Mehmet Tez

Mehmet Tez

mehmet.tez@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları

* Facebook’ta 34 milyon arkadaşı var. Görüntüleri Youtube’da 1 milyar kere tıklandı. Dünyanın, albümünün satıldığı neredeyse her ülkesinde, bir numara olmayı başardı. Ve ikinci stüdyo albümü de şahane. Bence popun 21’inci yüzyıldaki en büyük fenomeni çoktan oldu Lady Gaga. İtirazı olan?
* “Christina Aguilera onu taklit edeyim derken kariyerini bitirdi, Katy Perry ve Rihanna gibi isimler ona özenip giderek daha acayip klipler çekmeye başladı. Giyim kuşam tarzları giderek uçmaya başladı” diye yazmış Rolling Stone yazarı. Çok doğru.
* 14 şarkılık yeni albüm pop dinleyicisini yakalayacak şekilde ortalama bir zevk üzerine inşa edilmiş. Ama o inşaatı öyle güzel yapmışlar ki büyülenmemek elde değil. 80’lerden bu yana yapılmış bütün büyük Amerikan pop albümlerinden ezgiler var gibi. Disko, rock ve pop birbirine karışmış.
* Bana kalırsa albümü pek meşhur olan “Judas” değil daha ziyade “Bloody Mary”, “Hair”, “Born This Way” gibi şarkılar yansıtıyor. Hepsi de hem bildik,
hem de yeni.
* Lady Gaga iyi bir oyuncu, dansçı. Hikayesini sadece şarkıyla, sözle değil vücuduyla da anlatıyor. Bu onun iletişiminin önemli bir parçası. Bu konuda eğitimi de var.
* Ben ona baktığımda Amerika’nın zaman içinde çıkardığı bir sürü büyük pop yıldızından birer parça görüyorum. Madonna (ona olan hayranlığını gizlemiyor), Cher, Elvis, Michael Jackson hatta Kiss... Gaga onların kanını emip en güçlü özelliklerini alarak kendine bir tarz yaratmış dünya dışı bir yaratık gibi.
* En sevdiği film sahnesi Rocky’nin Ivan Drago’yu dövdüğü sahneymiş. Orada hocasının Rocky’ye söylediği özetle “Drago kendi kanının tadını bir kere hissedince senden korkacaktır” demesini hatırlatıyor. O da şarkıcılığa başlarken “Ben bu müzik sektörünün kanını dökeyim, kendi kanını tattırayım ki benden korksun” diyerek girmiş bu işe.
* Lady Gaga sektörün kanını hakikaten döktü. Bunun için cesur davrandı, Amerika için bile tabu olan konulara el atmaktan geri durmadı. Farkı da bu zaten. Saç baş, kılık kıyafet değil. Cesaret ve bakış açısı. Mesela bu albümde Lady Gaga Maria Magdalena olarak İsa’ya sevgisini anlatıyor ölürken (“Bloody Mary”). “Judas”ta İsa ve havarileri bir motosikletli çete. İsa zaten siyah biri olarak görünüyor.
* Bizde hiçbir popçunun böyle bir hayal gücü, hayatla ilgili bir meselesi veya felsefesi yok. Onlar moda olan mekanlara gidip magazin eklerinde çıkma peşindeler. Para kazanmak istiyorlar. Lüks yaşamak istiyorlar. Hepsi bu. O yüzden şarkıları da yavan.
* Öte yandan zaten biri böyle bir albüm yapmaya kalksa onu önce itibarsızlaştırırız, sonra onu ülkeden kaçmaya zorlarız ya da mahkemeye çıkarırız. Tabii üzerine çatal bıçak atmıyor ya da içinde bulunduğu binanın çevresini sarıp ateşe veremiyorsak. Bizim tarzımız bu.
* Yani saçını başını taklit etmekte değil iş olmuyor. Cesaret, bakış açısı ve felsefe lazım. O da bizde pek yok benim gördüğüm.


BUNLARI BİLİYOR MUYDUNUZ?
* Daha önce solo albümler de çıkarmış olan Mick Jagger’ın (en sevdiğim “Wandering Spirit”) ilk kez Rolling Stones dışında bir grupta yer alacağını. Bu grubun adının Super Heavy ve diğer üyelerinin Damien Marley, Dave Stewart ve Joss Stone olduğunu...
* Google’ın 20 bin şarkı kapasiteli bir ücretsiz online müzik depolama hizmeti başlattığını. Music Beta isimli bu sistemin bilgisayarlar, telefonlar ve tabletlerden kullanılabildiğini...
* Pavement solisti, 90’lar ruhunun en sevdiğimiz isimlerinden Stephen Malkmus’ın grubuyla Beck prodüktörlüğünde yeni bir albüm kaydettiğini. Albümün adının “LA Guns” olacağını. Beck’in grubun hayranı olarak elemanları Los Angeles’a davet edip bütün masrafı üstlendiğini.
* Melis Danişmend’in tamamı akustik
anlayıştaki şarkılardan oluşan solo albümü
“Daha Az Renk”i Rock’n Coke için grup müziğine uyarladığını. “Plugged” adı verdikleri bu versiyonda Kurban’dan Burak Gürpınar’ın davul çalacağını...


Haberin Devamı
Neden Lady Gaga dünyanın bir numaralı pop yıldızı


Bir konserden karakterler...

Önden izleyen: Ya büyük hayrandır, ya davetli ya da basın mensubu. Ön sırada olmanın sorumluluğu vardır. Sanatçıya en doğru tepkiyi vermek, konseri baştan sona kesintisiz takip ona düşer. O yüzden davetliyle hayran hemen anlaşılır önde...
Grubuyla ortadan izleyen: Sürekli Ahmet nerde, Ayşe geldi mi, Mehmet nereye gitti muhabbeti döner. Habire telefonlar çalışır, birileri içki almaya ya da helaya gider gelir, etrafta huzur kalmaz. Konserin yarısı çarçur olur.
Görevli hayran: Grubun çok büyük hayranıdır, yakından tanımak için gönüllü olur, sahne arkasına girer. Bunun tadını çıkarsa da konseri seyirci gibi izleyemez.
Şarkıların sözlerini ezbere bilen hiperaktif hayran: Alanın her yanında karşınıza çıkabilir. Onu zıplamasından, ayağınıza basmasından, üzerinize içki dökmesinden, dirsek atmasından tanırsınız. Kızmayın, sözleri ezbere bilen hayran korunması gereken bir türdür. Sayıları azalmaktadır...
Hiperaktif hayrana sinir olan hayran: Hareketsiz ve tepkisiz gibidir. Arkalarda da olabilir önlerde de. Kendini esas hayran olarak görür. “Kimse bilmiyorken ben dinliyordum, şimdi herkes rol çalıyor” diye düşünür. Mağrur ve küskündür. Maçta sürekli bağırıp her pozisyonda yorum yapan izleyiciyle hiç konuşmadan olaya kilitlenen fanatik arasındaki farkı düşünün.
+1: Normal şartlarda alakasız bir tiptir. Çok da istemeden ortama gelmiştir. Sağa sola bir bakar, ses yüksek gelirse erken kaçar. Nankördür +1. Çoğu zaman elinde olanın değerini bilmez. Ancak bilinçli +1’lere de rastlanmıştır.

PAZAR ALBÜMÜ
“The Colourful Life” - Cajun Dance Party
2008’de yayımlanmış eski bir albüm öneriyorum. Neden derseniz, hoşumuza giden şeyler her zaman yeni çıkanlardan olmuyor da ondan. Bakın mesela Cajun Dance Party artık var olmayan bir grup ama şarkıları hâlâ var ve pazar gününü şenlendirebilecek nitelikte. İnişli çıkışlı, farklı modlara hitap ediyor ve genelde enerjik, iyimser bir hava yayıyor. Bugün seçim var, iyimser olun. “Buttercups”dan başlayın dinlemeye...
“The Colourful Life” - Cajun Dance Part“The Colourful Life” - Cajun Dance Party

Bu düzenlemeye dikkat!
Nil Karaibrahimgil’in “Hakkında Her Şeyi Duymak İstiyorum” isimli single’ında bir şarkı dört farklı düzenlemeyle sunuluyor. Bir tanesi çok farklı geldi, İskender Paydaş’ın yaptığı... Bir önceki aranjmanda eller havaya olan bir şarkı Paydaş’ın elinde mükemmele yakın bir indie pop şarkısı olmuş. Niye daha önce bu tip işler yapmamış Paydaş, hayret. Bu bir single albüm yanlış anlamadıysam. Altından yarın öbür gün bir reklam falan çıkarsa şaşırmam ama...