Rıza Türmen

Rıza Türmen

rturmen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

Lewis Carroll’un hem saçmalık, hem anlam dolu “Alis Harikalar Diyarında/Aynadan İçeri” adlı kitabında, Alis ile Beyaz Kraliçe arasında şu konuşma geçer: Kraliçe: “Kralın habercisi şu anda, cezaevinde cezalandırılıyor. Yargılaması gelecek hafta çarşamba günü başlayacak. Ve tabii suç en son söylenecek” Alis sorar: “Peki, ya hiç suç işlememişse?” Kraliçe: “Bu daha da iyi olmaz mı?” Alis: “Daha iyi olur ama suç işlemeden cezalandırılması iyi olmaz, değil mi?”
Lewis Carroll 1871’de bu kitabı yazdığında, Kraliçe’nin söylediklerinin 139 yıl sonra, Türkiye’deki yargılamalar için geçerli olacağı aklına gelmezdi elbette.
Bugün Türkiye’de bir hukuk kaosu var.
Kralın habercisi gibi, gereksiz yere yıllarca cezaevinde tutularak cezalandırılan tutuklular, içindeki açık çelişkilerden imal edildikleri kuşkusu yaratan davalar, kim oldukları belirsiz, sorgulanamayan gizli tanıklar, inandırıcı olmayan kanıtlara dayanarak hazırlanmış iddianameler, soruşturma dosyasına giremedikleri için savunmalarını hazırlayamayan sanıklar, tarikat ilişkilerini sorguladığı için tutuklanan savcılar.
Bu tür yargılamalar daha çok otoriter ya da totaliter rejimlerin yerleşme aşamalarında görülüyor. Bu ülkelerde yargı belirli bir siyasal amaç için kullanılır. Muhaliflerin üstünden silindir gibi geçer, rejimin kurulmasına giden yolu temizlerler. Bir yol açma makinesi görevi görürler.
Örneğin, 1933’te Almanya’da Reichstag yangınından sonra başlayan geniş çaplı tutuklamalar ve yargılamalar Nazi rejiminin yerleşmesinde önemli bir rol oynamıştı.
Yangını çıkarmak suçundan yargılanan beş kişiden Dimitrov ve iki arkadaşı Bulgar komünistiydi. Sorgu yargıcı Dr. Braune dürüst bir yargıçtı. Ancak Braune’nin tutukluları serbest bırakmasından kaygılanan hükümet, onun yerine Nazi Partisi’nin sadık taraftarı olan Vogt’u getirdi. Yargılama, özel olarak kurulan bir mahkemede yapıldı.
Duruşmalara, Dimitrov’un yürekli ve Nazilerin ipliğini pazara çıkaran akıllı savunması egemen olur. Duruşmaya tanık olarak askeri üniformasıyla gelen Goering’i güçlü kişiliğiyle ezer. Goering öylesine kızar ki, Dimitrov’u açıkça öldürmekle tehdit eder.
Dimitrov ve arkadaşları yargılama sonunda beraat ederler. Mahkeme, yangının komünistler tarafından çıkarıldığını saptar. Ancak savaştan sonra yapılan araştırmalar, bir Gestapo üyesinin itirafları, yangının kasıtlı olarak Naziler tarafından çıkarıldığını ve komünistlerin üstüne atmak için sahte kanıt üretildiğini ortaya koyar.
Dimitrov ve arkadaşları beraat etse de, Reichstag yangını ve onu izleyen yargı süreci, Nazileri iktidarlarını konsolide etmelerine, Nazilere kuşkuyla bakan orta sınıfı gerçek bir komünist tehlikesinin varlığına ve alınan baskıcı önlemlerin gerekliliğine ikna etmeye, böylelikle Nazi iktidarının meşruiyet kazanmasına yol açtı.
1930’larda Sovyetler Birliği’nde ise başka şeyler oluyordu. 1936-38 yılları arasında, bir dizi yargılama sonucunda, Stalin’e rakip olabilecek eski Bolşeviklerin tümü temizlendi.
Duruşmalarda her şey yolunda gözüküyordu. Duruşmalar açık yapılıyor, sanıklar mahkemede suçlarını itiraf ediyor ve ölüm cezasına mahkûm oluyorlardı. İşkence gördüklerine ilişkin bir belirti yoktu. Ancak Stalin öldükten sonra, Hruşçev’in açıklamaları sonucunda, yargılamaların “show” niteliği taşıdığı, kararın önceden belli olduğu, itirafların işkence ve türlü baskılarla elde edildiği anlaşıldı.
Bu yargılamaların en ünlüsü Buharin’in yargılanması ve itirafları. Arthur Koestler’in “Gün Ortasında Karanlık” kitabı bu yargılamadan esinlenir. Koestler’in mesajı şu: Otoriter, totaliter liderler kendilerine itaat edilmesini istemekle yetinmezler. Aynı zamanda görüşleriyle mutabık olmanızı isterler.
Türkiye ne Nazi Almanya’sı, ne de Stalin Rusya’sı.
Ancak, Türkiye’de estirilen hukuk terörünü, siyasal yani ağır basan yargılamaları, iktidarın otoriter eğilimleriyle birlikte görmek gerekir. Bu yargı süreci, sonucu ne olursa olsun, otoriter bir rejimin yol taşları olabilir. Hele, anayasa değişiklikleri gerçekleşir ve yargı siyasal iktidarın denetimine girerse, bu tehlike daha büyük ve gerçek olacak.