14.12.2016 - 13:30 | Son Güncellenme:
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde gerçekleştirilen 32. Muhtarlar Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, "PKK'ya yönelik yurt içi ve yurt dışı operasyonlarda ölü, yaralı, yakalama olarak örgütün kaybı 9 bin 500'ü buldu. Bunların arasında örgütün eli kanlı birçok elebaşı da yer alıyor. Aynı şekilde bölücü örgütün yapılanmasına yönelik operasyonlarda 40 bini aşkın gözaltı, 10 bin 500'ün üzerinde de tutuklama var." ifadelerini kullandı
Ülkemiz bir ateş çemberinden geçiyor. Yaşadığımız dönem en az İstiklal Harbi kadar önemli, kritik, hayati sonuçlar doğuracak ehemmiyette. Hem bölgemiz hem de ülkemiz üzerinde çok sinsi, alçak, kanlı oyunlar oynanıyor. Üst akıl dediğim şey her gün yeni şeytanlıklara karşımıza çıkıyor. İstiklal Harbimizde, daha önce Çanakkale'de millet olarak en büyük gücümüz olan imanımızla, inancımızla zoru göstererek oynanan oyunu bozduk. Misak-ı Milli hedeflerimizin tamamına ulaşamamış olsak da Sevr'i paçavraya çevirmeyi başardık. Bugün de adı konulmamış bir Sevr tehdidiyle karşı karşıyayız.
Bizim bu topraklardan başka vatanımız yok. Biz bu bayrağın altında doğduk, onun dibinde öleceğiz. Bizi bayrağımızdan, ezanımızdan, vatanımızdan, devletimizden etmek isteyenlere canımız pahasına geçit vermeyeceğiz. Tweet'lerle, mivitlerle bizlere yollama yapanlar bilsinler ki bunun bedelini ödeyeceklerdir.
Ülkemizi viraneye çevirmek isteyenlere izin vermeyeceğiz. Suriye'de, Irak'ta, Libya'da, daha pek çok yerde bunu yaptılar. Ama bize yapamayacaklar. Yıkıntıların arasında kucağımızda çocuklarımızın, sevdiklerimizin cansız bedenleriyle çaresizce ağlamamızı bekleyenlere o günleri göstermeyeceğiz. İşte en son Halep'te bunu yaptılar, hala yapıyorlar. Bizim hiçbir şehrimizde başaramayacaklar.
Millet olarak yeni bir ahitleşmeye gitmemiz yeni bir mefkure birliği oluşturmamız gerekiyor. Gün çekişme, çatışma, husumet, eski defterleri karıştırma günü değil. Eğer birliğimizi, beraberliğimizi güçlendirmez, saldırıların karşısında çelik gibi iradeyle, uygun olan kararlılıkla durmazsak hiçbirimiz yarınlarımıza güvenle bakamayız. Hepimiz aynı gemide olduğumuza göre bu gemiye yönelik her saldırı hepimize yapılmıştır. Artık savunmada kalma imkanına sahip değiliz. Madem ki bize terör örgütleri üzerinden tarihimizin en büyük saldırılarından biri yapılıyor, bizim de misliyle cevap vermek hakkımızdır. Mücadelemizi sadece kurumlara, güvenlik güçlerine bırakamayız. Bu mücadeleyi hep birlikte vereceğiz.
Vatandaşlarıma sesleniyorum. Anayasamızın 104. maddesine göre Türkiye Cumhuriyeti Devletinin başı olarak PKK'sıyla, DEAŞ'ıyla, FETÖ'süyle, DHKP-C'si ve tüm diğerleriyle adı, söylemi, yöntemi ne olursa olsun tüm terör örgütlerine karşı milli seferberlik ilan ediyorum. Her kim bu örgütlerin çalışmalarıyla, elemanlarıyla ilgili bir şey görürse, duyarsa, malumat sahibi olursa güvenlik güçlerimize bilgi vermeli. Terör örgütlerinin meselesinin hak elde etme, bir davayı savunma meselesi olmadığını artık herkesin anladığına inanıyorum. Terör örgütlerinin tek meselesi Türkiye'yi bölgedeki diğer ülkeler gibi köken, inanç ve meşrep farklılıkları üzerinden çatışmalarla parçalamak, yıkıp yok etmektir. Şu gerçeğin farkındayız, bu bir güç savaşıdır, bu bir güç yarışıdır."
Cumhurbaşkanı Erdoğan 32. Muhtarlar Toplantısı'nda Adana, Bilecik, Burdur, Bursa, Giresun, İzmir, Karabük, Kastamonu, Kırıkkale, Mersin, Sivas, Tekirdağ, Trabzon, Yozgat ve Zonguldak'tan gelen muhtarlara hitap etti.
'İNSANİ KORİDOR DERHAL AÇILMALI'
"Şehit polislerimizin tabutları başında gözyaşı döken hiçbir şeyden habersiz oynayan çocuklar da, Halep'te yıkıntılar arasından cansız bedenleri çıkartılan çocuklar da aynı alçak oyunun kurbanı. Ah Halep... Halep'te savrulan aslında insanlığın enkazıdır. Dün akşam ateşkes sağlandı. Ey BM neredesin? İdlib ve civarına gideceklerin yanı sıra Türkiye'ye gelebilecekler için de hazırlıklarımız var. Ufacık yavruların nasıl çığlıklar attığını, ölümle baş başa kaldıklarını görüyorsunuz. Aç, susuz bu noktada olduklarını görüyorsunuz. Ama insanlık sessiz. Bütün tarafları, uluslararası toplumu bu ateşkese riayet etmeye destek olmaya davet ediyorum. İnsani koridor derhal, engelleme ve sabotaj olmadan açılmalı ve masum insanların doğu Halep'ten salimen çıkmasına izin verilmeli."
'ESAD İNSANLIK SUÇU İŞLİYOR'
"Esad rejimi Halep'te açıkça savaş insanlık suçu işlemektedir. Bu gerçeği ona destek verenler dahi artık herkesin görmesi gerekiyor. BM başta olmak üzere uluslararası toplumu harekete geçirmek için elimizden gelen çabayı gösteriyoruz. Dün yeni BM Genel Sekreteri ile yaptığım görüşmede bu konunun aciliyetini bir kez daha dile getirdim. Bu hafta yapacağım temaslarda da aynı hususu dünya liderlerinin dikkatine getirmeye devam edeceğim. Mazlumun umudu olan Türkiye, Halep halkını yalnız bırakmadı, bırakmayacak, ne pahasına olursa olsun. Tek bir masum canı kurtarmak için elimizden geleni yapacağız."
'HANİ AVRUPA DİYORLAR YA HİKâYE'
"Ülkemizdeki hiçbir kesimin, hiçbir kişinin hakkını aramak için terör yöntemlerine başvurmasını mazur kılacak en küçük sebep yok. Türkiye'deki demokratik hak arama yollarının çeşitliliğini ve toleransını Avrupa'da bulamazsınız. Hani Avrupa diyorlar ya, hikaye. Terörle mücadelemiz için bizi eleştirenlerin kendilerine yönelik en küçük bir tehdit karşısında ne kadar katı ve hoyrat olabildiklerini çok iyi biliyoruz. Kimsenin kendi kirli amaçları için bomba patlatma, pusu kurma, eylem yapma, propaganda yapma hakkı ve özgürlüğü yoktur. Milletimizin can ve mal güvenliklerine tehdit oluşturan her terörist 80 milyonun düşmanıdır."
'GÜVENLİK GÜÇLERİMİZİN YANINDAYIZ'
"Tüm güvenlik güçlerimize sesleniyorum. Terör örgütlerinin faaliyetlerine karşı devletimiz de milletimiz de sizin yanınızdadır, arkanızdadır. Yetkilerinizi sonuna kadar kullanmaktan asla çekinmeyin. Güvenlik güçlerimizden terör örgütlerine ve teröristlere karşı kanunların el verdiği en ağır en sert muameleyle kararlı bir şekilde mücadele etmelerini istiyorum. Bundan sonra dağdaki teröriste de şehirdeki teröriste de onların destekleyen hiç kimseye huzur yok, rahat yok bunu böyle bilin."
'ARTIK SÖZÜN BİTTİĞİ YERDEYİZ'
"Artık sözün bittiği yerdeyiz. Önümüzdeki bu gerçekler ışığında yeni Kurtuluş Savaşımızı, yeni Çanakkale Savaşımızı verme ve zafere ulaştırma dönemidir. Türkiye'ye terör örgütleri ve ihanet çeteleri üzerinden savaş açanlar bugüne kadar attıkları hiçbir adımda istedikleri neticeyi elde edemedi. Milletimiz imanı, cesareti ve dirayetiyle tüm oyunları birer birer bozdu. Ödediğimiz bedel büyüktür, ama kesinlikle boşa gitmeyecek. Milletimizi ne köken ne mezhep ne meşrep farklılıkları üzerinden birbirine düşürmeyi başaramadılar. Bir ve kardeş oldukça üstesinden gelemeyeceğimiz sorun yok."
Milli seferberlik ilan edild!
Cumhurbaşkanı Recep tayyip Erdoğan'ın dile getirdiği seferberlik, Seferberlik ve Savaş Hali Kanunu'nda düzenlenmiş durumda.
Yasada, seferberlik; "Devletin tüm güç ve kaynaklarının, başta askeri güç olmak üzere, savaşın ihtiyaçlarını
karşılayacak şekilde hazırlanması, toplanması, tertiplenmesi ve kullanılmasına ilişkin bütün faaliyetlerin uygulandığı; hak ve hürriyetlerin kanunlarla kısmen veya tamamen sınırlandırıldığı haldir" şeklinde tanımlanıyor. İki tür seferberlmik durumu bulunuyor:
Genel Seferberlik ilan ediyorum: Ülkenin tümüne yönelik bir tehdidin karşılanması, mevcut bütün güç ve kaynakların kullanılabilmesi için ülkenin bütününde uygulanan seferberliktir.
*Kısmi Seferberlik: Ülkenin bir veya birden fazla bölgesinde uygulanan ve bütün güç ve kaynakların kullanılmasını
gerektirmeyen seferberliktir.
Seferberlik ilanı verildi
Verilen seferberlik ilanıyla ilgili kanunda şu hüküm yer alıyor:
Verilecek seferberlik" Savaşı gerektirecek bir durumun başgöstermesi, ayaklanma olması veya vatan veya Cumhuriyete karşı
kuvvetli ve eylemli bir kalkışmanın veya ülkenin ve milletin bölünmezliğini içten ve dıştan tehlikeye düşüren davranışların
ortaya çıkması hallerinde, Cumhurbaşkanının başkanlığında toplanan Bakanlar Kurulu, Milli Güvenlik Kurulunun da
görüşünü aldıktan sonra genel veya kısmi seferberlik ilanına karar verir. Kararda seferberlik uygulanmasının başlayacağı gün
ve saat belirtilir. Bu karar, derhal Resmi Gazete'de yayımlanır ve aynı gün Türkiye Büyük Millet Meclisinin onayına sunulur.
Türkiye Büyük Millet Meclisi toplantı halinde değilse hemen toplantıya çağırılır. Kısmi seferberlik ilanı halinde, seferberlik ilan edilen bölgeler dışında görev verilecek personel, mal ve hizmetlere de yükümlülük uygulanabilir."