26.02.2008 - 13:19 | Son Güncellenme:
STKED Başkanı Doç. Dr. Necdet Sağlam, STKED Denetleme Kurulu Başkanı Çekiç ile basın toplantısı düzenledi. Doç. Dr. Sağlam, toplantıda, Sivil Toplum ve Kalkınma Enstitüsü Derneği’nin (STKED) Türkiye, Ürdün, İtalya ve Güney Kıbrıs’taki beyin göçü nedenlerini araştırdığı "Uluslararası Beyin Göçü ve Geri Kazanımı Projesi"ni tamamladığını açıkladı. Söz konusu projenin Avrupa Birliği programları çerçevesinde 2 yıldır sürdüğünü ifade eden Doç. Dr. Sağlam, şöyle konuştu: "Beyin göçü sorunu hem gelişmiş hem de az gelişmiş ülkeler için önem arz etmektedir ve bu konu sistematik ve kapsamlı bir şekilde ele alınmalıdır. Beyin göçü, bir ülkenin nitelikli ve eğitimli genç vatandaşlarını etkiler. Hızlı nüfus artışı, ekonomik ve sosyal faktörler, eğitim politikaları, işsizlik, bilim ve teknoloji politikalarındaki eksiklikler beyin göçünün temel nedenleri arasındadır. Türkiye’de politik istikrarsızlığın, ekonomik krizlerin, ücret eşitsizliğinin, fırsat ve bilimsel araştırma eksikliğinin beyin göçünü etkilediği bir gerçektir. Türkiye’de beyin göçü dalgası, aralarında doktor ve mühendislerin bulunduğu ilk grupla 1960’lı yıllarda başlamıştır. Bu dönemde Türk meslek sahipleri ve akademisyenler için en popüler çekim merkezi Avrupa olmuştur. 1960 darbesini izleyen politik istikrarsızlık ve krizlerin ülkemizdeki ilk göç hareketini tetiklediğine inanılır. Türkiye’den 1960 sonrası 3,2 milyonu Avrupa’da olmak üzere toplam 3,6 milyon kişinin yurt dışına göçtüğü tahmin edilmektedir."
TÜRKİYE 24. SIRADA
Doç. Dr. Sağlam, Türkiye’nin nitelikli iş gücünü yurt dışına gönderen ülkeler arasında 24. sırada olduğunu belirterek, rakamların, Türkiye’den önemli ölçüde beyin göçü yaşandığını gösterdiğini bildirdi. Son yıllarda Türk öğrencilerin uluslararası hareketliliğinin önemli ölçüde arttığını ifade eden Doç. Dr. Sağlam, "Öğrencilerin bazıları mezuniyetten sonra yurt dışında kalmaktadır. Geri dönmeyen öğrenciler için, politik istikrarsızlık, düşük ücretler ve iş imkanlarının eksikliği dahil yurt dışında yaşama isteği belirtilen önemli faktörler arasındadır. Bunlara ek olarak Türk ekonomisinin durumu da beyin göçünü açıklamada önemli bir faktör olarak kabul edilebilir. Bunlar, ulusal bir araştırma ve geliştirme stratejisinin bulunmayışı, eğitim sistemindeki eksiklikler, ve okullardaki yabancı dil dersleridir. Deneklerin Türkiye’ye geri dönüşle ilgili önceki ve şimdiki niyetleri arasında önemli farklılıklar vardır. Deneklerin yüzde 53’ü önceki niyetlerinin geri dönmek olduğunu belirtmiştir. Sadece yüzde 9’u Türkiye’den geri dönme niyeti olmadan ayrıldığını göstermiştir. Şimdiki niyetleri sorulduğunda sadece yüzde 13,5’i mezun olur olmaz dönme niyetinde olduğunu belirtmiştir. Yüzde 35,3’ü mezun olur olmaz dönmeseler de döneceklerini belirtirken, yüzde 27,9’u muhtemelen döneceklerini açıklamışlardır. Yüzde 22,1’i ise dönme ihtimallerinin düşük olduğunu veya kesinlikle dönmeyeceklerini belirtmişlerdir. Bu rakamlar, geri dönme niyeti olmayanların oranını yurt dışı deneyiminden sonra ikiye katlandığını göstermektedir. Yurt dışı deneyimi öğrencilerin geri dönememe ihtimalini artırıyor." "BEYİN BULMA TAKIMI OLUŞTURULMALIDIR" STKED Denetleme Kurulu Başkanı Hasan Çekiç de beyin göçünü tümüyle durdurmanın kolay bir iş olmadığını belirterek, Türkiye’de bilgi temelli toplum yaratmak için beyin göçünü tersine çevirmeyi amaçlayan teşviklerin uygulanması gerektiğini kaydetti. Çekiç, şöyle konuştu:"Çalışma yasaları, esnek çalışma koşullarına olanak sağlayacak bir şekilde yeniden revize edilmelidir, daha iyi çalışma ortamı yaratılmalıdır. Ücretler üzerindeki sosyal güvenlik maliyeti ve yüksek vergi yükü azaltılmalı. Özel sektör, kamu ve sosyal paydaşlar arasındaki diyalog güçlendirilmeli ve beyin göçünü azaltacak ve tersine çevirecek önlemler alınmalıdır. Mesleki ve teknik okullara daha fazla önem verilmeli ve bu okullarda eğitim sistemi modernize edilmelidir. Eğitim sistemi yeniden yapılandırılmalıdır. Yaşam boyu eğitim ve uzaktan eğitim geliştirilmeli ve desteklenmelidir. Eğitim ve Ar-Ge için harcanan GSMH’ın payı artırılmalıdır. Nitelikli beyinleri Türkiye’ye çekmek için, beyin bulma takımı oluşturulmalı ve desteklenmelidir. Hükümet, akademik çevreler, iş dünyası ve yurt dışında yaşayan ve eğitim gören insanlar beyin göçünü sonlandırmak için birlikte çalışmalıdır. Beyin kazanımı için, yurt dışındaki beyinleri kazmak için bir diaspora ağı kurmalıdır. Türkiye’nin geleceği, yetiştirdiği beyinleri elinde tutmasına bağlıdır."