EkonomiAskerden onay beklemiyoruz

Askerden onay beklemiyoruz

07.06.2002 - 00:00 | Son Güncellenme:

TÜSİADın idam ve dille ilgili hazırladığı raporu Genelkurmaya götürmesiyle ilgili tartışmalarda yeni boyut: Raporu askere götürdük ama onay beklediğimizden değil

Askerden onay beklemiyoruz

Toplantıda TÜSİADın, Türkiyede Demokratikleşme Perspektifleri çalışmasının üçüncü ve dördüncü ayaklarını oluşturan ölüm cezası ve kültürel yaşamla ilgili raporunu Genelkurmaya götürmesi de gündeme geldi. TÜSİAD Başkanı Tuncay Özilhan raporun mimarı Süheyl Batumla birlikte Genelkurmaya gitmişti. Burada raporun sunumu yapılmış, TÜSİADın orduyla görüşmesinin ardından yapılan açıklamalar önceki gün Genelkurmayın açıklamasıyla farklı bir boyut almıştı. Dünkü toplantıda bu konu Bu tip bir sivil açılımda TÜSİAD Genelkurmaya gitmeye neden gerek duydu şeklindeki bir soruyla gündeme geldi. TÜSİAD Başkanı kendilerinin tüm sivil örgütlere, partilere ve basına çalışmayı gönderdiklerini, Orduya da Türkiyenin etkin bir kurumu olarak çalışmalarını anlattıklarını söyledi. Prof. Süheyl Batum ise çalışmalarını Orduyla paylaştıklarını ama bunun askerden bir onay beklemek anlamına gelmediğini söyledi. TÜSİAD dün medyayla yaptığı buluşmada, Türkiye Avrupa Birliğine giremezse ekonomik olarak ne denli zor bir sürece girileceğinin resmini çizdi. Bu resmin ekonomik boyutuyla ilgili yazılarını yan sayfada bulacaksınız. Olayın siyasi boyutuna gelince. Demokrasi raporu da gitmişti TÜSİADın 1996 yılında yayınladığı ve gerek dernek içinde gerekse kamuoyunda uzun süre tartışılan Demokrasi Raporu da Genelkurmaya götürülmüştü. Dönemin TÜSİAD Başkanı Halis Komili tarafından rapor Ankarada kamuoyuna açıklandığı gün rapor Genelkurmaya iletildi. TÜSİADın önde gelen üyeleri Demokrasi Raporunun önce Ankarada siyasi parti temsilcilerine ilettiklerini, ardından Ankaradan ayrılmak üzereyken Genelkurmaydan gelen davetle raporu götürdüklerini söylemişlerdi. Siyasetçiler raporların Genelkurmaya gitmesinden endişe duydu Yalnız dünkü toplantıda sadece Avrupalıların değil Türkiyedeki siyasetçilarin de bu konuların tartışılmasından endişe duydukları ortaya çıktı. Kimi siyasetçilerin TÜSİADın MGK, işkence ve dil konusundaki çalışmalarının Orduyu rahatsız edebileceği endişesini dile getirdikleri belirtildi. Ancak TÜSİADın önde gelen isimlerinin izlenimi ordunun demokratik ortamda her türlü tartışmaya hoşgörü gösterdiği. TÜSİADın Türkiyede demokratikleşme perspektifleri adlı raporlar serisi bundan sonra da devam edecek. Yeni konular arasında Milli Güvenlik Kurulu (MGK) gibi özellikle Ordunun hassas olduğu konular da yer alacak. Avrupa Birliğinin, Türkiyenin güçlü kurumlarının bu hassas konularını bildiği için bu noktadaki değişimleri daha uzun vadeli değişiklikler olarak bekleyeceği biliniyor. Hatta Avrupalı bazı etkili isimler bunu işadamlarına da açıkça söylediler. BATUM: HESS MODELİ OLMAZ Geçtiğimiz hafta gündemi uzun süre meşgul eden Hess formülü Prof. Süheyl Batuma göre Türkiyede uygulanamaz. Önce kısaca formülü hatırlayalım: Formül, Hitlerin sağ kolu, savaş suçlusu Rudolf Hessin affa tabi olmadan hücrede ömür boyu hapis cezasına çarptırıldığı ceza yöntemini tarif ediyor. Hess, İkinci Dünya Savaşı sırasında yakalandığı İngiltereden Almanyaya getirilip, Nürnberg Mahkemesinde ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı ve bu cezayı ömrünün sonuna kadar çekmesi kararlaştırıldı. Bu formülün hayata geçirilmesiyle idam cezası kalksa bile Rudolf Hess gibi, Öcalan da ömrünün sonuna kadar cezaevinde kalacaktı. Ulusal hukukta olmaz Batumun tezi ise şu: Nürnberg Mahkemesi kararları uluslararası hukuka uygun olarak alınan kararlardı. Ulusal hukukta bu mümkün değil. Tek bir kişiyi düşünerek alınacak böyle bir karar (Apoyu kastediyor) doğru olmaz. Anayasal da olmaz. Bu yüzden bunun Türkiyede uygulanması mümkün değil. Hassasiyetlere özel söylemler geliştirildi TÜSİADın hassas çözüm önerisi getirdiği ilk açılım dille ilgili olan. TÜSİAD önce Anayasanın 42. maddesine dikkat çekiyor. Bu maddede Türkçeden başka hiç bir dil, eğitim ve öğretim kurumlarında Türk vatandaşlarına anadilleri olarak okutulamaz ve öğretilemez deniyor. TÜSİADın çalışmasında Anayasanın 3. maddesinin kültürel hakların tanınmasına engel olmadığına dikkat çekilip bu maddedeki dili Türkçedir ibaresinin sadece resmi dili kastettiği ifade ediliyor. Sonuçta da 42. madde geleneksel olarak konuşulan dillerin öğrenilmesi olarak yorumlanırsa Anayasanın değişmesine gerek kalmaz tespiti yapılıyor. Önerilen değişiklik ise aynen şu cümlelerle ifade ediliyor"Yayınların Türkçe yapılması esastır. Ancak Türkiyede geleneksel olarak konuşulan dillerin veya evrensel kültür ve bilim eserlerinin oluşmasında katkısı olan yabancı dillerin öğretilmesi veya bu dillerde müzik veya haber iletilmesi amacıyla yayın yapılabilir." TÜSİAD, aslında hem Türkiyenin anayasasına hem de toplumun hassasiyetlerine dikkat eden bir çalışma ortaya koyuyor. TÜSİAD Başkanı Tuncay Özilhan Avrupa yolunda en belirgin tıkanma noktaları olarak ölüm cezasının kaldırılması, anadilde yayın ve anadilin serbestçe öğrenimi konuları olduğunu söyleyip, kamuoyundaki hassasiyeti gözeterek çözülmesine fırsat verecek somut önerileri tartışmaya açtıklarını söyledi. MHPden henüz randevu yok TÜSİADın yurtdışında da çok önemli aktiviteleri bulunduğunu dile getiren Özilhan, şunları kaydetti:"Sayın Bahçeli yurtdışına da mesaj verilmesi gerektiğini söyleyerek tenkit ediyor. Halbuki TÜSİAD, Helsinkiden evvel, son altı aydır yurtdışında, mesela İspanya, Almanya, İsveçe birçok seyahatler yaptı. Arkadaşlarımız diğer ülkeleri gezdiler, hatta aday ülkelerle ilgili önemli bir program hazırladık. Yani TÜSİAD, yurtiçindeki bu aktivitesinin yanında yurtdışında da yoğun aktivitesine devam ediyor." TÜSİAD Başkanı Tuncay Özilhan, MHP lideri Devlet Bahçelinin, TÜSİADın gazetelere verdiği ilanla ilgili görüşlerini nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine, bunu bir tartışma ortamına sokmak istemediklerini ifade etti. Tekrar bakacağız Devlet Bahçeliden randevu talebi olduğunu bildiren Özilhan, bu ara temaslarının olmadığını ve kendisinin de yurtdışında bulunduğunu belirterek, Bahçeli ile görüşme talebi konusunda, "Tahmin ediyorum önümüzdeki günlerde tekrar bakacağız" dedi. TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi Başkanı Muharrem Kayhan, geçen hafta yaptığı bir açıklamada, Bahçelinin kendilerine Çin gezisi sonrası için randevu verebileceğini bildirdiğini aktarmıştı.