Yabancı şirketlerle iş yapan PR yöneticisinden ilginç bir söylem şöyle:
“Gelmiyorlar, çünkü sigortaları tarafından Türkiye’nin riskli ülke olarak görüldüğü bildirildi. Burada hayatını kaybetmesi, ameliyat gibi durumlar, kaza halinde tedavi giderlerini sigortalar karşılamayacak.”
Turistlerin ne kadarı her gün TV’de gördükleri “bombalı saldırılar, mayınlar, çatışmalardan korkarak” Türkiye rotasını program dışı yaptı, bilinmiyor.
Ama...
Bir de bu “hayat ve sağlık sigortası” etkeni var anlaşılan.
Özellikle Batı ülkelerinde “özel sigorta” bireylerin, ailelerin “olmazsa olmazıdır.”
Sigorta şirketinin “kapsam dışı bıraktığı” bir ülkeye gitmeyi göze alamazlar.
Bilmiyorum, devlet ve TURSAB buna bir çözüm bulabilir mi?
Türkiye’ye gelecek turistleri “ücretsiz sigortalamak” gibi bir formül.
.......................
Çoğu Batı şirketlerinin yöneticilerinin de Türkiye’ye gelmelerine de “yasak” konmuş.
İş toplantılarına bile gelmeleri sorun...
Şirketlerin Türkiye’deki kuruluşlarında yer alanların da bir kısmını geri çekmiş.
Yönetimlere “lokal” dedikleri vatandaşlarımızı atıyorlarmış.
İstanbul’un büyük otelleri için “uluslararası kongreler” can suyudur.
Kongrenin yapılacağı otelin odaları 3-5 gün katılımcılar tarafından doldurulur.
.......................
Medya’ya önce Beyoğlu’nun durumu yansıdı.
Büyük markalar bile İstiklal caddesindeki dükkânlarına kepenk indirtmişti.
Ardından “Kapalıçarşı” sancısı gazete sayfalarına, TV ekranlarına yansıdı.
Arı kovanı gibi çarşı adeta boşalmış.
Sadece dükkânların önünde bekleşen, dertleşen esnaf.
“Arapların bile el ayak çektiğinden” yakınılıyor.
.......................
Daha geniş çaplı, kurumsal “olumsuzluk” ise ülkelerin ekonomilerine not veren “uluslararası reyting” şirketleri tarafından konulan tavır.
Yabancı sıcak para girişlerinin en iri kıyımları büyük “fonlardır.”
Genellikle sigorta fonları.
Onların anayasaları diyebileceğimiz “ilkeler demetinde” bir ülkeye “iki uluslararası reyting kuruluşu tarafından ‘yatırım yapılmaz’ kaydı varsa oraya girmeyin. Girmişseniz çıkın” hükmü esastır.
Büyük volümlü döviz girişleri için bu tehdide de işaret etmekte fayda var.
Doların sert rüzgârları nereden estiriliyor?
.......................
Bunlara büyük şehirlere de sarkan PKK ve IŞİD terör saldırılarını ekleyin.
Ve...
Türkiye’nin -az sayıda da olsa- Suriye’ye fiilen Silahlı Kuvvetleri’ni soktuğunu, Başika/Musul savaş kokularını da...
.......................
Türkiye bir süredir “ulusal yararlarının” doğrultusunda dış politika tavırları koyuyor.
ABD ile arasında bir makas açılmakta.
Ekim 2016 Türkiye’sinden bu manzaralarda “Obama Amerika’sının yumuşak güç uygulama” parmak izleri mi var?
“Sert güç” uygulamadan menfaatlerine karşı ülkeleri ekonomi çemberine almak... Çemberi sürekli sıkarak, soluğunu kesmeye çalışmak.
Türkiye örneğinde “terörle iç kanaması” da dolaşımda.
.......................
Türkiye darbe girişimlerine, PKK ve IŞİD kanlı saldırılarına rağmen güçlü kalabildi.
İçeride etkinlik mücadelenin yanı sıra şimdi Suriye ve Irak’ta “aktör...”
Ama...
Ayağını bastığı sağlam zemin ekonomik istikrardı.
Yazımda bir kısmını sunduğum işaretler işte o zemini sarsmaya, o zemindeki fayları kırmaya dönük planın sayfaları gibi.
Ulusal bütünlük ve dayanışma içinde kalmalı, yakın geleceğin daha sert dalgalarını birlikte göğüslemeliyiz.
