Bir ürüne pazar bulmak veya var olanı büyütmenin yolları belli; tanıtım… TV, radyo, gazete ve dergilerle tanıtımın belli kuralları var, ama sosyal medya öyle değil… Para veya hatır için isteyen, istediği tanıtımı yapabiliyor.
Sosyal medya kullanan ünlülerden markasını korumak isteyenler, bu konuda titiz. Ancak herkes için geçerli değil bu… Ünlü kişi, birkaç bin TL için markasını riske atıyorsa, aldığı paranın vergisini de ödüyorsa kime ne? Tanıtılan ürün insan sağlığına zararlıysa durum değişir ama. Son günlerde birçok ünlünün sosyal medyasında sıkça tanıttığı teff tohumlu çay skandal mesela…
Paylaşımlar silindiİstanbul Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık Suçlarıyla Mücadele Şube polisleriyle Gümrük Muhafaza ekiplerinin İstanbul İl Gıda Kontrol Laboratuvarı’nda tahlil ettirdiği teff tohumlu ‘zayıflama çayı’ndan neler çıktı, neler?
Doz aşımında ölüme sebep olabilen ‘Sildenafil’, diyabet tedavisinde kullanılan ‘Metformin’, uyuşturucu etkisi olan ‘Parasetamol’, ruhsal sorunlara neden olabilen ‘Fuluoksetin’ gibi ilaç kimyasallar.
Sevdikleri ünlülere güvenerek, zayıflama uğruna insanları o çaya verdikleri paraya yazık değil mi? Sosyal medyalarında bu çayın reklamını yapıp satışını artıran ünlülerin insanların yaşadığı bu mağduriyette payı yok mu?
Bir post 4 bin TLO çayı tanıtan ünlülerin hepsi, sosyal medya hesaplarından o paylaşımları sildi. Demek ki ayıplı bir ürün ve durum söz konusu. Peki bu ünlüler, “Sağlığa zararlı maddeler içerdiğini bilmiyordum” diyerek toplumun kendilerini tefe koymasından kurtulabilir mi?
Bildiğim kadarıyla o çayı satan firma, ünlülere her paylaşım için 4 bin lira veriyordu. Devletin yaptırdığı tahliller, o çayın insan sağlığı için tehlikeli olduğunu gözler önüne serdi. Şimdi o ünlülere düşen, o tanıtımlardan aldıkları paraları bir hayır kurumuna bağışlayıp, bunu da sosyal medyalarından duyurmak olmalı. İnsani ve vicdani sorumluluk bunu gerektirir. Şayet onlar bu insani ve vicdani sorumluluğu yerine getirmezse, devlet devreye girmeli. O ünlülerden tahsil edilecek tanıtım paraları toplum sağlığı yararına bir kuruma, fona veya vakfa aktarmalı.
FUAT AKDAĞ, YAPIMCI OLDUNTV’den ayrıldıktan sonra ekran yolculuğunu CNN Türk’te sürdüren Fuat Akdağ, arkadaşı Barış Erten’le yapım şirketi kurdu. Zola Yapım’ın ilk projesi de ‘Aslında’ oldu. Sunuculuğunu Akdağ ve Erten’in üstleneceği spor programı DMax’te yayınlanacak.
Ekranların yeni ikilisi programlarında her hafta fizyolog, psikolog, spor yazarlarıyla iletişim uzmanı gibi konuklar ağırlayacak. Akdağ ve Erten, programlarının ‘Mean Tweets’ ve ‘Mean Posts’ adlı bölümlerinde, spor medyasında kimin aslında ne demek istediğini uzman konuklarıyla yorumlayacak.
ORGAN BEKLEYENLER İÇİN ‘KESİŞEN UMUTLAR’ Organ nakli, günümüzde birçok hasta ve yakınını ilgilendiren önemli bir konu… Ülkemizde yaşamları diyalize bağlı hasta çok, ama yeterince organ bağışı yapan çok… Bu konuda yapılan bütün kampanyalara rağmen, maalesef arz ve talep arasında uçurum var.
İstanbul Organ Nakli Derneği ve konunun uzmanı doktorlar, TLC’de ekrana gelecek ‘Kesişen Umutlar’ adlı programda, organ nakli bekleyen hastalara umut olacak. Eylül’de başlayacak programda, aile içinde doku uyuşmazlığından organ nakli yapamayanlar, ‘Kesişen Umutlar’ ekibinin portföyündeki başka ailelerde benzer sağlık sorunları yaşayanların aileleri sayesinde hayata tutunacak.