Buzullar için ilk Türk temsilci

Dünyanın en soğuk, en kuru ve en bilinmez kıtası Antarktika, 1961 yılında yürürlüğe giren Antarktik Andlaşması ile yönetiliyor. Buzul kıtayı tüm insanlık adına sadece barışçıl amaçlarla yönetmeye çalışan Antarktik Andlaşmalar Sekretaryası Arjantin’in Buenos Aires kentinde bulunurken, ilk kez bir Türk bilim insanını çalışmak için davet etti. Kıtanın uluslararası uyuşmazlıklara sahne olmaması için hassas davranan sekretaryada, İTÜ Denizcilik Fakültesi Öğretim Görevlisi ve İTÜ PolReC Hukuk Danışmanı Dr. Onur Sabri Durak görev yapıyor. Dr. Durak, 53 ülkenin taraf olduğu Antarktik Andlaşmalar Sekretaryası’nın işleyişini öğrenerek Türkiye’nin Antarktik politikası, iç hukuk düzenlemeleri ve kurmayı planladığımız üs için hazırlıklar yapıyor.

Durak, “Antarktika’da sadece barışçıl ve bilimsel amaçlarla faaliyette bulunulabilir. Çevre Protokolü uyarınca da bilimsel amaçlar dışında mineral kaynaklarla ilgili tüm faaliyetler yasak. Yani bu özel kıta da herhangi bir şekilde petrol, doğal gaz, kaya gazı ve diğer maden türlerinin araştırılması, çıkartılması ve işletilmesi yasak” dedi.

Yol haritası

Durak, “Türkiye için çok önemli olan Antarktika toplantısı 22 Mayıs 1 Haziran tarihleri arasında Pekin’de yapılacak. Bu toplantıda da Türkiye’yi temsil edeceğim. Amacım kıtanın korunmasına ilişkin düzenlemeleri inceleyerek, Antarktika üzerinde bilimsel çalışmalar yapacak bilim insanlarımıza bir yol haritası hazırlayabilmek. Gelecek yıllarda öneminin daha da artacak olan Antarktika’da bulunmamız ülkemiz için çok önemli” diye konuştu.

‘Söz sahibi olmalıyız’

Türkiye’nin 1995’te katıldığı Antarktik Andlaşması’na 53 ülke taraf. Kıta; Çevre Protokolü, Antarktik Deniz Canlı Yaşamının Korunması Konvansiyonu, Antarktik Foklarının Korunmasına Dair Konvansiyon ile de korunuyor. Antarktik Andlaşması İstişari Toplantıları’nda (ATCM) alınan tedbirler ve kararlarda sistemin parçaları. Durak, “ Antarktik Andlaşması Sekretaryası 2003 yılında Buenos Aires’te kuruldu. Antarktika’nın geleceğinde, doğal kaynakların ve çevrenin korunması yönünde söz sahibi olmamız gerekiyor. Türkiye’de yetişmiş bilim insanlarına yeni araştırma ve çalışma sahaları açmak, bilim insanlarımızın iklim üzerine güncel konuları çalışmasına imkan vermek kadar ülkemizin diplomatik profilinin güçlenmesi içinde Antarktika ile ilgilenmeliyiz.” dedi.