24.12.2015 - 02:30 | Son Güncellenme:
Mert İnan
92 yaşında yaşamını yitiren 12 Eylül döneminin başbakanı ve 9’uncu Deniz Kuvvetleri Komutanı Emekli Oramiral Bülend Ulusu, bugün Teşvikiye Camii’nde kılınacak öğle namazının ardından Zincirlikuyu Mezarlığı’nda son yolculuğuna uğurlanacak. Evli ve 1 çocuk babası olan Bülend Ulusu, 12 Eylül 1980 askeri darbesinden sonra Milli Güvenlik Konseyi tarafından hükümeti kurmakla görevlendirilmiş, seçimlerin yapıldığı 1983 yılına kadar Başbakanlık yapmıştı. Asker kökenli Ulusu’nun, ihtilal döneminde başbakanlık yapması sonraki dönemlerde bazı kesimler tarafından ‘pasif kaldı’ eleştirilerine neden olmuştu. Ulusu’yu yakından tanıyanlar hayatından kesitlerini Milliyet’le paylaştı.
Eski Deniz Kuvvetleri komutanlarından emekli Oramiral Vural Beyazıt, Ulusu’nun mesleki kariyeriyle ilgili şunları söyledi: “Kendisinin personel başkanlığı görevini yürüttüm. Bülend Ulusu’nun, Kuvvet Komutanı olduğu dönemde ben de Tuğamiral rütbesiyle görev yapıyordum. Ulusu Paşa, ender görülen komutanlardan biriydi. Adalet açısından herkesin hakkını korur, her konuda en iyiyi düşünürdü. İhtilalden önce birçok siyasi tarafından kendisine Genelkurmay Başkanlığı görevini teklif edildiğini biliyorum. Ulusu bu teklifleri ‘Şimdi zamanı değil’ diyerek geri çevirmişti. Kenan Evren’in Genelkurmay Başkanı olmasını teklif eden kişi Bülend Ulusu’dur. Ölümü beni ve arkadaşlarımızı derinden üzdü. İhtilalden sonra da konsey tarafından başbakan yapıldı. Belki de Evren, Ulusu’yu başbakan yaparak bir anlamda vefasını göstermiş oldu.”
Soyadı benzerliği veto ettirdi
12 yıl boyunca Atatürk’ün kütüphaneciliğini yapan Nuri Ulusu’nun oğlu eski Türkiye Futbol Federasyonu Başkanları’ndan Kemal Ulusu ise, Bülend Ulusu’yu saygı ve minnetle anarken, soyadı benzerliği yüzünden siyasi yaşamının sona erdiğini anlattı: “Rahmetli Özal, bir dönem Bülend Bey’in müsteşarlığını da yaptı. 1983’de ANAP kurulunca Özal da parti başkanlığına seçildi. Ben de yapılacak ilk seçimlerde partinin İstanbul’daki milletvekili aday adaylarından biri oldum. İhtilal döneminde aday adaylarının tüm dosyaları askerler tarafından inceleniyor, Sakıncalı görülen isimler veto ediliyordu. Ben de veto edilen isimlerden biri oldum. Günlerce nedenini düşündüm. Vetonun nedenini sonradan Tahsin Şahinkaya ve rahmetli Özal’dan öğrendim. Ulusu Paşa da o dönem siyasette olduğu için siyasete girmemi soyadı kargaşası yaratacağı için istememiş. Hatta durumu bizzat Evren’e iletmiş. TFF başkanı olduğum dönemde, Cumhurbaşkanlığı Kupası final maçını izlemeye gelen Evren Paşa ile yan yana oturduk. Geçmişte yaşadığım bu durumu kendisine sordum. Evren Paşa da ‘Bülend Paşa, ‘Ulusu’ soyadlarının karışacağı gerekçesiyle siyasete girmeni istemedi’ dedi. Her şeye rağmen Bülend Ulusu’yu rahmet ve sevgiyle anıyorum. Kendisi dürüst, manuslu ve kibar bir insandı.”
Başkanlıktan niye çekildi?
Büyük Kulüp Başkanı Duran Akbulut ise Ulusu’yu üzen bir anıyı dile getirdi: “Rahmetli Ulusu Paşamız ile 1988’de Büyük Kulüp yönetimde birlikte çalıştık. 1996’da yapılacak seçimlerden önce ‘Duran sen kulübü tanıyorsun. Listeyi yap, ben yine başkan olmak istiyorum’ dedi. Ancak o dönem iki gazeteci tarafından Ulusu’ya yönelik ‘Eski Deniz Kuvvetleri Komutanı’nın kumar oynatan bir kulübün başkanlığında ne işi var?’ şeklinde karalama kampanyası başlatılmıştı. Ulusu 10 gün sonra beni arayıp ‘Duran ben yarışta yokum. Bunlar haksız yere bana kampanya açtılar’ dedi. Kendisine bizim kumarhanemiz olmadığını, kamuoyunun yanlış bilgilendirildiğini söyledim ancak çok üzülmüştü. Ulusu kendisine yönelik başlatılan kampanya nedeniyle Başkanlık yarışından çekildi. Kimseyi incitmeyecek bir İstanbul beyefendisiydi.”