31.08.2018 - 01:30 | Son Güncellenme:
Duygu Erdoğan
Hafta içi yayınlanan Uluslararası Tahıl Konseyi (IGC) raporu, buğday üretiminin küresel ölçekte ‘tehlikeli’ düşüşüne işaret etti. Buna göre, 2017-2018 sezonunda 758 milyon ton olarak gerçekleştiği öngörülen küresel buğday üretiminin 2018-2019 sezonunda 42 milyon ton düşüşle 716 milyon ton olması bekleniyor.
IGC’nin temmuz raporunda yapılan tahmin ise 721 milyon tondu. IGC yeni raporunda bu öngörüsünü 5 milyon ton daha düşürmüş oldu. Bu düşüşün temelinde değişen iklim koşulları nedeniyle aşırı sıcak ve kuru hava etkisi gösteriliyor.
Buğdayın dünya çapında en önemli üreticileri; AB ülkeleri, Çin, Hindistan, ABD, Avustralya, Rusya ve Kanada. Bu ülkelerin herhangi birinde yaşanan kuraklık sorunu, diğer ülkenin üretimiyle ikame edilebiliyordu. Ancak son yıllarda üretimi vuran kuraklık, başta AB ülkeleri olmak üzere, ABD, Avustralya ve Rusya’yı aynı anda etkiledi.
Ayçiçeği, mısır, nohut
Önceki gün yayınlanan Ziraat Mühendisleri Odası’nın ‘buğday raporu’ da Türkiye genelinde bir düşüşe dikkat çekiyor. Türkiye’nin buğday üretimi 2016’da 20.6 milyon ton, 2017’de 21.5 milyon ton olurken; 2018’de daralan ekim alanları, girdi maliyetleri, doğal afetler, hastalıklar nedeniyle 19.5 milyon ton üretim öngörüsü var.
Tarım Yazarı Ali Ekber Yıldırım, iklim değişikliğini dünyanın fark ettiğini belirtirken, küresel önlemlerin arka arkaya geleceğini kaydetti. Türkiye’deki üretimde ise ekim alanlarına dikkat çeken Yıldırım, “Kendi buğday üretimimiz kendimize yetiyor ancak un sanayi kaliteli buğday almak için yıllık 4-6 milyon ton arasında ithalat yapıyor. Zaten bu süreçten ilk olarak un sanayicisi etkilenir. Buğday ambarı bölgelerimizde giderek buğdaydan kaçış var. Ayçiçeği, mısır, yağlı tohumlar ekiliyor. Özellikle Konya ve bölgesinde ciddi bir nohut ekimi arttı. Bir an önce bunun için önlem almalıyız” dedi.
Stokçu piyasayı takipte
Fiyatların yükselme ihtimali, stok yapanlar ya da buğday ticareti yapanları da gündeme getirdi. Buna göre dünya piyasalarını yakından izleyen stokçunun, fiyatı yükseltmek için stok yapabileceği ifade ediliyor. Ancak stokçu bu durumda hükümetin, Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) aracılığıyla teşvik ettiği lisanslı depolarla karşı karşıya kalacak. TMO, elindeki lisanslı depo uygulamasıyla bunun önüne geçebilir. Bu nedenle TMO tarafından buğdayın piyasaya sürülmesi işlemi de devam ediyor. Ancak stokun azalması ve dünya piyasalarının geçirdiği zor günlerin; kasım-aralık ve yılın ilk üç ayında buğdayın yüksek fiyatlara alınmasına neden olacağı belirtiliyor.
‘Vergiyle korunabilir’
Tarım yazarı Ali Ekber Yıldırım, buğdayda baş gösteren krizle birlikte, ülkelerin kendilerine yeterli ürünü üretmelerinin önemine dikkat çekti. Yıldırım, “Üretimimiz kendimize yeterli olduğu sürece başkasına bağımlı olmayız. Örneğin, Rusya daha önce 2008’de ithalatta vergileri yükselterek öncelikle kendi tüketicisini korumaya çalıştı. Başkasına pahalıya satıyordu. Şimdiden önlemleri alalım ve bu duruma düşmeyelim” dedi.
Fiyatlar düşük kaldı
IGC raporunda, geçtiğimiz sezon 266 milyon ton olarak gerçekleşen küresel buğday stoklarının, bu sezon düşerek 248 milyon ton düzeyinde gerçekleşmesini öngörüldü.
Hatta bu sezon sonunda en büyük 8 üreticinin elinde dünya stoklarının yüzde 20’sini yani dünyanın buğday ihtiyacını yalnızca 26 gün karşılayacak stok kalacağı tahmin ediliyor. Stokların dünyada en düşük seviyeye ineceğini belirten Yıldırım, “Türkiye’de üreticinin elinde kaldıysa Trakya’da kalmıştır. Büyük oranda üreticinin elinden çıktı. Un sanayinin ithalatı artarsa bulgurda, unlu mamüller ile makarnada fiyat artışı gelebilir. Ancak ekmekte sorun görünmüyor” dedi.