Beşar Esad
Suriye Cumhurbaşkanı ve Suriye Baas Partisi'nin lideridir. Adı Türkçeye Beşar Esad, Beşşar Esed veya Beşşar el-Esad olarak çevrilebilmektedir.1965'te Şam'da dünyaya gelen Esed, Şam Üniversitesi'nde tıp eğitimi aldı. 1988'de tıp fakültesinden mezun olmasının ardından askerî tabip olarak Suriye ordusunda görev yaptı. Daha sonra İngiltere'ye gitti ve Londra'da oftalmoloji ihtisasını tamamladı. Abisinin 1994'te yaşamını yitirmesinin sonrasında Esed ailesinin en büyük oğlu olarak Suriye'ye döndü. Bu dönemde eğitimle ilgili çeşitli toplumsal sorumluluk projelerini örgütledi. 2000 yılında üst düzey bankacı Esma Ekras'la evlendi. Aynı yıl babasının ölümüyle boşalan cumhurbaşkanlığı makamına seçildi. Asıl mesleği ve uzmanlık alanı göz doktorluğudur.Uluslararası kamuoyu tarafından ilk anda bir reformist olduğu düşünülen Esed, Şam Baharı'nı siyasi tutuklamalar ile sona erdirerek bu uluslararası algıyı zayıflatmış ve 2011 yılı başlarında ülkesinde Baas Partisi iktidarının sona ermesini talep eden Arap Baharı gösterilerini kitlesel baskı ve askeri kuşatmalarla bastırarak bu algıyı tamamen tersine çevirmiştir. Yerel Suriye muhalefeti, Birleşik Devletler, Kanada, Avrupa Birliği ülkeleri ve Arap Ligi üyeleri defalarca kez Esed'in başkanlıktan istifasını önermiş ve talep etmişlerdir. İlk yılları Baas Partisi'nin genel başkanı ve bir önceki başkan Hafız Esed'in oğludur. Hafız Esed ölünce, boşalan başkanlık koltuğuna çok kısa bir süre vekaleten Abdülhalim Haddam oturdu. Şam Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden 1988 yılında mezun olan Beşşar Esed, göz hastalıkları alanında çalışmalarını sürdürmüş; bu alanda eğitimine devam etmek için 1992 yılında İngiltere'ye gitmiştir.Cumhurbaşkanlığı1994 yılında kardeşi Basil Esed'in bir trafik kazası sonrası ölmesi sonrası Suriye’ye geri dönen Beşşar Esed, babası Hafız Esed'in halefi olması için eğitildi. Suriye ordusuna giren Beşşar Esed; babasının ölümüyle birlikte yerine geçen geçici Cumhurbaşkanı Abdülhalim Haddam tarafından 11 Haziran 2006’da silahlı kuvvetlerin başına geçirildi. Suriye-Lübnan ilişkilerinin gerginleştiği 1995 yılında Lübnan dosyasını ele alan Beşşar Esed’in, 1998 yılında Emil Lahud’un Lübnan Cumhurbaşkanı olması konusunda gayret gösterdiği söylenmektedir.Babasının ölümünden sonra parlamentonun toplanarak cumhurbaşkanlığı için gerekli olan 40 yaş sınırını, 34 yaş sınırıyla değiştirmesi üzerine Beşşar Esed, Suriye Cumhurbaşkanı olmuştur.DemokrasiÖlümü ile Hafız Esad iktidarının sona ermesi, ülkede demokratik reformlar için umut doğurdu ve yoğun sosyal ve politik tartışmaların yaşandığı "Şam Baharı" ortaya çıktı. Temmuz 2000 tarihinde başlayan Şam Baharı, pek çok politik forum ve salonun ortaya çıkması ile ülkenin geleceğinin özgürce tartışıldığı bir ortam doğurdu, fakat bu siyasi hürriyet ortamı, özgür ve adil seçimler ile politik özgürlük talep eden pek çok aktivistin tutuklanması ile, Ağustos 2001 tarihinde sona erdi.Esed ailesi, Şii İslam'ın bir kolu olan, Suriye toplumunun tahminen %12'lik bir kısmını oluşturan Alevi azınlığa mensuptur. Aile, Suriye'nin güvenlik güçlerini sıkı bir kontrol ile elinde tutmuş ve bu yüzden ülkenin dörtte üçünü oluşturan Sünni çoğunluk üzerinde bir "dargınlığa" sebep olmuştur. Etnik azınlık olan Suriye Kürtleri de etnik ayrımcılık ve kültürel hakları ile anadilleri üzerindeki yasaklar sebebiyle protest bir tutum takınmış ve şikayetçi olagelmişlerdir. 12 Mart 2004 tarihinde Suriye'de yaşayan Kürtlerin Baas rejiminin baskılarını protesto için yaptıkları gösteriye Suriye güvenlik güçlerinin saldırması sonucu 30 kişi ölmüş, yaklaşık 200 kişi de yaralanmış, 2500 kişi tutuklanmıştı. EkonomiSavaştan önce hükûmet aleyhtarlığının en yüksek olduğu yerler, çoğunlukla dindar Sünnilerin ikamet ettiği ülkenin fakir kısımları olmuştur. Bu yerlerin başında çok yüksek yoksulluk oranlarıyla mücadele eden Dera ve Humus gibi şehirler gelirken, bu şehirlerin kırsal bölgeleri 2011 yılı başında kuraklık yaşamıştır. Devletin ekonomik politikaları çoğunlukla hükûmetle yakın ilişkilere sahip küçük bir azınlığına fayda sağlamıştır. 2011 yılı başları itibarıyla Suriye, yaşam standartlarında ulusal çapta bir kötüleşme yaşamış, emtia fiyatları fahiş derecede artmış ve yüksek genç işsizliği oranları görülmüştür.İnsan haklarıSuriye'de insan hakları konusu uzun süre uluslararası organizasyonlar ve bağımsız kuruluşlar tarafından sert eleştirilere konu yapılmıştır. Ülke 1963 yılından itibaren olağanüstü hâl altında idare edilmiş ve bu durum, güvenlik güçlerine olağandışı tutuklama ve gözaltı yetkileri vermiştir. Beşar Esad, yaygın kabule göre, demokratik reformlar konusunda başarısız olmuştur; 2012 yılındaki bir İnsan Hakları İzleme Örgütü raporuna göre Beşar Esad iktidarı devraldığından beri rejimin antidemokratik doğasında herhangi bir iyileşme sağlanamamıştır. Suriye Baas Partisi dışındaki tüm siyasi partilerin yasaklı olduğu ülke, serbest seçimlerin olmadığı bir tek parti rejimi görüntüsünü korumuştur.İsyandan önce ülkede ifade hürriyeti, toplanma hürriyeti ve örgütlenme hürriyeti sıkı şekilde kontrol altında tutulmuştur. 2006'dan itibaren muhaliflere uygulanan seyahat yasakları artırılmıştır; bu yasaklar Arap dünyasındaki en ağır seyahat yasakları olarak tanımlanmıştır. Hükûmet güçleri, insan hakları savunucularını ve diğer hükûmet muhaliflerini baskı altında tutmuş ve hapsetmiş, sınırsız süre boyunca hapis cezasına mahkum etmiş, kötü hapishane koşullarında tutmuş, işkenceye maruz bırakmış ve öldürmüştür.Kadınlar ve etnik azınlıklar kamu sektöründe ayrımcılığa maruz kalmıştır. 1962 yılında binlerce Kürt vatandaşlıktan çıkarılmış ve onların soyundan gelenler "yabancılar" olarak fişlenmiştir. 2004 yılından itibaren ülkenin Kürt bölgelerinde yaşanan ayaklanmalar tansiyonu yükseltmiştir. Bu tarihten beri Kürt göstericiler ile güvenlik güçleri arasında zaman zaman çatışmalar yaşanmaya devam etmiştir.Dinî özgürlüklerin kısıtlı olduğu ülkede Yehova Şahitleri ayrımcılığa ve baskıya maruz kalmıştır. LGBT haklarının da zayıf olduğu ülkede, eşcinsel ilişkiler en az 3 yıl hapis cezasıyla cezalandırılırken, 2010 yılında polis güçleri 25 erkeği eşcinsel oldukları gerekçesiyle gözaltına almıştır. Birleşmiş Milletler, 10'lu yaşlarındaki ve daha küçük yaştaki erkek çocukların Suriye güvenlik güçleri tarafından toplu halde tecavüze uğradıklarını belgelemiştir. İnsan Hakları İzleme Örgütü bir başka raporunda, 2010 yılında dünyada en kötü insan hakları durumunun Suriye'de olduğunu bildirmiştir.Basın özgürlüğüÜlkedeki tüm medya organlarının Baas Partisinin kontrolü altında bulunduğu ülkede gazeteciler ve bloggerlar sistematik olarak tutuklanmış ve yargılanmıştır. 2009 yılında Gazetecileri Koruma Komitesi, dünya üzerinde blogger olmak için en kötü 10 ülke listesinde Suriye'ye 3. sırada yer vermiştir. İnternet sansürünün yoğun olduğu ülkede, politik sebeplerle internet siteleri yasaklanmış ve bu sitelere erişenler tutuklanmıştır. 2007 yılında kabul edilen bir yasa uyarınca internet kafeler, kullanıcılarının internet forumlarında yaptıkları tüm yorumları ve paylaşımları kaydetmek ve devlete bildirmekle yükümlü tutulmuşlardır. Vikipedi, YouTube, Facebook, Twitter gibi internet siteleri sınırsız süreyle kapalı tutularak sansürlenmiştir. Suriye, Sınır Tanımayan Gazeteciler örügütünün İnternet Düşmanları listesinde, listenin ilk oluşturulduğu 2006 yılından beri yer bulmaktadır. İnternet içeriğinin yaygın şekilde sansürlenmesine ek olarak, Baas Partisi hükûmeti ülkede internet kullananları yakından takip etmiş ve "görüş açıklamak ve çevrimiçi bilgi yaymak" suçlamalarıyla Suriye vatandaşlarını tutuklamıştır. Muğlak ifadelerle yazılan kanunlar hükûmete tutuklamalar için geniş bir sebepler demeti sunmuştur. Dış politikaSuriye-İsrail ilişkileri konusunda başkanlığı ele almasından itibaren babasının yolunu sürdüren Beşşar Esed, çeşitli uluslar arası konferanslarda İsrail ve ABD aleyhtarı konuşmalarıyla dikkatleri çekmiş; diğer Arap ülkelerinden farklı bir görüntü sergilemiştir. 11 Eylül olayları sonrası ABD-Suriye ilişkileri gitgide gerginleşmiş; ABD, Suriye’yi “teröre destek vermek”le suçlamıştır. İki ülke arasındaki ilişkiler Lübnan Cumhurbaşkanı Refik Hariri'nin öldürülmesi sonrası çıkmaza girmiş; ABD BM Güvenlik Konseyi’nin 1559 sayılı kararıyla Suriye askerlerinin Lübnan’dan çıkmasını sağlamıştır.Suriye İç Savaşı Gösteriler 15 Mart 2011'de başlamış ve Nisan 2011 tarihinde ülke çapına yayılmıştır. Gösteriler, Arap Baharı olarak bilinen, Orta Doğu'daki daha geniş bir protest hareketin parçasıdır. Göstericiler, ailesi 1971 yılından beri iktidarı elinde tutan Beşar Esad'ın istifasını ve 1963 yılından beri ülkeyi idare eden Baas Partisi'nin iktidarı bırakmasını talep etmektedir.Nisan 2011 tarihinde Suriye Ordusu başkaldırıyı bastırmak için görevlendirilmiş ve askerler ülke genelinde göstericiler üzerine ateş açmıştır. Aylarca süren askeri kuşatmaların ve baskının ardından gösteriler silahlı isyana dönüşmüştür. Çoğunlukla firari askerler ve sivil gönüllülerden oluşan muhalif güçler, merkezi bir liderlik olmaksızın direnişe geçmişlerdir. Ülke genelindeki hemen her kasaba ve şehirde yaşanan çatışmalar asimetrik savaş niteliğindedir. 2013 yılında Hizbullah, Beşar Esad'a sadık güçlerin yanında savaşa dahil olmuştur. Beşar Esad yönetimi Rusya ve İran'dan askeri ve parasal destek alırken, muhalifler Katar ve Suudi Arabistan'dan silah desteği almaktadır. Haziran 2013 tarihi itibarıyla Beşar Esad yönetimi ülkenin %30-40'ını ve ülke nüfusunun %60'ını kontrol etmektedir. 2012 sonlarındaki bir BM raporu, iç savaşın Nusayri Şebbiha milisleri ve Sünni muhalifler arasında süregiden "bariz derecede mezhepsel" bir çatışma olduğunu bildirmiş, fakat hem muhalefet, hem de hükümet bunu reddetmiştir.Birleşmiş Milletler'e göre ölü sayısı Eylül 2013 tarihi itibarıyla 120,000'e ulaşmıştır.Raporlara göre on binlerce gösterici devlet hapishanelerinde hapsedilmiş, bu göstericiler sistematik işkenceye ve teröre maruz bırakılmıştır. Uluslararası organizasyonlar hem Baas Partisi hükûmetini, hem de muhalefeti insan hakları ihlalleriyle suçlamışlardır. Birleşmiş Milletler'in ve Uluslararası Af Örgütü'nün hem 2012 yılında, hem de 2013 yılında Suriye'deki soruşturmaları ve saha araştırmaları sonucunda, insan hakları ihlallerinin, işkencelerin ve savaş suçlarının büyük kısmının Baas Partisi hükûmeti tarafından yapıldığı sonucuna ulaşılmıştır. Savaşta kimyasal silahlar birden fazla kez kullanılmış ve bu, uluslararası tepki çekmiştir.Esed iç savaş sırasında Syria TV, Addounia TV, Syrian News Channel, Russia Today, Rossiya 24, ABC, ARD, Ulusal Kanal ve Halk TV'ye röportaj vermiştir.