11.09.2020 - 07:00 | Son Güncellenme:
Duygu Erdoğan
Son birkaç haftadır ay çekirdeği üreticisi ve tüccarının gündeminde ‘gümrük vergisi’ ayarı var. Vergi düşürülürken getirilen fon uygulaması özellikle üretici tarafında kafa karışıklıklarına neden oldu.
Yeni uygulamaya ilişkin başta ‘ithalat kolaylaştı’ iddiası olmak üzere yorumlara ise ay çekirdeğinde hibrit tohum çalışmaları da devam eden Denizli Ticaret Borsası Başkanı İbrahim Tefenlili yanıt verdi. Gözetim sonucu ödenen vergilerin ithalatı yapanlar tarafından dava edildiğinde faiziyle birlikte devletten geri alındığını vurgulayan Tefenlili, artık devletin ve dolaylı olarak üreticinin kaybının önüne geçildiğini söyledi.
Tefenlili, “Gözetim vergisi ne tutarsa ithalat yapan firma bunu ödüyor. 3 - 5 ay sonra ise devleti mahkemeye verip faiziyle geri alıyordu. Yani ne aslında vergi alınmış oluyor, ne de devlet kazanç sağlıyor. Gözetim vergisi ithalatın kontrollü olması için uygulanıyor. Ancak burada bir açık vardı. Danıştay kararı da var. Mahkemeye veren herkes alabiliyor. Doğal hakkı. Almayan ithalatçı firma sayısı bir elin parmağını geçmez” dedi.
Resmi Gazete’nin önceki gün yayınlanan sayısında çerezlik ay çekirdeği ithalatından alınan toplu konut fonu, Bosna-Hersek, Kosova ve Singapur’dan bu kapsamda yapılan ithalat hariç olmak üzere 100 kilogram başına 24 eurodan 32 euroya çıkarıldı. Geçen haftalarda ise Çin’den ithal edilen ay çekirdeğinde yüzde 27 olan gümrük vergisi yüzde 3 olarak değiştirilip, ek olarak ton başına 240 euro toplu konut fonu uygulaması kararlaştırılmıştı.
Avrupa standardı
İbrahim Tefenlili ‘çok doğru bir sistem’ diye tanımladığı fon ile devletin zararının önüne geçildiğini ifade etti. Bununla birlikte gözetim vergisinde iddia edilenin aksine düşüş değil artış olduğunu vurgulayan Tefenlili, “Mevcutta yüzde 29 olarak uygulanan gümrük vergisi, fona çevrilerek alınan tutar ile toplama vurduğunuzda yüzde 40’a çıkıyor. Normalde dünyaya baktığınız zaman tarım ürünlerine çok fazla vergi koyamıyorsunuz. Çünkü sattığınız tarım ürünü olduğu kadar aldığınız da oluyor. Bu sayede Avrupa’ya diyoruz ki, ‘ben de sizin gibi tarım ürünleri ihracatında düşük vergi uyguluyorum ama burada fona alıyorum.’ Çünkü Avrupa da aynısını yapıyor. Aynı zamanda Avrupa standardı” diye konuştu.
Fon ile devletin vergi gideri sorununun doğru bir şekilde çözümlendiğini anlatan Tefenlili, ancak üretici ve tüketici tarafındaki sorunlara ilişkin bir çözüm olmadığını söyledi. Buna göre, kaliteyi yükseltip verimi artırmayınca içerideki ürüne talebin daha düşük olacağını anlatan Tefenlili, bu nedenle ithalat tercihinin devam edeceğini dile getirdi.
Çekirdeğin içi boş mu?
Türkiye’de çerezlik ay çekirdeği üretimi yıllık 180-200 bin tona yaklaşıyor. Örneğin Çin tohumu ile dekarda 500 kiloya varan verim elde edilirken, yerli popülasyonda bu verim 150 kilo oluyor. İhracat da yapıldığını anlatan İbrahim Tefenlili, “Böyle olduğunda 83 milyon insan, dünya fiyatları üzerinde çekirdek yer. Neden böyle olsun? Ürettiğimiz çekirdeğin yarısı kalitesiz, içi boş. Kalite üretim yapılamazsa ithalat zorunlu olur. Ayrıca bir planlama lazım. Geçen yıl çok para etti diye bu yıl ilgisiz topraklara bile çekirdek ekildi. İşte o çekirdeklerin içi boş. Tüketici de ithal edilen dolu dolu siyah ay çekirdeğine yöneliyor” dedi.
‘Hibrit tohum talep edelim’
Tüketici son yıllarda damak tadına göre ay çekirdeğini Çin’den bulurken, bu ithal siyah ay çekirdeğine karşı iç piyasada da çalışmalar başlatıldı. Çin’den çekirdek değil, tohum ithalatı yapıldı. Çeşitli kurum ve firmaların ise hibrit tohum çalışması var. Buna göre sanayi/üniversite/üretici ortaklığı birkaç yıl içinde tüketicinin ağız tadına uygun ay çekirdeği için tohumlar geliştirmiş olacak. Bu çalışmaların birinin merkezinde ise Denizli Ticaret Borsası ve Pamukkale Üniversitesi var.
İbrahim Tefenlili, tarımda tartışmaların ‘fiyat’ merkezinde olduğunu vurgularken, kalite ve verim konusunun göz ardı edildiğini kaydetti. Tefenlili, “Bundan sonra yapmamız gereken verimli topraklarımızda hibrit, yerli tohumları geliştirerek hem üretim kalitesini, hem de verim miktarını artırmak olmalı. Üreticiler de Tarım ve Orman Bakanlığına ‘ithal ürün’ sorunu iletmek yerine, hibrit tohum çalışması istemeli. Aksi durumda, içerideki üretim planlaması yapılamıyor. Üretici bir yıl kazanıyor, bir yıl batıyor. Biz hep üretici kazansın istiyoruz. Tüketici uygun fiyata ve doğru ürüne erişirken, üreticinin geliri de sürekli olur” diye konuştu.