08.05.2016 - 09:50 | Son Güncellenme:
Altınordu kulübünün, Sait Altınordu’dan sonra A Millî Takım’a 78 yıl sonra seçilen tek oyuncu unvanına sahip genç savunma oyuncusu, İzmir kulüplerinden de 1997’den beri A Millî Takım seviyesinde ay-yıldızlı formayı giyen ilk futbolcu oldu. Henüz 20 yaşını doldurmadan adından sıkça bahsettiren Altınordu’nun genç stoperi, forvetten savunmaya geçiş hikâyesinden, A Millî Takım’a yükselmesine kadar tüm yaşadıklarını Vahdet Gazetesi’ne anlattı:
Mutluluktan yerimde duramadım
İlk A Milli Takıma çağrılmamı arkadaşımla oturduğum bir restoranda öğrendim. Bursasporlu Serdar Aziz sakatlanınca ilk kez oynadığım ve iyi performans sergilediğim Ümit Milli Takım’daki teknik kadromuz Fatih Terim’e formda olduğumu belirtip, tavsiye etmişler. Tabii beni arayan hocalarım sesimdeki şaşkınlığı hissetmiştir. Mutluluktan yerimde duramadım. Hemen kampa gittim, eşyalarımı aldım, 3 saat içinde İstanbul’un yolunu tuttum. Giderken, Altınordu teknik direktörü Hüseyin Eroğlu ve çok değer verdiğim ağabeyim genel kaptanımız Sedat Gündoğdu ile kritik yaptık. Medyanın ilgi odağı olacağım ihtimaline karşı kulüp medya sorumlumuz Ali Ergöçmez ile kamp boyunca iyi bir çalışma sergiledik. Benim için en önemli konu Sait Altınordu’nun 8 numaralı formasını ilk maçımda giymek ve sahaya çıkmaktı. Bu konuda Fatih Hoca’ya teşekkür ediyorum.
Fransa, performansıma bağlı
Fatih Hoca’nın kamp döneminde tavsiyeleri oldu. Her zaman var olan kapasitemin üzerine çıkmamı, kendimi geliştirmemi, oynadığım her maçın çok önemli olduğunu, lig performansıma göre Fransa kadrosunda olup olmayacağıma karar vereceğini ifade etti. Fatih Terim’in bir oyun planı ve stratejisi var. Benim de pozisyonlarda gereğini yapmamı istiyor. Ben de Milli Takım’a nasıl fayda sağlayacağım konusunda mental ve fiziksel çalışmalarımı sürdürüyorum.
Yurt dışında başarılı olacağım
Üst seviyedeki takımların beni takip etmesi güzel bir duygu, birçok kez İzmir’e gelip, maçlarımı seyrettiler. Memnun kaldılar ki, halen temaslar sürüyor. Bu konuyla ilgili kararı Altınordu kulübü başkanımız Seyit Mehmet Özkan verecek. Son gittiğim Milli Takım kampında Tuncay Şanlı, Tümer Metin ve Nihat Kahveci ağabeylerle görüştüm. Onlar gelişimim açısından yurt dışını tavsiye ettiler. Ben de bu yönde bir karar aldım.
Bundesliga’nın parçası olacağım
Bundesliga çok kaliteli bir lig. Fırsatım olduğu sürece her maçı izlemeye çalışıyorum. Gerçekten üst düzey bir futbol oynanıyor. Mücadele anlamında futbol anlamında oynayanın da izleyenin de keyif aldığı bir lig. Ben de bu ligin bir parçası olmak hedefindeyim.
Geldiğim nokta ortada
Benim adıma güzel bir sezon geçiyor. İki gol atıp diğer arkadaşlarım gibi takıma puan kazandırmak güzel bir duygu. Yabancı forvetlere karşı göğüs göğüse mücadele etmek tabii ki zor. 1.5 yıl önce BAL Ligi’nde oynadığımı düşünürseniz, ne demek istediğimi anlarsınız. Ama bana görev verilen ilk maçta Fenerbahçe’ye karşı kupada mücadele etmiş, ben de Emenike’yi marke etmiştim. İyi konsantrasyon, öğrendiklerini sahaya yansıtma, çabuk düşünüp, çabuk oynamak benim işimi kolaylaştırdı. Özgüvenim arttı. O gün formayı aldım ve bırakmadım. Şimdi ise geldiğim nokta ortada. Daha çok yolum var. Öğrenecek çok şey, kazanılacak çok başarı var. Hedefler var. Transferin de gözdesi olmak, isteniyor olmak güzel. Tabi bunu haketmek de…
İdolüm Carles Puyol
Örnek aldığım savunma oyuncusu, futbolu bırakmış olsa da elde ettiği başarılarla hafızalardan silinmeyecek bir isim olan Barcelona’nın efsane kaptanı Carles Puyol. Puyol, sahaya koyduğu mücadele, karakteri, kaptanlığı ve takım arkadaşlarına liderlik vasıflarından dolayı kendime idol aldığım birisi. Benim de, hırslı, mücadeleci, takımımı ve arkadaşlarımı ateşleyici bir oyun tarzım var. Bu yönümle Puyol ile benzerlik gösteriyorum diyebilirim. (gülerek)
Mats Hummels’e fazlasıyla benziyorum
Tabii ki bir sürü kaliteli stoper var yerli ve yabancı. Hepsinden bir şeyler öğrenmeye çalışıyorum. Mats Hummels’i fazlasıyla beğeniyorum. Fizik olarak tip olarak eski Fenerbahçeli Lugano’ya benzeten çok fazla sayıda kişi de var. Sağlam duran, topa sert giren, asla yılmayan, savaşçı ve inatçılığını hep gösteren, ısrar eden, konsantrasyonu ne olursa olsun bozulmayan bir yapıya sahibim.