Fethullahçı kalkışmanın üstünden bir ay geçti..
Bu süre içinde.. 81 bin kişi ya memurluktan çıkarıldı ya da açığa alındı..
11 bin tutuklu var..
Emniyetten diyanete.. Askeriyeden diplomasiye.. Yargıdan, esnafa dokunulmadık yer kalmadı..
Belediyeler, kamu kuruluşları, TRT, elçilikler..
Aklınıza ne gelirse..
Binlerce insanın ifadesi alındı.. Yüzlerce itirafçı çıktı..
Herkes o geceyi anlattı..
Ama o gece...
Darbe gecesi hala aydınlanmadı.. Darbe gecesinin altı saati hala karanlık..
***
Sorular mızrak gibi..
- İhbar geldikten sonra neden harekete geçilmedi?
- MİT Müsteşarı’yla Genelkurmay Başkanı neyi bekledi?
- MİT Müsteşarı’yla Genelkurmay Başkanı neden Cumhurbaşkanı’na ve Başbakan’a haber vermedi?
- Genelkurmay Başkanı darbe girişimini akşam üstü dörtte öğrenmiş.. Derdest edilip götürülene kadar makamında ne yaptı?
- Darbe olacağını bilen MİT neden tankların sokağa çıkışını bekledi?
- MİT neden siyasileri alarma geçirmedi?
- Neden Meclis Başkanı’nı, muhalefet partilerini uyarmadı?
- Başbakan o gece MİT Müsteşarı’na neden ulaşamadı?
- Hava Kuvvetleri Komutanı darbe girişimini öğrendiği halde neden düğünde kaldı? Neden önlem almadı? Darbecilerin düğünü basıp kendisini almasına neden izin verdi?
- Darbe girişimini Cumhurbaşkanı’nın eniştesinden, Başbakan’ın bir yakınından öğrenmesi skandal değil mi?
- Darbeye katılmayan birlikler, komutanlar, askerler neden o gece darbecilerin karşısına dikilmedi?
- Neden dost kuvvetlerinin (darbe karşıtı) tankları çıkmadı?
***
Yanıt bekleyen soru çok.. 15 Temmuz akşamının karanlık noktaları çok..
Şu soru bile başlı başına önemli..
Hatta darbe girişiminden daha önemli..
***
Genelkurmay Başkanı’nın, Kara Kuvvetleri Komutanı’nın, Hava Kuvvetleri Komutanı’nın, Jandarma Genel Komutanı’nın bu kadar kolay derdest edilip götürülmesi güvenlik zaafı mıdır, değil midir?
Ülkenin bekasıyla ilgili midir, değil midir?
17 Aralık kıstassa
Geçenlerde bir yazı kaleme aldım.. Dedim ki; FETÖ soruşturmasında kriter 17/25 Aralık..
17 Aralık’tan sonra cemaatle ilişkisini sürdürenler darbe girişimi kapsamına alınacak..
Darbe girişimine katılmasalar bile..
Terör örgütü üyeliğiyle..
Veya terör örgütüne yardım ve yataklıkla..
Veya maddi destek vermekle..
Veya terör örgütünün görüşleri doğrultusunda hareket etmekle suçlanacak..
***
Benimki öngörüydü, Başbakan teyit etti..
‘Bizim için ölçü 17/25 Aralık sonrası’ dedi..
O zaman bir dakika..
Madem şeffaflık artık ana ilkemiz..
Madem Türkiye’yi tüm müesseseleriyle yeniden inşa etmeye soyunduk..
Madem siyaset aynı gemide olduğunu kabul etti..
Madem sorunları konuşma, anlaşma, uzlaşma dönemi açıldı..
Madem yeni Türkiye’yi kurmaya niyet ettik..
***
O halde.. Şu 17 Aralık’ı bir kez daha gözden geçirelim.. Dört bakan hakkındaki iddiaları yeniden masaya yatıralım..
İktidara yakın çevreler 17 Aralık için ne diyordu?
Yolsuzluk susturuculu darbe girişimi..
Darbe girişimi kısmının üzerine dibine kadar gidiliyor.. Diyorum ki; yolsuzluk susturucusu da soruşturulsun..
Rotamız aydınlık Türkiye ise karanlık alanlar kalmasın..
17 Aralık konusunda da hem fikir olalım..
Neyse çıksın ortaya..
Aman dikkat!.. FETÖ gider ÇETÖ gelir
Eski Meclis Başkanı yılların siyasetçisi Cemil Çiçek çok önemli uyarılar yaptı..
Din istismarına dikkat çekti.. İnsanların en kolay din üzerinden kandırıldığını söyledi..
Ve dedi ki..
‘Bu yüzden sık sık kayıt dışı dine vurgu yapıyorum. Her şey şeffaf olursa denetime tabi olursa bunlar yaşanmaz. Şimdi devlet içinden temizleniyorlar ama yerlerine kimlerin getirileceği çok önemli. Bu kişiler liyakat esasına göre alınmalı. Yoksa FETÖ gider ÇETÖ gelir.’
***
Çok doğru..
80 bin kamu çalışanı açığa alındı veya memurluktan atıldı..
İçlerinde hakimler var, savcılar var, subaylar var, rütbeli polisler var, doktorlar var, öğretmenler var, teknik elemanlar var..
Var oğlu var..
***
Yerleri boş kalacak değil.. Cemil Çiçek de diyor ki, paldır küldür doldurmayın..
FETÖ’den boşalan alana başka bir cemaat yerleşmesin..
Aman dikkat!.
On, on beş, yirmi yıl sonra devletten başka bir yapıyı kazımak zorunda kalmayalım..