12.07.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:
FOTOĞRAFLAR: ÖNDER GÜLEN
NEVZAT DİNDAR - KAMP RAPORU
Hırvat çalıştırıcı, belli ki Sneijder’in yokluğunda takım üzerinde egemenliğini tam olarak kurdu. Gomis, Maicon ve Belhanda gibi önemli isimlerin katılımına karşın takımda “yıldız” veya “general” diye tabir edilebilecek isim yoktu. Tudor adeta bir eğitim çavuşu, oyuncuları ise rütbesiz askerleri gibiydiler. Herkes büyük bir ciddiyet içinde sadece işine odaklandı.
Galatasaray için şüphesiz önemli bir kamptı. Sarı-kırmızılıların yeniden yapılanması ve inşaası adına ilk temeller Bratislava’nın Samorin kasabasında atıldı denilebilir.
Disiplinli ve uyumlu bir dönem geçirdi sarı-kırmızılılar. Şüphesiz Igor Tudor bu ortamın oluşmasında başroldeki isimdi. Sezon biterken Milliyet’e verdiği röportajda, “Hocalık yapamadım, politik davrandım” diyen Hırvat çalıştırıcı, belli ki Sneijder’in yokluğunda takım üzerinde egemenliğini tam olarak kurmuş. Düşünün 3 dakika yemeğe geç kalan cezayı veriyor ya da herkes gelmeden yemeğe başlanmıyordu! İzin gününde kampı terk etmeyip dinlenen futbolcular bile vardı...
Nefes aldırmadı
Gomis, Maicon ve Belhanda gibi yıldızların katılımına karşın takımda “yıldız” veya “general” diye tabir edilebilecek isim yoktu. Tudor’un mutlak otoritesi kendini hissettiriyordu. Ancak bu Hırvat teknik adamın ağırlığından ve sertliğinden kaynaklanan bir durum değildi. Tudor oyuncularına yukarıdan bakmayan ama disiplinden de taviz vermeyen bir görüntü sergiliyordu.
Hırvat teknik adam adeta bir eğitim çavuşu, oyuncuları ise rütbesiz askerleri gibiydiler. Galiba geçen sezondan farklı olan durum da bu. Sneijder ve Podolski gibi üst düzey yıldızlar veya Bruma gibi problemli isimler ile belli ki bu otorite kurulamayacaktı.
Bratislava’da Tudor yönetiminde oyuncular büyük ciddiyet içinde çalıştılar. Eksi kamplarda idman sırasında espriler havada uçuşurdu. Bu kez bunları göremedik. Hemen hemen her gün çift antrenman vardı. Oyuncular aşırı tempo ve yüklemelerden bırakın espri yapmayı ya da şakalaşmayı, nefes dahi alamadı...
Yeni sezonda herkes Galatasaray’ın çok koşan ve mücadele eden bir takım olduğunu görecek. Sezon içinde ortalamaya vurursak 120 km civarında koşan bir takım izleyebileceğiz. Günümüz futbolunda bu mesafeler elbette önemli.
Handikap var
Galatasaray’ın handikapı 19 Haziran’da sezonu açması ve UEFA Avrupa Ligi’nde yarın hazır olmadan maça çıkacak olması. Çünkü fiziksel olarak hazır ve sert bir İsveç takımına karşı oynayacak sarı-kırmızılılar. Suni çim ve soğuk hava şartları da büyük bir handikap.
Tesisler mükemmeldi
Öncelikle İdari Menajer Uğur Yıldız’ın hakkını teslim edelim. Bratislava’nın Samorin kasabasındaki X-Bionic tesislerinin önceden gelip kontrol eden ve burada karar kılan Yıldız’ı seçiminden dolayı Tudor ve ekibi de kutladı.
Tam bir spor kompleksinde çalıştı sarı-kırmızılılar. Atletizm, yüzme, atçılık... Önemli sporcuların burada kamp yaptığını gördük. Tesisin fitness salonu çok iyi bulundu. Yataktan kalkan futbolcular yürüyerek idman sahasına geliyordu. Ayrıca bizler için hazırlanan basın odası rahat bir çalışma ortamı yarattı. Öyle ki ikinci etap olarak düşünülen Viyana kampından vazgeçildi. Bratislava’da devam edildi...
Maicon nokta atışı
Cim-Bom’un yeni transferi Maicon yapılan iki hazırlık maçında da fiziksel olarak hazır olduğunu gösterdi. Brezilyalı devam eden bir ligden geldiği için zaten takımın fiziksel olarak en iyisi durumundaydı. Ancak daha da önemlisi Galatasaray, savunmasına lider bir oyuncu almış. Sambacı geriden oyunu kurmakta ve uzun toplarda da başarılı. Kazanılan duran toplarda da hava hakimiyetini kullanmak için öne çıkıyor. Melo’nun defans versiyonu benzetmesi yanlış olmaz. Yalnız yanına çabuk oyuncular mutlaka transfer edilmeli. Çünkü biraz ağır.
Gomis iyi niyetli
Yönetim sadece iyi bir golcü değil aynı zamanda iyi bir insan transfer etmiş. Çevresiyle iletişimi muazzam. Entellektüel biri olduğunu transfer sürecinde öğrenmiştim. Tarzı, iletişimi ve insanlara yaklaşımı ile bunu fazlasıyla hissettirdi.
Saha içine dönersek Belhanda gibi O da henüz fiziksel olaraz hazır değil. İkinci hazırlık maçında 25 dakika süre aldı. İyi beslenirse çok iş yapar. Eren’in yokluğunda fiziksel olarak tam hazır olmadan yarın Östersunds’a karşı 11’de oynaması ise büyük bir risk.
Bizden biri Belhanda
Belki iddialı gelecek ama Belhanda’nın Türk Telekom’da özel bir taraftar kitlesi olacak gibi. Topla inanılmaz işler yapıyor. Hem estetik hem de koşmayı ve mücadele etmeyi seviyor. Antremanlarda kalitesini yansıttı. Ancak takıma uyum sorunu var. Aynı dili konuşabileği futbolcular olursa Belhanda fark yaratabilir. Sneijder’in 10 numarasının alınıp Belhanda’ya verilmesi futbolcunun tercihi değildi. Bu yüzden sosyal medyadan Sneijderciler tarafından haksız şekilde lince uğradı. Diosgyör maçında sahada kaldığı 41 dakikada duran topları iyi kullanacağının sinyallerini verdi. Şanssız bir sakatlık geçirdi ama durumu ciddi değil.
Tek arıza Cavanda!
Kampta huzuru bozan tek isim Belçikalı oldu. Zaten takımdan gönderilmesi de pek sürmedi. Diosgyör maçında oynamayınca karşılaşmayı izlemek yerine telefonla oynayan Cavanda hemen İstanbul’a yollandı ve kendisine takım bulması istendi.
Küfüre isyan
Bratislava’da bir de veda gerçekleşti. Semih Kaya kampın sonunda anlaşma sağladığı Sparta Prag’ın yolunu tutarken aslında çok üzgündü. Onu en çok üzen şey ise kendisine ve ailesine yapılan küfürlerdi. Galatasaray’da kazanacağının daha altında bir rakama gitmesinin nedeni de bu. “Başkaları gibi zorla kalmam” diyen Semih, Galatasaray’a da para kazandırıp gitti. Şüphesiz Semih gibi beyefendi bir futbolcuyu gazeteciler olarak özleyeceğiz. Çünkü basına karşı her zaman saygılı bir isim oldu. Diğer taraftan Malaga ile anlaşan yedek kaleci Cenk Gönen de ayrılacak diğer bir isim. Benfica’ya transferi gündemdeki Sinan Gümüş ise hırslıydı ancak belli ki kafası gitmekte.
Gençler göze girdi
Ozan Kabak, Samed Karnuçu, Recep Gül ve Yunus Akgün kampa katılan gençlerdi. Saçları tıraş edilince birbirinden ayırt etmekte zorlandık bu isimleri. Daha sonra Recep kendini fark ettirmeye başladı. Ancak genel olarak Igor Tudor 17 yaşındaki futbolcuların idman performansını beğendi.
Sakatlardan iyi haber
Galatasaray’da sakat futbolcular Belhanda ve Eren Derdiyok’tan iyi haberler geldi. Kulüp doktoru Yener İnce, “Tedaviye de çok iyi cevap verdiler. İki oyuncuyu da İsveç’e götüreceğiz. Son dakikaya kadar da yoğun tedavi ile devam edip durumlarına bakacağız” dedi. Cim-Bom, bugün Slovakya’ya veda edip Östersunds maçı için İsveç’e gidecek.
Kim, nasıldı!
LİNNES: İyi niyetliydi ama ne sağ bek ne de sol bek için yeterli olmadığı bir gerçek...
AHMET: Kampa sakat başladı. Diosgyör maçında sol stoperde iyi oynadı...
SERDAR: Sakatlık sonrası henüz risk almıyor. Yeri garanti değil...
CAROLE: Her zamanki gibi vasattı...
KORAY: Semih’in satılmasından sonra kalması kesinleşti... Kampın iyilerindendi...
TOLGA: Tudor’un tuttuğu isimlerden. Çalışkandı. Bu sezon öne çıkabilir...
SELÇUK: Tudor’a en fazla yardımcı olan isimlerin başında geliyor. Ufak bir sakatlık yaşadı...
DONK: Bu kamp O’nun doğuşu olabilir. Kalma ihtimali güçlendi...
RODRİGUES: Çok çalıştı ve hırslıydı. Yine de karar aşamasında eksikleri var...
EMRAH: Tudor performansını fena bulmadı...
TARIK: Olumlu görülebilecek bir performans sergilemedi...
EREN: Kampın iyilerindendi. Son maçta dizinde problem yaşadı...