Mehmet Soysal

Mehmet Soysal

mehmet.soysal@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

“Durup dururken Lozan tartışması niye çıktı?” diye soruluyor... Diyoruz ki:
- Bugüne kadar neden sorulmadı?
Sorulmayı-şından şüphe etmeyenler sorulmasına neden büyük bir şüpheyle bakıyor?
Tuhaf değil mi?
Sadece yüzünü değil, ruhunu dahi Batı’ya dönmüşlerin neden anlamak istemediğini anlıyoruz!
***
Bu soruyu soranların hiçbiri bugüne kadar Amerika’ya, Rusya’ya ve Batılı ülkelere “Ortadoğu’da ne işiniz var?” diye de sormadı.
Sizce neden?
Nedenini az çok biliyoruz!
***
Emperyalizme, zulme ve işgale karşı şarkı söylemek, şiir okumak ve dünyaya kelimelerle meydan okumak güzel de, sıra kavgasına geldiğinde, herkesin dilinde “Ne işimiz var, neden Lozan tartışmaya açıldı?” soruları var...
Amerika ve Batılı ülkeler Bağdat’a ikinci kez savaş açtıklarında büyük devrimci kalabalıklar İstanbul’da meydanlarda toplanıp hep bir ağızdan Tuncel Kurtiz ile birlikte Ümit İlter’in şu şiirini okumuştu:
“bağdat’lıyız, bağdat’tayız, bağdat’lıyız
bağdat’ta düşünce bombalar adımız meçhule kalır
adımız meçhul
yanar kavrulur bedenimiz sevdiklerimiz
yanar kavrulur
külümüz kalır geriye rüzgârda savrulur
sözümüz kalır”
Ve söz yerde kaldı...
***
Evet, Bağdat yakılıp yıkılıp işgal edildikten ve bir milyon Müslüman öldürüldükten sonra bir daha kimse toplanıp o şiiri okumadı... “Sür yangın kokan saçlarına bir de alnına” diyen devrimci kavganın şairini de yalnız bıraktılar...
Yani, bu çelişkiyi Ümit İlter de tuhaf bulmuş ve bilmiş olacak ki sanki bu şiiri de o meydanlara toplanan sosyalist devrimci diye geçinenler için yazmış...
Diyor ki:
“imparatorların kitapsız ve kutupsuz dünyasında
biat etmişken herkes dolar tanrısına
borsasına, piyasasına
bir sen kâfir kaldın ey karanfil
bir sen kaldın kökü hâlâ toprakta
ve kavgada...”
***
Misak-ı Milli sınırları diye bağırıp çağıracaksınız ama Cumhurbaşkanı Erdoğan bu sınırların hesabını sorduğu zaman da “Şimdi Lozan nereden çıktı?” diyeceksiniz...
Bir yerden çıkmadı, aksine, yüzyıldan beri sırtımızda duran hançeri çıkartmaya çalışıyor...
“Durup dururken” diyenler durduğunu kabul ediyor ama Cumhurbaşkanı Erdoğan yüzyıldan beri duran ve unutturulan bu konuyu gündeme getirerek hesabını soruyor...
Çünkü Amerika, Rusya ve Batı yerinde duramıyor...
Sınırlarımızdaki ülkelere bombalar yağdırıyor...
Durup seyretmeye alışkın bir ülke haline geldiğimiz için uzaklardan gelip işgal ediyorlar, artık seyretmek yok...
Ümit İlter’in dediği gibi, “Geçit yok” diyoruz...
Dar geçitlerde bekletilen efendilerin uşağı ve kapıkulu askerleri değiliz...