "Avrupa ve Asya'yı ekonomik iş birliği içerisinde bir araya getiren Türkiye'nin, küresel refah için hayati bir önemi var. Türkiye, aynı zamanda Avrupa'dan Asya'ya veya Çin'den Avrupa'ya giden mallar, 5G ağlar, fiber optikler, hızlı demir yolu ya da elektrik iletimi anlamında transit bir ülkedir." ifadelerini kullandı.
Türkiye'nin, jeopolitik olarak da önemli olduğuna dikkati çeken Sachs, "Türkiye, İran, Arap ülkeleri ve Avrupa ile iş birliği içinde. Bunların tam ortasında yer alan Türkiye, gerekli olan barış için karşılıklı iş birliğini sağlamaya yardımcı olabilir." ifadelerini kullandı.
Sachs, Çin ile ABD arasında ticaret sistemi üzerine bir çatışma olması halinde Türkiye'nin kaybının büyük olabileceğini, dünyanın yeniden bölünmüş olması ve yeni bir tür soğuk savaş yaşanması durumunda herkesin kaybedeceğini vurguladı.
ABD'de bazı insanların, Çin’in bir düşman ya da bu ülkeyi tehdit olarak gördüğünü dile getiren Sachs, "Bu felsefeye hiç katılmıyorum. Çin, iş birlikçi bir ortak. Tabii ki, bazı pazarlarda rakip, ama çok etkileyici, harika şeyler yapan bir ülke. Açık, iyi ilişkilere sahip olmalıyız. Çin'e veya başka bir ülkeye karşı yapay engeller koymamalıyız. Dünyanın geri kalanının ABD'ye açık ticaret sistemini bozmaması gerektiğini söylemesi gerekiyor. Başka bir soğuk savaş istemiyoruz." değerlendirmesinde bulundu.
"Reel büyüme, kredilerden değil teknoloji ve ticaretten gelir"
Jeffrey Sachs, para politikasının ekonomik gerilemeyi önlemek veya 2008 sonrası gibi finansal bir krize cevap vermek için önemli bir araç olduğunu belirtti.
Ekonomik büyümeyi sağlamak için para basmanın veya kolay kredi almanın işe yaramadığını, bunun enflasyona yol açtığını ve gerçek ekonomik büyümeye yol açmadığını ifade eden Sachs, reel ekonomik büyümenin, kredilerden değil teknoloji ve ticaretten geldiğini dile getirdi.
Sachs, şöyle devam etti:
"Bu nedenle, para politikası beceri ile kullanılmalıdır. Para politikası, 2008 yılında mali krize yol açan yıllarda kötü bir şekilde kullanılmıştır. Daha sonra bu gerilemenin depresyona dönüşmesini önlemek için biraz daha iyi kullanıldı. Ama şimdi gerçekten parasal kolaylıktan gelecek iyi bir beklenti yok. Çünkü karşılaştığımız asıl sorun jeopolitik veya çevresel. Bunlar sadece para politikası ile çözülemez. Çok düşük faiz oranlarına sahip olduğumuz gerçeği, uygun bir şekilde yatırım yapılmadığı anlamına geliyor."
Sachs, dünyada geniş bant 5G ağlarını kurmaya, temiz ulaşım ve enerji sistemlerini inşa etmeye ve fazlaca yatırıma ihtiyaç duyulduğunu belirtti.
Bu yatırımların çoğunun uluslararası iş birliği ve devlet liderliği gerektirdiğinin altını çizen Sachs, "Bunu şu anda görmüyoruz. Sürdürülebilir kalkınma için kamu yatırımını yeterince görmüyoruz. Şu anda tasarruflarımızı iyi şekilde kullanıma sunmuyoruz." diyerek sözlerini tamamladı.