Paris-Dakar Rallisi’ni bitiren ilk Türk...Dünyanın en ünlü ve zor rallilerinden Paris-Dakar’ı bitiren ilk ve tek Türk olan Kemal Merkit başına gelenleri tüm ayrıntılarıyla anlatmıyor çünkü annesinden çekiniyorASLI ÖKTENER Kemal Merkit dünyanın en zor rallilerinden biri olarak kabul edilen Paris-Dakar’ı bitiren tek Türk oldu. 172 motosikletlinin başlayıp 55’inin finiş görebildiği yarışta 34’üncü olan Merkit yeri geldiğinde hayatını bile tehlikeye attığını söylüyor ama detay vermekten kaçınıyor. Çünkü "hayatta en çok çekindiği kişi" olan annesinin üzülmesini istemiyor.
1960 doğumlu Merkit aynı zamanda Akmerkez’deki Toys for Big Boys adlı outdoor malzemeleri satan bir mağazanın sahibi. Motosiklet merakını, babasının otomobillere olan ilgisine bağlıyor: "Eve sürekli
otomobil ve motosiklet yarışları dergileri getirirdi. Resimlere bakmak çok hoşuma giderdi." Avusturya Lisesi’nde okuduğu sırada motosiklet almak ister ama ailesinin cevabı olumsuz olur:
"Tehlikeli olacağı gerekçesiyle karşı çıktılar. Ben de yaz tatilinde tur rehberliği yapıp para biriktirdim ve bir arkadaşımla birlikte ortak bir motosiklet aldık. Onun evinde kalıyordu. Mahalle içinde gezerken anneme yakalanınca bir daha binemedim. Mecburen bu defteri de kapattım o zaman."
Avusturya’da işletme okuduğu dönemde windsurf’e merak salar. 1983 yılında, üniversiteyi bitirdikten hemen sonra Bodrum’a gider ve windsurf kursları vermeye başlar ama motosiklete ilgisini hiç yitirmez.
30 yaşına kadar motosikleti olmadı Merkit ilk motosikleti için 30’uncu doğum gününe kadar beklemek zorunda kalır. "O dönemlerde Honda’nın off-road konusunda en gelişmişi olan XR modelini çok beğeniyordum. Eşim doğum günümde bana hediye olarak o motosikleti getirdi yurtdışından. Bodrum’a özel kamyonetle getirilmişti. İnanamamıştım ve çok mutlu olmuştum. Kutlamayı barda yapıyorduk, motosikletin ön tekerleğini gösterdiler önce, sonra hemen eve gidip kurdum. Ama çalıştıramadım. Bir hafta sonra Amerikalı bir tekneci yardımıyla çalıştırabildim."
Önceleri motosiklete sadece
spor amaçlı biner. Üç yıl sonra arkadaşları vasıtasıyla Camel Trophy girer hayatına. Aynı dönemlerde Türkiye’nin ilk enduro yarışlarına katılır, 45 katılımcı arasından üçüncü olur. 1994 yılında ilk birinciliğine ulaşır. 1997’de katıldığı Tunus Rallisi’nde 167 yarışçı vardır, Merkit 41’inci olur. Bunu 9 ayrı ülkede düzenlenen ve herbiri 9-12 bin kilometre uzunluğunda olan yarışlar izler. Şimdilik
son durak, dünyaca ünlü Paris-Dakar Rallisi olur.
"Moritanya’da bir yerlerde kayboldum" Bu sezonki Paris-Dakar Rallisi 28 Aralık 2001’de başladı ve 13 Ocak 2002’de bitti. Castrol sponsorluğunda yarışa katılan Merkit, 172 motosikletli arasında ülkemizi ilk temsil eden kişi olduğu için çok heyecanlı olduğunu anlatıyor: "Bir kutu eşya götürdüm. Start noktasına uçakla geldik. Önümüzde tam 9 bin 470 kilometre ve 16 etap vardı. Arada aksaklıklar oluyordu. Her gün sabah 06.00’da kalkıp, gece işim biterse 01.00’de uyuyordum. Her etabın maksimum bitirme zamanı vardı. 13’üncü etapta kayboldum. Moritanya’da bir yerdeydim. Sonra mekanik problemler başladı. 10 kilometre mesafeyi 4.5 satte aldım. 10 saat ceza yedim. Ama benim için önemi yoktu çünkü diskalifiye olmamıştım."
Merkit yarış süresince tehlikeli anlar yaşadığını anlatıyor: "Bu yarışta İngiliz bir arkadaşım vardı. Beraber kayaların üzerinden geçiyorduk ve motosiklet bu kayalara sıkışıyordu. Bir ara düştüğünü gördüm. Kaburga kemikleri de dahil 6 yerini birden kırmıştı. Durdum ve yardım ettim. Böyle şeyler yaşadıktan sonra artık iki kere düşünür oluyorsunuz. Çoğu insan sakatlandı ya da zor şartlara dayanamadı. Yarışı 55 kişi bitirebildi."
Yarışları "insanın kendi kendisiyle mücadelesi" olarak tanımlıyor Merkit. "Asıl olan dayanışma ve dayanıklılık. Sınırlarınızı zorluyorsunuz. Klasik pist yarışı gibi değil. Her şeyinizle oradasınız. Çadırınızı kuruyor, motosikletinizi tamir ediyor, sağlık problemlerinizi hallediyorsunuz. Bir şeyi tek başınıza başarmayı, zorlukların üstesinden gelmeyi öğreniyorsunuz. Zaten hoşunuza giden kısmı da bu. Bitişe ulaştığınızda sizden keyiflisi olmuyor."
"Ralli genç işi değil" Türkiye’de motorsporlarına ilginin az olmasından yakınan Kemal Merkit "Biri düşse de heyecan olsa diyerek izliyorlar. Ralli esasında çok da genç işi değil. Gençliğin getirdiği delifişeklik riski artırıyor. Gençlerde tecrübe olamayabiliyor. Çünkü onlar bir an evvel herkesi geçmek istiyor. Tehlikesi yok mu? Var. Ama Türkiye’de araba kullanmakla motosiklet kullanmak arasında çok büyük fark yok. Bu işi spor amaçlı yaptığınız takdirde bir sakıncası yok" diyor. Annesinin isteği ise hep aynı: "Bunu da yaptın oğlum, artık bu işi bırak!"
Zeynep Merkit de Türkiye Bayanlar Ralli Şampiyonu Avusturya Lisesi’nden arkadaş olan Kemal ve Zeynep Merkit çifti 1983 yılında yaşamlarını birleştirdi. Mert (14) ve Mine (12) isimli iki de çocukları var. Ailecek snowboard gibi yarışlara gittiklerinde 4 kupa birden alıp eve döndüklerini belirten Zeynep Merkit de Türkiye Bayanlar Ralli Şampiyonu. Yarışlara ilk kez 2000 yılında dostu olan Emre Yerlici’nin sayesinde katılmış. Şimdilerde Tofaş sponsorluğunda Fiat Palio marka otomobiliyle yarışlara katılıyor. Arabalara merakı küçük yaşlarda başlayan Merkit "Ben de küçük yaşta ağabeylerinin, babalarının arabalarını çalanlar grubundayım. Yarışları daha önce televizyondan seyrederdim. İstanbul’a dönünce teklif aldım. Çalışmaya başladım. Ben ve co-pilotum Begüm Özkan erkeklerin de bulunduğu genel klasmanda 70 araba içinde 18’inci sırada yer aldık.
Yarışlara katılmaya başladığında yakın çevresinin bu kararına şaşırdığını anlatıyor Merkit: "Eşimin ailesi ona yavaş git diyor, benimkiler ise yadırgamıyor. Çünkü limitlerimi biliyorum. Bir kez takla attık ama genelde bu sporun bir tehlikesi yok." Eşi ile birbirlerine çok destek olduklarını belirten Merkit "Aksi takdirde bu kadar ilerlemezdim. Hedefim, ralliye devam etmek ve eşim gibi Paris-Dakar’a katılıp iyi bir derece elde edebilmek."
CUMARTESİ