Haber ajanslara düştüğünde aklıma Ahmet Ağaoğlu geldi. Ne demişti Trabzonspor kulübü başkanı? “Burak Yılmaz’ı alacak para basılmadı...”
Hâlâ aynı fikirde mi bilemem ama, yere göğe sığdıramadığı o Burak, transfer döneminde yaşadığı hayal kırıklığının intikamını kulübünü Futbol Federasyonu’na şikayet ederek aldı.
Aslında son güne dek İstanbul’a gitmeyi planlıyor ve Çin dönüşü basamak olarak kullandığı Trabzonspor’dan kurtulmanın hesaplarını yapıyordu. Olmadı, tutmadı. Başkanı büyük konuşmuştu ya! Al sana Burak’ı satın alacak para. Geçen yılki maaşının toplamı 850 bin eurocuk bir talebi varmış milli oyuncunun. Adam haklı ve profesyonel! Siyah-beyaz bir aşk hikayesi onun ki...
Açık söyleyeyim, bu şalvar yama tutmaz. Burak gemileri yakmış, devre arası transferi iple çekiyor belli ki. Ona methiyeler yağdıranlara inat “ben yokum” diyor.
Yeniden anlaşma, uzlaşma gibi alternatifler boş laflar. Burak için Trabzonspor, Trabzonspor adına Burak Yılmaz defteri kapanmıştır artık.
Bu arada Ünal Karaman’ın da yüreği ferahlamıştır. Tribün baskısı ile Burak üzerine kurulu sistem mi, dört haftadır oturtmaya çalıştığı Rodallega’lı tarz mı ikileminden kurtulup, boş işlere kafa yormayacaktır artık!
Sakın yanıltmasın
Gelelim Trabzonspor’a. Galatasaray sınavı sıra dışı bir örnek. Taraftarın maça gösterdiği ilginin karşılığı 6 milyon liralık gelir. Tribün hasılatı, lisanslı ürün satışı ve federasyondan gelen galibiyet primi, kulüp için önemli bir meblağ oldu.
Ancak galibiyet kimseyi yanıltmasın. Üç puan, olsa olsa güzel günlerin habercisidir. Önemli olan, takım ruhunu yakalayabilmek. Birlikte oynayarak, birlikte sevinip üzülerek ilerlemek.
Dört haftalık gözlemim şu; yenilerin katılımı ve Karaman’ın felsefesiyle Trabzonspor doğru yolda ilerliyor. Kalitesi belli isimler var. Örneğin Sosa. Şov, Galatasaray maçıyla sınırlı kalmamalı. Bu takımın beyni olabilir. Yeter ki kafası başka şeylere takılı kalmasın.
Onazi sezonun flaş futbolcularından. Koşuyor, mücadele ediyor. Savunmasına yardım ediyor, hücumda etkili oluyor. Sosa ile uyumu iyi görünüyor.
Yusuf ve Abdülkadir takımın vazgeçilmezleri. Özellikle Yusuf doğru yerde görev yaptığında, üzerine koyarak ilerleyecektir.
Abdülkadir saha dışındaki ilişkilerine dikkat etmeli. Kulağımıza olumsuz bazı duyumlar geliyor, umarım doğru değildir. Sadece futbola odaklanmalı!
Pahalı yedek Kucka!
Olcay deneyimi ve zekası ile daha fazla katkı verebilir. Zaten hakiki Trabzonlu gibi. Taraftarın sevgisini hak ediyor, kolbastıyı iyi biliyor.
Ben Rodallega’nın iş ahlakına hayranım. Burak’ın yokluğunda formayı kaptı ve elinden geleni yapmaya çalışıyor. Yeni sistemde önemli yeri var. Israr edilmeli.
Onur takımın kaptanı. Liderliğin hakkını veriyor. Tek sıkıntısı önündeki savunmanın henüz güven verecek düzeye gelmemesi. Bu dezavantaj Onur’u zorlayabilir.
Solda Preira, sağda Novak geçen sezondan farklılar. Ofansı daha çok düşünüyorlar. Kucka artık pahalı bir yedek. Onazi-Soso ikilisinden, ceza veya sakatlık dışında rol kapması zor görünüyor.
Yenilere geçer not
Gelelim yeni transferlere. Yönetim titiz davrandı. Maliyetli oyunculardan kaçtı. Galatasaray maçında izledik. Nwakaeme tam isabet olmuş. Erken konuşmayalım ama, Trabzonspor’un efsane sol açığı İskender Gönen’in tespitine göre bu paraya “müthiş” bir kazanım. İki gol, bir asist iyi referans.
Ekuban ilk maçında golle buluştu. Zaman içinde şans bulursa neler yapabileceğini izleyeceğiz. Savunmada Hosseini için sabır gerek. Kalıcı partneri belli değil.
Amiri G.Saray maçının son 15 dakikasında oyuna girdi. Ayağına hakim ve çabuk bir futbolcu. Yararlı olacaktır.
Trabzonspor’un yedek kulübesi hayli zayıf. Ünal hoca sezon içinde özellikle gençlere şans tanıyacaktır.
Ünal hoca dedik de... Trabzonspor aşığı ve bu takıma yüreğini verebilecek bir teknik direktör. Parayla pulla ilgisi yok. Sanırım süper ligin en ucuza çalışan teknik direktörü. Neden? Çünkü camianın parçası olarak görüyor kendisini. Her türlü fedakârlığı yapabilir. “Adam gibi adam” tanımına örnek gösterilecek bir insan.
Lakin işi kolay değil. O da farkında. Saha sonuçları nasıl giderse gitsin, başkan, yönetim ve taraftar arkasında durmalı. Trabzonspor uzun zamandır böyle gönüllü bir nefer görmedi, değerini bilmeli.
İyi ki VAR’mış!..
Bir aydır varsa yoksa VAR’ı konuşuyoruz. Merkez Hakem Kurulu’nun yerinde olsa idim, muhalif yandaş ne kadar hakem yorumcusu ve konuyla ilgilenen medya mensubu varsa, milli maç arasını da fırsat bilerek Riva’da bir günlük VAR seminerine davet ederdim.
Madem açıp okumaktan ve öğrenmekten imtina ediyorlar. Kamuoyunu bilgilendirmekle sorumlu kişilere Video Asistan Hakemliğini bizzat anlatır, yanlış yorumların ve bilgi kirliliğinin bir nebze de olsa önüne geçmeye çalışırdım.
Ama nerde o vizyon?.
Efendim “biz onu devre arası seminerde düşünüyoruz” diyorsanız, geç kaldınız efendim. Sazı eline alan konuşuyor. Öyle bir kaç köşe yazarı üzerinden VAR piarı yapmakla olmuyor!
Galatasaray itiraz etmemeli!
Trabzonspor maçında Yusuf’un ciddi biçimde sakatlanmasına yol açabilecek gaddarlıkla ayağına çift dalan Belhanda 3 maç ceza aldı. Disiplin kurulu insaflı davranmış.
Bu müsabakada Trabzonspor taraftarıyla tartışan antrenör Hasan Şaş’a da aynı tarife uygulandı. Hasan futbolculuğunda da agresifti. Tribünden gelen tepkilere alışık olmalı, kulağını tıkamalıydı. Keskin sirke küpüne zarar.
Şimdi Galatasaray kulübü her iki cezaya da Tahkim Kurulu nezdinde itiraz edecekmiş. Hasan Şaş konusunda bir şey diyemem. Ama Belhanda’nın cezasının düşürülmesini talep edecekse, ayıp olur.
Fatih Terim’i çıldırtan, rakip takım oyuncusunun ekmeği ile oynayan, Galatasaray’ı kafasında bitiren bir oyuncuyu hukuk karşısında savunmaya kalkmak abesdir.
Aksine Faslı futbolcuya yönetim tarafından verilecek cezayı merak ediyorum. Bu tarz oyuncuları taviz vermemek ve şımartmamak gerek.