Darbeyi araştırma komisyonu çalışmasını tamamlamış..
Sıra rapor yazmaya gelmiş..
Şurası şimdiden belli..
- Darbe raporunun içinde darbe girişimi olmayacak..
- Darbe gecesi yaşananlar yer almayacak..
- Darbecilerin darbeye neden kalkıştıkları yazılmayacak..
- Darbecilerin darbeyi nasıl yaptıkları anlatılmayacak..
Niye mi?
Darbe komisyonu herkesle görüştü ama darbe yapmaya kalkışanlarla görüşmedi..
Cezaevine gidip darbeye kalkışan 160 generalle konuşma gereği duymadı..
Tek bir soru sormadı..
Darbe komisyonu herkesle görüştü ama darbecilerin derdest edip götürdüğü Genelkurmay Başkanı’yla görüşmedi.. Kara Kuvvetleri Komutanı’nı dinlemedi..
Karanlıkta kalan soru işaretleriyle dolu 5.5 saatin peşine düşmedi..
***
Genelkurmay Başkanı’na o gece yazılı soruldu.. Ama mesele aydınlığa kavuşsun diye sorulmadı..
Sorduk mu sorduk demek için soruldu..
Darbe gecesinin en önemli tanıklarından MİT Müsteşarı’nın da kapısını çalmadılar..
Bu sebeple..
Darbe ihbarının geldiği saatle tankların çıktığı saate kadar neler yaşandığı raporda olmayacak..
***
Darbe komisyonu üç ay boşunca darbenin etrafından dolaştı durdu.. Darbe girişiminin nasıl yapıldığını, kimlerin rol aldığını, kimlerin tuzağa düştüğünü ortaya çıkarmamak için üstün gayret gösterdi..
Yan yollara saptı..
FETÖ darbesinden çok, Fethullahçıların devlete nasıl yerleştiğiyle ilgilendi..
15 Temmuz’u merak etmedi..
15 Temmuz’dan önce yaşananlarla yetindi..
***
Merakla bekliyoruz, bakalım darbe girişimini nasıl anlatacaklar?
Başbakan’ın yaklaşımı
Başbakan anayasa değişikliğinin yeterince tartışıldığı kanısında..
Enine boyuna konuşalım diyen muhalefete karşı çıkıyor.. CHP’ye çatıyor..
Diyor ki..
- Devir laf üstüne laf koyma devri değil, taş üstüne taş koyma devridir..
- Konuşma, iş yap..
- Onlar konuşuyor, biz iş yapıyoruz..
- Zaten 50 yıldır konuşuyorsunuz..
***
Başbakan dün de ‘Konuşacak ne var’ kıvamında sözler sarf etti.. Yapılanı basit bir değişiklikmiş gibi sundu.. Anayasa değişikliğinin 600 yüzyıllık yönetim şeklinin sonucu olduğunu söyledi..
Osmanlı’yı hatırlattı!.
Fransa’ya sorduk kendimize de soralım
Fransa’daki ‘Charlie Hebdo’ dergisine düzenlenen saldırıyı hatırladınız mı?
3 kişi dergiyi basmış, 2’si polis 10 kişiyi öldürüp kaçmıştı..
Cumhurbaşkanı o tarihte Fransa’ya sormuştu; ‘Bunlar 17 ay hapishanenizde yattı, çıktıktan sonra neden takip etmediniz? Sizin istihbarat servisiniz çalışmıyor mu?
Soru yerindeydi.. Paris’te, öğle saatlerinde yapılan saldırı büyük bir istihbarat zaafını da gündeme getirmişti..
***
Reina baskınından geriye doğru gidersek üst üste dört saldırı yaşandı..
Dolmabahçe’de polislere..
Kayseri’de askerlerimize bombalı saldırı yapıldı..
Rusya Büyükelçisi sergi açılışında herkesin gözü önünde öldürüldü.
Fransa’ya sorduğumuz soruyu kendimize de soralım..
‘Bizim istihbarat teşkilatımız çalışmıyor mu?’