Kültür SanatÜç oda, üç hikâye

Üç oda, üç hikâye

15.12.2006 - 00:00 | Son Güncellenme:

Nezaket Ekici, Derya Yücel küratörlüğünde hazırladığı "Kendi Başkalığında" isimli sergide, Sabancı Üniversitesi Kasa Galeri’nin üç odasında, üç farklı hikâye anlatıyor

Üç oda, üç hikâye

Sema Aslan

Haberin Devamı

Yaşamını Almanya’da sürdüren ve heykel üzerine sanat eğitimi alan 36 yaşındaki Nezaket Ekici, Braunschweig Sanat Okulu’nda dünyaca ünlü performans sanatçısı Marina Abramoviç’ten de performans dersleri almış. Bu ikili eğitimin de etkisiyle sanatçı, işlerinde sadece bedenini kullanmıyor; enstalasyona da yer veriyor.

Türkiye’de son dönemlerde adını duyurmaya başlayan Ekici ile “Kendi Başkalığında” sergisi için İstanbul’da bulunduğu günlerde konuştuk.

Türkiye’de ilk kez 2005 sonunda işlerini sergilemeye başlayan Ekici, buradaki ilk kişisel sergisini Beral Madra küratörlüğünde açtı. Karşı Sanat Çalışmaları’nda sergilenen “Gözü Kara” isimli bu sergisini Galata Perform ve Elgiz Müzesi’ndeki projeleri izledi.

Sanatçının en ilginç işlerinden biri, nazar boncuklarıyla yaptığıydı. Ekici, İstiklal Caddesi’nin yenilenmesi çalışmasından esinle, kendisine 600 adet nazar boncuğundan oluşan bir elbise diktirmiş ve bu elbiseyi giyip iki gün süreyle caddede yürümüştü.

Sanatçının, “Neden İstiklal Caddesi?” diye sorduğumuzda verdiği yanıt, İstanbullular için kesinlikle üzücüydü: “Nazar değmesin o yola!”.

Yeni sergisine gelince... “Doğrudan mekân ve zamanla çalışmak istiyordum. Bunun için 3 odalı olan Kasa Galeri için 3 canlı performans tasarladım; serginin açıldığı ilk üç gün boyunca yaptım performanslarımı. Ama performans görüntüleri dokümantasyon olarak sergi boyunca da izlenebilecek” diyor Ekici. Bu performanslar “Screaming Feathers”, “Daydream” ve “Zeitgeist” başlıklarını taşıyor.

Kuş gribi ilham verdi
Üç ayrı odada yer alan, ilk anda birbirleriyle ilgisi yokmuş gibi görünen, fakat ortak bir düğümle birbirine bağlanan işlerden oluşan sergiyi bir arada tutan tema, 'koşmak’. Korkudan koşmak, bir hayale koşmak ve çağın hızına ayak uydurabilmek için koşmak. “Screaming Feathers”, kuş gribinden ilhamla hazırlanmış ilginç bir performans.

“'Screaming Feathers’da kuş gribinden ilham aldım. Bir şey medyada yer veriliyorsa herkes aynı anda onu konuşuyor. Fakat medyada yer almıyorsa, insanların gündemine giremiyor” diyen Ekici, bu nedenle tüylerle çevrili odayı “yarı korumalı” plastiklerle kaplamış. Amacı, insanların kendilerini bütünüyle koruyamadıklarını vurgulamak... Sadece korkudan kaçan insanlar var bu işin fikirsel mekânında...

“Daydream”, arkasında romantik bir deniz görüntüsü olan bankta pembe elbiseleri içinde oturan bir kadını gösteriyor. Zaman yavaş akıyor. Romantik görüntünün arkasından geçen çıplak insanlar, işe ironik bir hava katıyor. Bir yandan da hayallerine koşan bir kadın yansıyor ekrana...

“Kendi Başkalığında” sergisinde dikkat çeken vurgu, kentli kadının yaşam stili üzerine. Bu vurgu, sanatçının “Zeitgeist” adını verdiği odada çıkıyor karşımıza. “Geçmiş zamanı ve şu andaki zamanı buluşturuyorum bu işimde. Medyada bir kadın modeli var: Kariyer sahibi, süper fit! ABD’de de Türkiye’de de spor kulüplerinde bu kadın tipini görebilirsiniz. Bu işi şu andaki kadın durumunun ne olduğunu sorgulamak üzere yaptım. Üzerimde spor elbiselerim koşu yaptığım halde yüzümde makyaj var.”

Kasa Galeri (0 212) 292 49 39