GündemBunun adı ‘saldırgan sürücülük’

Bunun adı ‘saldırgan sürücülük’

05.11.2017 - 02:30 | Son Güncellenme:

TBMM’de yapılan analizde, başta Bağdat Caddesi olmak üzere trafik kazalarının sık yaşandığı ana arterlerde, direksiyon başındakilerin ‘saldırgan sürücülük’ sergilediği belirtildi

Bunun adı  ‘saldırgan sürücülük’

TBMM Trafik Sorunlarını Araştırma Alt Komisyonu’nda Bağdat Caddesi ekseninde trafik kazalarının sık yaşandığı ana caddelerdeki sürücülerin psikolojik analizinin yapıldığı ortaya çıktı. ODTÜ’den Prof. Dr. Nebi Sümer, Bağdat Caddesi ve Türkiye’deki diğer ana arterlerdeki hız başta olmak üzere trafik kazalarına yol açan sürücü hataları için “saldırgan sürücülük” diye yeni bir tanım bulunduğunu kaydetti. Sümer, “Trafik ihlallerinin ahlaki, vicdani yükü yok. Başka suç işlediğinde utanç, suçluluk duyan insan, trafik ihlalinde duymuyor. Sürücüler ‘hız’larıyla gurur duyduklarını anlatıyor” dedi.
Çocukken annesiyle babasını trafik kazasında kaybeden ve hayatını bu alana adayan Prof. Dr. Sümer, komisyonda Bağdat Caddesi eksenli şehir trafiği ve kazalara ilişkin şu görüşleri dile getirdi:
SALGIN HASTALIK: Türkiye’de trafik kazası riski çok yüksek ve bu risk Avrupa’nın dört katı. Son yıllarda bölünmüş yollar ve diğer işlemler nedeniyle ölümlerde yüzde 35’e yakın azalma var ama kaza ve yaralı sayısında artış hızla devam ediyor. Yılda ortalama 250 bin yaralı ve 1.1 milyon kaza. 50 bin kişi iş gücünden kaybolarak yaralı kalıyor ve bunların çoğu genç. Belki de terörden daha öncelikli bir sorun ama kanıksandığı için konuşulmuyor. Bu öncelikli bir sosyal epidemimiz (salgın hastalık).
YOLLAR YAYALARIN: Bağdat Caddesi ekseninde olay şu; trafikte akışkanlık ile güvenlik arasında bir denge kurulur. Trafik kent içi olduğunda denge güvenlik yanındadır. Kesintisiz yol yapıyorum anlayışı, gelişmişlik göstermesine rağmen aslında risk. Ölen yaya sayısı artar. Yayanın karşıdan karşıya geçme süresini artırırken aracın hızını artıyorsunuz. Öncelik güvenliktedir. Öncelik akışkanlıkta olursa yola araçtan bakarsınız, öncelik güvenlikte olursa yayanın gözünden bakarsanız. Bakın Bağdat Caddesi’nde öncelik yayadır, ‘yaya öncelikli yol’dur, tüm ülkeler bunu böyle çözmüştür. Biz trafik psikologları kent içindeki ihlallerin adını değiştirdik, buna ‘saldırgan sürücülük’ diyoruz. Hız sınırını aşma, yakın takip, hatalı sollama, bunun adı ‘saldırgan sürücülük’tür, ihlal değildir artık. Bağdat Caddesi’nde olan budur. Saldırgan sürücülüğün birinci nedeni, hız. Yüzde 71’i hızdan kaynaklanıyor. İkincisi, yaya önceliğini tanımamaktır, çünkü yollar sanki araç için yapılmış gibi düşünülüyor. Kentte yollar öncelikle yayanındır, sonra aracındır; bu birinci kuraldır.
VEKİLE CEZA: Trafikte işlenen ihlallerde kasıt aranmadığı için hukukta cezası verilmiyor. Türkiye’de hâkimlere, savcılara, milletvekillerine ceza yazılmasın diye bir kural çıkarıldı, bu olacak bir şey değil. Yani bu kişiler ihlal yaptıklarında ceza yazılmıyor! Ünlülerin çocuklarını görüyorsunuz! Bağdat Caddesi’nde kaldırıma çıkıp, 4 metre girip çiçekçiyi öldürdü, sonra dışarı çıktı!

7 KM DÜŞÜRÜRSEK YÜZDE 50 AZALIR

Nebi Sümer, “Ortalama hızı 7 km düşürürseniz, emniyet kemeri kullanımını yüzde 81’e çıkarırsanız, hiçbir yatırım yapmadan ölümleri yüzde 50 azaltırsınız. Yani 150 kilometreyle giden 143 gidecek, 100’le giden 93’le gidecek. Emniyet kemeri kullanımı şehirde hâlâ yüzde 41-50 arasında, şehirler arasında daha yeni yüzde 76’ya ulaştık. Bunun Avrupa ortalaması 88. Güvenlik konularında düzenleme şart” diye konuştu.

KAOS KORUYOR

Şehir içindeki trafik kaosu yayaları koruyor. Sürücü hız yapamadığı için ölümlü kazalar azalıyor.

EĞİTİM ŞART

Sümer, “Bir sene yoğun denetimle Bağdat Caddesi’ni kurtarabiliriz ama geleceğini kurtaramayız. Gelecek için temel düzenleme insan faktörü yani ‘eğitim’dir. Ama bu örgün değil, vicdani ve ahlaki eğitimdir, bunun da uygulamalı yöntemleri var. Nasıl suçluluk yaratılır konusunda eğitim var” dedi.