Kimse kuyusunu kazmaya çalışmıyor Beşiktaş’ın!.. Kimse karıştırmak, alaşağı etmek, zor durumda bırakmak istemiyor.
Lakin Beşiktaş da kabul eder ki, kendisi bu memleketin “güzide” ötesi “çok çok önemlisidir”.
Önemli... Büyük. Milyonlarca sevenli.
Beşiktaş Kulübü’nün toplantı salonunda toplu iğne kutusu devrilse haber olur.
Yerdeki iğne bir Beşiktaşlının ayağına batsa manşet...
Mikrop kaparsa, dizi.
Doğaldır.
Çünkü “ilgi”, sevginin kaçınılmaz bir sonucudur ve “merakla” ikiz kardeştir.
Yani art niyet yoktur sezon arifesinde Önder Özen olayını ince elemekte.
Maşallah merak edilmeyecek gibi de değil; Önder Özen istifası, içinde “yok yok” bir hadise zaten.
En kötüsü ne biliyor musunuz?..
“Oldu da bitti maşallah”modeli.
Özen istifa etti, bulunur birileri... İki transfer bir stat yola devam!
Tamam da; bilmek istiyoruz bu zamansız ve şaibeli ayrılığın nedenlerini.
Hadi ondan da vazgeçtik, şu iki soruya yanıt verin bari:
Birincisi, sayın Özen’e...
Çalıştınız, uğraştınız, sonunda yollar ayrıldı, onurlu istifa müessesesini kullandınız...
Mostra bozulmasa mis gibi medeniyet kokan bir tezgah!
“Artık öküzün altında buzağı aramayın” diyorsunuz da... Madem kendinizin ve Beşiktaş’ın özeline bu kadar hassastınız, niye giderayak çürükleri gözümüze soktunuz?
Kimler dinlemeye çalıştı sizi, kimler kadın yollayıp baştan çıkarmaya uğraştı, kimler çocuklarınızı izledi?
Kime ne faydası olacaktı?
Petrolün pabucunu dama atacak temiz bir yakıt mı icat ettiniz bir yandan? Yoksa peşinizdekiler ruh hastası mı?
Sahi, nasıl anladınız bu lanet işleri?
Açıklamak zorundasınız...
Çünkü artık ne sizin ne de Beşiktaş’ın özeli.
Topluma mal olmuş bir kulübün ve onun teknik patronunun başına gelen illegal işler, hepimizi hatta savcıları bile yakından ilgilendirir.
Beşiktaşlı olmayan vatandaş bile “futbolda işler ne boyuta gelmiş yahu” diye hayretler içindedir.
İkinci soru Beşiktaş Yönetimi’ne...
Diyelim ki, hiçbir şeyden haberiniz yoktu ve Önder Özen ile yollarınızı sıradan bir transfer anlaşmazlığı yüzünden ayırdınız!
Eee... Önder Özen olayın mafyoz boyutlarını açıkladı.
“Takip, dinleme, kumpas”.
Karşı kaldırımdaki sokak kavgasından seken şişe ayağına deyse camianın havaya fırlayacağı “baş profesyoneliniz” sizinle sözleşmesi devam ederken aksiyon filmlerini aratmayacak tezgahlara muhatap olmuş; sizi hiç ilgilendirmiyor mu?
Neden bir soruşturma başlatmadınız?
En azından Özen’in başına gelenlerin bilginiz dışında olduğu izlenimi verebilirdiniz.
Yoksa zaten biliyor muydunuz her şeyi?
“Yapanlar içinizden mi, koruyor musunuz”sorusundan çekinmiyor musunuz sahi?
Cevap şart!
Sessiz kalınan her günün, insanların hayal gücünü tahrik edeceğini ve olaya yeni hikayeler ekleneceğini bilecek kadar zekidir Beşiktaş’ı yönetenler.
Madem ki, biliyorlar ve susmayı tercih ediyorlar...
Yoksa Beşiktaş’ta bizim tahmin edemeyeceğimiz boyutlarda “Orman Kanunu” mu geçerli?
Şimdi harekete geçilmezse Beşiktaş’ın yarınında çok büyük tehlikeler var.
Bunu da yaptınız demek
Hey... Sen!..
Adam mısın, çete misin, unutkanlık mısın, saygısızlık mısın, deli mi divane mi; her neysen.
Senin yüzünden İsmet Iraz gibi bir fenomen, silinmiş kariyeri bulunsun, itibarı iade edilsin diye bakana, başbakana baş vuracak hale geliyorsa, keşke hiç olmasan!
Ama varsın ve yapacağını sinsice yapmışsın.
Muhteşem sporculuğundan milli takım hocalığına tüm geçmişini yok saymışsın İsmet Iraz’ın.
Adam Tekvando’yu Türkiye’ye tanıtmış, öğretmiş, sevdirmiş, hocalık yapıp nesiller yetiştirmiş, federasyon başkanlığına vekalet bile etmiş... Türkiye Tekvando Federasyonu’nda adının karşısında tek cümle:
“Bir zamanlar İspanya’da hakem hocalığı yapmıştır”!..
Bunu söyleyen sapıtmıştır...
İsmet Iraz bu...
Denk gelmemiş, resmi kariyeri bomboş olsa bile, tekvandoda ne mertebe varsa hepsinin “fahri”sini yaratacak, tümünün madalyasını onun boynuna takacaksın.
O olduğu için varsın.
Sen tıka basa dolu kariyeri boşaltmışsın.
Adına uluslararası yarışmalar düzenlenen, olimpiyatlardan, dünya ve Avrupa şampiyonalarından kazandığımız kucak dolusu tekvando madalyalarının her birinde maddi manevi katkısı bulunan, eğiten, yetiştiren, iki kuşak evvel Rambo falan icat edilmeden zihnimizdeki insan gücü sınırlarını bir kat ileri iten adamı neredeyse tanıyamayacak kendi federasyonu.
Pardon yani... Sporu, saygı, sevgi, vefayı geçtik; hafızası bile yoksa, ne işe yarar tekvando federasyonu?
Aslında Cumartesi Cemal Ersen kardeşimin Başkent Kulisi köşesinden öğrendim ben İsmet Iraz’ın dramını.
Cemal’in kalemindeki özgül ağırlığı ve etkiyi bilirim... Bu yazı çıkana kadar çoktan gereği yapılmış olmalı ama dayanamadım tekrar ettim.
Çünkü, gücünden çok daha ileridir İsmet Iraz’daki insaniyet.
Ve çünkü, yaşarken öldürmek şeklinde bir manevi cinayettir insanı ve yaptıklarını silmek.
Iraz Hoca’m üzülmüş ya... Düzeltilse bile rezalet.