Gündemİstanbul Emniyeti 'ceset galerisini' kaldırdı

İstanbul Emniyeti 'ceset galerisini' kaldırdı

10.04.2008 - 12:04 | Son Güncellenme:

İstanbul Emniyet Müdürlüğü’nün resmi internet sitesinde sergilenen “Kimliği Belirsiz Ceset Albümü”, yayınlanan haberlerin ardından kaldırıldı

İstanbul Emniyeti ceset galerisini kaldırdı

Kanal D'nin özel haberine göre.... İstanbul Emniyet Müdürlüğü'nün sitesine girdikten sonra sitenin sağ bölümünde “Kayıp Şahıs” linkini tıklayan herkes, birkaç adım sonra “Kimliği Belirsiz Ceset Albümü”ne ulaşabiliyor. Gerçi siteye girmeden önce, “Ceset fotoğraflarının özellikle çocuklar tarafından izlenmemesi önemle rica olunur. Eğer 18 yaşından küçükseniz LÜTFEN Bölümü kullanmayın” uyarısı yapılıyor, fakat internette kimlik kontrolü olmadığı için bu ikaz sadece lafta kalıyor.

Haberin Devamı

Siteye girdikten sonra adım adım bir vahşete tanıklık ediyorsunuz. Ateşli silahla, kafası ezilerek, darp edilerek, kesici aletle öldürülen ya da tren çarpması sonucu hayatını yitiren kimliksiz cesetlerin her açıdan çekilmiş fotoğraf albümü, tüm çıplaklığıyla sergileniyor. Bırakın çocukları, sinirleri güçlü olmayan yetişkinleri bile şoka sokacak, derinden sarsacak bu fotoğraflar, sahibini buluncaya kadar siteden kaldırılmıyor.

Türkiye’de yılda yaklaşık 5 bin kişi kayboluyor. En çok 15-30 yaş arasında yoğunlaşan kayıplarda, kaybolanların eğitim seviyesi düşük ve genelde sanayileşmiş bölgelerde yaşıyorlar. Kimi psikolojik rahatsızlıklar, kimi maddi sıkıntılar, kimi de aile baskısı ile evden kaçarak, kayboluyor. Kaybolan insanların bir kısmı bulunarak ailesine teslim edilse de önemli bir bölümü sokaklarda ya kaderine terk ediliyor ya da bir yerde ölü bulunuyor. Sadece İstanbul’da her yıl ortalama 2 bin kişi çeşitli nedenlerle kayboluyor.

Haberin Devamı

Aileler, kayıplarını ararken elbette önce polise başvuruyor, hastaneleri hatta morgları dolaşıyor. Polisin, “Kimliği Belirsiz Ceset Albümü” hizmeti (!) kuşkusuz, bu ailelerin “Sık Kullanılanları” arasında. Ancak, bu “hizmetin” uluorta ve isteyen herkesin, özellikle çocukların rahatlıkla ulaşabileceği yerde verilmesi tepkilere yol açıyor.

TARAFLAR NE DİYOR?

Kanal D Haber Portalı olarak, konuyu uzmanlarıyla konuştuk. Tüm taraflara mikrofon uzattık. Kayıp ailelerini bulduk, psikiyatristlerle görüştük, Polis’e bu “hizmetle” neyi amaçladığını sorduk.

İşte tarafların görüşleri:

Yakınlarını Kaybetmiş Kayıp Aileleri Derneği (YAKAD) Başkanı Zafer Özbilici:

Biz kayıp yakınları olarak ilk haftalarda öncelikle ceset görmek istemeyiz. İkinci haftadan sonra artık cesetlerin içinden yakınlarımızı aramaya başlarız. Özellikle Adli Tıp’ta yakınlarını bulan pekçok aile oldu. Emniyet Müdürlüğü'nün “Kayıp Cesetler Albümü”ne içimiz burkularak, korkarak bakıyoruz. Ama cenaze yakınlar içindir ve yakınını bulamamış kimse eğer dirisini bulamıyorsa mutlaka ölüsünü bulmak istiyor."

Haberin Devamı

VAHİM HATALAR OLUYOR


Kayıp cesetler albümüyle ilgili vahim hatalar da olmuyor değil. Bunlardan birini biz direkt olarak yaşadık. Evinden ayrıldıktan sonra kendisinden haber alınamayan 61 yaşındaki İrfan Yılmaz örneği gibi.. Eminönü'nde bulunan bir cesedin kendisine ait olduğu sanılarak gömülmesinden 15 gün sonra sağ olarak ortaya çıktı. İrfan Yılmaz, 5 Şubat'ta ayrıldıktan sonra kayboldu. Yılmaz ailesi, polise başvurduktan sonra bize de gelip Yılmaz'ın bulunmasını istedi. Bu arada Eminönü'nde 1 Mart'ta bulunan bir erkek cesedinin Yılmaz'ın eşkaline uyduğu belirlendi. O arada Yılmaz ailesince morgdan teslim alınan ceset, Tekirdağ'ın Muratlı Köyü mezarlığında defnedildi. Bu olaydan 15 gün sonra, günlerce sokaklarda kalmasından dolayı sağlığı bozulduğu görülen ve vücudunda çeşitli darp izlerine rastlanan Yılmaz'ı eve götüren ailesi, kendisini toprağa gömdüklerini sanıp yaşadıkları üzüntünün ardından tekrar kavuşmanın sevincini ve şokunu bir arada yaşadı. Tabii bu arada Eminönü'nde bulunarak Tekirdağ'da gömülen cesedin kime ait olduğu henüz belirlenemedi.

Haberin Devamı

CESET TEŞHİRİ YANLIŞ

Yakınlarını Kaybedenler Derneği (YAKAYDER) Başkanı Cemal Bektaş:
Kayıpların mutlaka bulunmasından yanayız. Fakat biz, kayıplarla ilgili emniyet müdürlüğüne verdiğimiz binlerce dilekçeye yanıt bile alamazken internet sayfasından ceset teşhir edilmesini doğru bulmuyoruz.

EMNİYET SÜRECİ TERSTEN İZLİYOR

kayıparanıyor.gen.tr Editörü Alpay Edebali:

Bu siteyi 2006 yalında, kayıpları bulmak ve kayıp yakınlarının sesini duyurmak için kurduk. Bugüne kadar pek çok insan kayıplarına kavuştu. En büyük şikayetimiz, emniyet teşkilatının bu konuda birlik halinde olamayışı. Kayıp bulmada uygulanan süreç, yakınını kaybeden kişinin emniyete başvurması yöntemiyle yürüyor. Emniyetin ‘kimliği belirsiz cesetler’ uygulaması, süreci tersten izleyerek kaybın yakınını bulmaya dayanan bir sistem. Burada yayınlanan fotoğraflardan yakınını bulmak çoğu zaman zor da olabiliyor. Zira her ilin emniyet müdürü sadece kendi illerinde bulunan cesetleri sitesine taşıyor. Yani kaybının muhtemel cesedini bulmak isteyen bir insanın bütün il emniyet müdürlüklerini gezmesi gerekiyor. Kimliği belirsiz cesetler albümünün kullanılabilirliği çok sınırlı. Sitede yayınlanan fotoğraflar çok itici ve kayıp yakınları için bu fotoğraflara bakmak öyle kolay bir şey değil.

Haberin Devamı

POLİS: BAŞKA ÇAREMİZ YOKTU

İsmini vermek istemeyen bir Emniyet yetkilisi:

Bizim bu projeye başlarken amacımız, çeşitli yerlerde bulunmuş ancak kimliğinin tespiti mümkün olmayan şahısların cesetlerini, onları tanıması muhtemel kişilerle buluşturmak ve kayıp sahiplerine yardımcı olmaktı. Nitekim 100 kadar kimliği belirsiz cesedi, bu yolla teşhis etme imkanı bulduk. Bu da şu anlama geliyor; 100 aile yakınlarının mezarını buldu. Bu kayıp sahipleri için inanın çok önemlidir. 

Bizim internet sitesinde teşhir ettiğimiz ceset fotoğraflarının çoğu zaten adli vakalar değil; kimi bir yerde bulunmuş, kimisi trafik kazası neticesinde hayatını kaybetmiş, kimi yaşlı, kimi evden kaçmış şahıslar. Biz de kendi aramızda aslında bu fotoğrafları yayınlayıp yayınlamama konusunda projenin başında çeşitli müzakerelerde bulunduk. Ancak bu öyle bir proje ki ya tamamen yayından kaldıracaksınız yada bu haliyle yayınlayacaksınız. Teknik olarak halihazırda sui-istimali engelleyici önlemlerimizin ötesinde bir önlem demek, projeyi tümüyle iptal etmek demektir.

Biz internet sitemize bu fotoğrafları koyarken çeşitli kriterleri de dikkate alıyoruz. Bize gelen her fotoğrafı içeriği bakımdan yayınlamamız mümkün değil. Ayrıca başka bir durum daha söz konusu; Her kimliği belirsiz ceset, iyi niyetli teşhis edilmez. Yani örneğin mirasla ilgili durumlarda suistimaller söz konusu olabilir. Biz de bunların önüne geçmek adına kimliği belirsiz cesedin tüm bilgilerini yayınlamıyoruz ve teşhise gelenlerden biz de saklı bilgilerin teyidini talep ederiz.

ESAS ERGENLERDE SORUN OLABİLİR

Psikiyatrist Prof. Dr. Kerem Doksat:

Ailelerin bu konuda engelleme görevini üstlenebilir. Ancak ceset görüntüleri çocukları etkilemesinin yanı sıra asıl ergenlere garip hazlar verebilir. Aslında ceset bilhassa da parçalanmış vücut görüntülerinin yayınlandığı internet siteleri zaten var dünyada... Hatta benim iki ergen hastam bu sitelere girip, görüntülere bakmaktan büyük haz duyuyorlardı oradan biliyorum. Bu siteler ruh sağlığını bozan görüntüler barındırıyor ancak porno siteleri gibi özel bir engelleme kimsenin aklına gelmiyor. Aslına bakarsanız Youtube gibi diğer sitelerde de isteniyor ama bunun ispatı yok. Teknoloji açısından ancak aileler kontrol edebiliyorlar ebeveyn engellemeleri ile... Şimdi ben devletim ve vatandaşı en seri şekilde kimliği meçhul cesetlerden haberdar etmek istiyorum bunun için de en kolay yol olan interneti kullanıyorum. Girişte de uyarıyorum. “Mahsurludur” diyorum. Başka ne yapsın devlet. Ama bir yandan da engelleme yok. Gerçi şu da var; ruh sağlığı yerinde olan bir çocuğun emniyet sitesindeki morg kısmını tıklayıp inceleyeceğini zannetmiyorum. Korkar çekinir. Ancak ergenlerde sorun olabilir. Çünkü bu tarz görüntülerden garip bir şekilde haz duyan ergenler olabilir.

“ÇOCUKLARIN İÇ DÜNYASI ALTÜST OLUR”

Psikiyatrist Doç. Dr. Kemal Sayar:

Bu fotoğrafların herkese açık olan bir mecrada yayınlanıyor olması doğru değil. Çocukların bu fotoğraflara ulaşmaları onların hayal dünyalarını, iç dünyalarını altüst edebilir. Şiddet görüntülerine ulaşan çocuklar bundan çoğu zaman olumsuz etkilenmektedir. Bu tür görüntülere çok fazla maruz kalan çocuklar kabuslar görebilir veya endişe belirtileri gösterebilir. Tabii en önemlisi de bu görüntülerin sıradan bir sinema filminden farklı olması, yani tamamen gerçeğe dayalı olmasıdır. Dolayısıyla bunların gerçek olduğunu bilen bir kişi daha fazla etkilenecektir. Bu konuda mutlaka şifre uygulaması yapılması gerekir. Çocuklar için uygun olmayan materyaller ancak konuyla ilgili yetişkinlerin erişebileceği şekilde şifreyle yayınlanabilir

NOT: RESİMLER BİZİM TARAFIMIZDAN KAPATILMIŞTIR

Yazarlar