13.03.2008 - 18:10 | Son Güncellenme:
      Aybaba, Bursaspor İdari Asbaşkanı Hüseyin Şahin ile birlikte, Uludağ Üniversitesi (UÜ) İşletme Topluluğu’nun, Eğitim Fakültesi Uğur Mumcu Salonu’nda düzenlediği "Futbol Ekonomisi" konulu panelinde, öğrencilerin sorularını yanıtladı.
        Türkiye’de teknik direktörlük yapmanın çok zor olduğunu ifade eden Aybaba, Türk teknik direktörlerin sabırlı, eleştiriye açık olmaları gerektiğini söyledi.
        "6 artı 2 olan yabancı oyuncu sayısına ve Türk Milli Takımı’nda sonradan Türk vatandaşı olanlara yer verilmesine ilişkin görüşleriniz nedir?" sorusuna Aybaba, "Bence yabancı oyuncu 3 ile sınırlandırılmalı ve yabancı uyruklular milli takıma alınmamalı. Platini bile Türkiye’ye geldiği davette ’Irk ne olacak?" dedi. Kendi altyapımızdan gelecek  gençlerle bir sistem oluşturmalıyız. Milli takımda teknik direktör olsam  kesinlikle yabancı oyuncu almam" yanıtını verdi.
        Aybaba, "Niçin dünya futbolunda Türk ekolü yok?" sorusuna karışılık,  "Çünkü Türkiye’de istikrar yok. Bakın Galatasaray Avrupa’da kupa aldı.  Milli Takım dünya üçüncüsü oldu, ama sonrası gelmedi. Yakalanan  başarının devamını getirmek, o başarıyı yakalamaktan önemli" dedi.
       Â-"TÃœRK TEKNÄ°K ADAMLAR ELEÅžTÄ°RÄ°YE AÇIK DEĞİL"-
        Türk teknik adamların dünya futbolunu takip edip etmediği yönündeki soru üzerine ise Aybaba, "Aslında Türk teknik adamların yabancılarla arasında fazla fark yok. Dünya futbolunun gelişimini izliyoruz.
 Kendimizi geliştirmek için çalışıyoruz. Bir de Türkiye’de yerli teknik direktörlerin bir yere gelebilmesi için bağlantılara ihtiyacı olduğu gerçeği de var. Türk teknik adamların tek dezavantajı eleştiriye fazla açık olmamaları" yorumunu yaptı.
        Başarılı teknik adam, "3 büyük diye adlandırılan takımlar dışında, İstanbul medyası diğer takımları kabullenemiyor. Bu nasıl aşılmalı?" sorusuna, "Bunu aşmak zor. Federasyon yetkilileri bu işi çözmekte zorlanıyor. Bu gayet normal. Diğer ülkelerde de bu durum böyle. Ülkemizde Fenerbahçe’ye bakalım. Roberto Carlos’u getirdiler. Forma satışıyla transferini bedavaya getirdiler" karşılığını verdi.
        "Genç nesil şehir takımlarından uzaklaşıyor. Bu nasıl çözülür?" yönündeki sorusunu Aybaba, "Bu soruya Bursaspor’u ele alarak yanıt vermeye çalışalım. Zaman zaman görüyoruz ki babalar maçlara gelirken çocuklarını da getiriyor. Ancak çocuklarının üzerine Bursaspor yerine başka takımların formalarını giydiriyor. Bunu aşmak için küçükken çocuğu Bursaspor formasıyla maçlara getirmek lazım. Bursaspor sevgisini veya diğer kent takımlarının sevgisini aşılamak lazım" diye yanıtladı.
        Aybaba, bir öğrencinin, "Bursasaspor’da göreve geldiğinizde taraftardan tepki aldınız, ama siz bunlara kulak tıkayarak görevinizi yaptınız. Bu konuda ne söylemek istersiniz?" sorusuna ise şu yanıtı verdi:  "Ben bu tepkiyi bilerek geldim. Ben Beşiktaş forması giydim. Geçmişten gelen bir sıkıntı var. Ancak bunu aşmamız gerekiyor. Bursaspor’da adı efsane olarak anılan ’Sedat 3’, ’Ben Bursasporlu değilim’ derse nasıl ayıp karşılanırsa, benim de ’Ben Beşiktaşlı değilim" demem ayıp olur."
        Hüseyin Şahin de dünyada artık "şov" olarak görülen futbolun, 3,5 milyarlık bir izleyici kitlesi bulunduğunu ve tüketime yön veren önemli bir sanayi haline geldiğini söyledi.
        Bursaspor’un 25 milyon YTL civarında borcu bulunduğunu kaydeden Şahin, başta Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Faruk Çelik’in destekleri olmak üzere bu borcu bitirmek için çalıştıklarını ifade etti.