22.06.2022 - 07:04 | Son Güncellenme:
Günümüzde ulaşım şartları ve imkanları eskiye oranla büyük bir ilerleme kaydetmiş olsa da uzun mesafeler hala saatler süren yolculuklar ile aşılabiliyor. Bu durumu sonlandırmak için çalışan şirketler, birçok farklı tasarım ile kamuoyunun önüne çıkıyor. ABD merkezli Venus Aerospace isimli şirket de bu alanda dikkat çekiyor. Venus Aerospace şirketin kuruluş yılı olan 2020’den beri hipersonik uçak projeleri üzerinde çalışıyor. Los Angeles ve Tokyo arasındaki uçuşu 1 saate indirmeyi vaat eden şirket yöneticileri, “Stargazer” adını verdikleri hipersonik uçak tasarımını hayata geçirmek için 33 milyon dolarlık yatırım topladı. Bu miktarın 1 milyon dolarını ise devlet fonu oluşturuyor.
Stargazer isimli hipersonik uzay uçağının 9 Mach’a, yani ses hızının dokuz katına ulaşma potansiyeline sahip olması ve 51 kilometre irtifada uçması planlanıyor. Uçağın 12 yolcu taşıması ve uzun mesafeleri birkaç saat içinde kat etmesi hedefleniyor.
“ÖNÜMÜZDEKİ YILLARDA BİRÇOK MODEL HİZMETE GİRECEK”
Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Uçak Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Melih Cemal Kuşhan, Hipersonik yolcu uçaklarının günümüzde ticari olarak henüz kullanılmadığını ancak Boeing, Airbus gibi büyük üreticilerin ve NASA gibi kuruluşların bu alanda çalıştığını söyledi. Prof. Dr. Kuşhan, “Diğer bir ifade ile önümüzdeki yıllarda hipersonik yolcu uçaklarının insanlığın hizmetinde olduğunu göreceğiz.” dedi.
Hipersonik yolcu uçaklarının normal uçaklardan çok daha hızlı olduğunu belirten Kuşhan, “Bu uçakların günümüzdeki yolcu uçaklarına göre en büyük farkı tabi ki seyahat hızlarıdır. Günümüz yolcu uçakları esasen transonik uçaklardır. Transonik, aerodinamikte ses hızının hemen altında ve hemen üzerindeki hızları belirtmek amacıyla kullanılan terimdir. Yani bu tarz uçaklar ses hızının üstünde yolculuk yaparlar” sözleriyle hipersonik uçakların özelliklerinden bahsetti.
“NEW YORK- İSTANBUL ARASI 2 SAAT SÜRECEK”
Airbus ve Boeing gibi büyük üreticilerin günümüzde ürettiği uçakların 900-950 km/saat olduğunu belirten Prof. Dr. Kuşhan, “Bu ticari uçakların seyahat hızı kapasiteleri aslında ses hızının bir miktar üstü olmasına rağmen uluslararası sivil havacılık kuralları gereği hiçbir zaman ses hızının üstüne çıkmazlar. Çünkü ses duvarı aşıldığı zaman ticari yolcu uçağında “Uçuş Emniyeti” açısından risk söz konusudur. Ses duvarının aşılması sırasında uçak gövdesinde zorlanmalar olacaktır. Bu zorlanmalar ise içinde yüzlerce yolcu bulunduran, aerodinamik yapısı ses üstü uçuşa uygun olmayan ve yaklaşık 10 bin metre irtifada uçan uçaklarda büyük tehlikelere sebep olacaktır. Dolayısıyla günümüz yolcu uçakları tam ses hızının altında uçuşlarını gerçekleştirirler. Oysaki hipersonik uçaklar, yaklaşık ses hızında seyahat eden günümüz uçaklarının en az 5 katı hızındadırlar. Diğer ifade ile yaklaşık 760 km/h seyahat hızıyla İstanbul’dan New York'a 11 saat 32 dk süren bir uçak yolculuğu hipersonik bir uçakla en fazla 2,5 saat veya daha kısa sürecektir” şeklinde konuştu.
Kuşhan, hipersonik uçakların yolcu maliyetlerini düşürebileceğini belirtti ve “Hipersonik uçakların günümüz ticari uçaklarından önemli bir farkı da uçuş noktaları olacaktır. Bugün dünyada ve ülkemizde birçok havaalanına Boeing 747, A380 gibi geniş ve uzun gövdeli uçaklar inemez iken çok daha küçük boyutlara sahip Hipersonik uçaklar iniş – kalkış gerçekleştirebileceklerdir. Böylece şirketler açısından uçuş verimliliği veya kazançlar artacaktır ve yolcu başına maliyetler düşecektir.” ifadelerini kullandı.
“SEYAHAT SÜRESİNİ DÜŞÜRECEK”
Hipersonik uçaklar ile yapılan uçuşlar ile sivil havacılık alanında oluşacak avantaj ve dezavantajları konusunda hala çok farklı fikirler olduğunu söyleyen Prof. Dr. Kuşhan, hipersonik uçakların özellikle iş jeti olarak kullanımlarda çok büyük avantajlar sağlayacağını düşündüğünü söyledi.
Prof. Dr. Kuşhan “Teknoloji ne kadar ilerlerse ilerlesin insanlığın kapasitesine bağlı olarak değiştiremeyeceği durumlar söz konusudur. Hatırlanacağı üzere bir dönem cep telefonları o kadar küçüldü ki sonunda bu sürece son verildi. Çünkü artık parmaklarımızla tuşlara basamaz duruma gelmiştik veya F1 yarışlarında firmaların rekabeti o kadar arttı ki araçların ağırlıkları artık pilotlara ve seyircilere tehlikeli olacak kadar düştü. Yeni malzeme teknolojileri ile iyice hafifleyen araçların yarış sırasında yüksek hız sonucu pistten havalanma tehlikesi başladı. Normal bir uçuşta 1 saat 24 dk süren Erzurum-Ankara uçuşu, hipersonik uçakla 15 dk. olabilecek. Bu süre kimlik/pasaport kontrolleri, check-in, uçağa biniş vb. aktiviteleri düşündüğümüz zaman gerçekten kısa bir süredir” diye konuştu.
Ses hızının üzerinde uçan yolcu uçaklarının hayatımıza girmesi durumunda uzun mesafeler için büyük bir avantaj sağlayacağını söyleyen Prof. Dr. Kuşhan, “Eğer uçuşlar çok uzun süren ticari uçuşlar ise, hipersonik uçakların sağlayacağı fayda kesinlikle tartışılmaz. 18 saatten fazla uçuş süreli İstanbul-Sydney hattının 3,5 saate düşeceği örneği, hipersonik uçuşun kıtalararasındaki uçuşlardaki faydasını anlatmak için yeterlidir” şeklinde konuştu.
“DAHA ÖNCEKİ ÖRNEKLERİ BAŞARISIZ OLDU”
Ses hızının üzerinde seyreden yolcu uçaklarının daha önce havacılık sektöründe yer aldığını belirten Prof. Dr. Kuşhan, bu alanda yapılan en önemli çalışmaların İngiliz ve Fransız ortakyapımı Concorde ve Sovyet yapımı Tu-144 süpersonik uçakları olduğunu söyledi. Kuşhan, “Süpersonik uçaklar hipersonik uçaklar gibi sesten hızlı ancak hızları transonic ve hipersonik arasında olan uçaklardır. Her ikisi de devlet sübvansiyonları ile hayatlarını devam ettirmeye çalışmış ve büyük bir ticari başarısızlık örneği olarak son uçuşlarını yapmışlardır” dedi.
Havacılık dünyasının ikonik tasarımlarından biri olan Concorde uçaklarının çıkardığı yüksek gürültü sebebiyle birçok havalimanına uçuş yasağı olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Kuşhan, “Bir insan için gürültüde ağrı eşiği 110 desibel veya bir gök gürültüsünün ses şiddeti 120 desibel iken, Concorde’un kalkıştaki ses şiddeti 119 desibel gibi dayanılmaz boyutlardaydı. Birçok havaalanının ya şehir içlerinde ya da şehir kenarlarında olduğunu düşünürsek, bu yüksek şiddetteki ses bölge halkı için büyük rahatsızlık kaynağıydı. Ayrıca kabin içinde seyahat edenler de bu yüksek gürültüden dolayı rahatsız bir yolculuk geçiriyordu” dedi.
Yeni geliştirilen hipersonik uçaklardaki en önemli yeniliğin yüksek gürültülü motorlarla ilgili olduğunu belirten Prof. Dr. Kuşhan, “Yeni nesil hipersonik uçak motorları, günümüzde de ticari uçaklarda kullanılan düşük ses şiddetli turbofan motorlardır” şeklinde konuştu. Concorde ve Tu-144 uçakları “yakıt tankeri” olarak niteleyen Prof. Dr. Kuşhan, “Bu büyük motorların sarf ettiği yakıt, yine ticari kullanıcılarını çok endişelendirici boyutlardaydı. Uçakların taşıma kapasitelerinin çoğu yakıt kapasitesi için harcanıyordu. Bu durum hem maliyetleri hem de karbon ayak izini arttırıyordu” dedi.
Concorde ve Tu-144 birçok sebepten dolayı uzun süre görev yapamadığını belirten Prof. Dr. Kuşhan, “Tüm olumsuzluklar ile birlikte bu uçakların en fazla 90 ila 120 yolcu gibi hiç de fazla olmayan yolcu kapasitesinden dolayı yolcu başına yüksek uçuş masrafları, yolcuların bu uçakları tercih etmemesi için geçerli bir sebepti. Diğer bir ifade ile bu uçakların sesin 2 katı hızla gitmekten başka bir avantajı yoktu” ifadelerini kullandı.