25.11.2018 - 08:15 | Son Güncellenme:
Gürkan Akgüneş
‘İkinci beyin’ bağırsakların çalışma sistemini anlatan Gastroenteroloji uzmanı Prof. Dr. Metin Başaranoğlu, metropol yaşamı nedeniyle bağırsak florasının yıkıma uğramasının psikolojik rahatsızlıkları artırdığını savunuyor.
Gastroenterolog Prof. Dr. Metin Başaranoğlu, “İkinci Beyin Bağırsaklar” kitabında; psikolojik rahatsızlıkların kökeninde bağırsak florasında yaşanan bozulmaların rol oynadığına dikkat çekiyor. Sindirim sistemi hastalıkları ve karaciğer uzmanı Prof. Dr. Başaranoğlu’na göre midenizde yaşadığınız sorun anksiyeteyle sonuçlanabilir:
“Sıkıntıda olan beyin bağırsaklara sinyal gönderdiği gibi sıkıntıda olan bağırsak da beyne sinyal gönderir. Zira, karın özerk çalışır. Hisseder, düşünür ve hatırlar. Bağırsak sinir sistemi olan tek iç organdır. Omurilikte 12 milyon sinir hücresi varken ince bağırsakta 200 milyon sinir hücresi vardır. Beyin haricinde en çok sinir hücresi bağırsaktadır. Psikolojimizi belirleyen serotoninin yüzde 95’i ve dopaminin yarısı bağırsaktaki bakterilerce üretilir.”
Metropol bağırsağı bozdu
“Bazı ilaçlarda teskin edici etki için kullanılan benzodiazepin gibi kimyasallar bile bağırsakta yapılır. Psikiyatrik ve nörolojik hastalıklar, bozulmuş bağırsak florasıyla ilişkilidir ve flora onarımıyla psikiyatrik hastalıklar iyileştirilebilir. Tedavi seçeneklerinden biri de, sağlıklı bir insan dışkısının bağırsak mikrobiyatası bozuk olan birine nakil edilmesidir.”
Prof. Başaranoğlu’nun çalışmasındaki en ilginç tespit de metropol yaşamı nedeniyle bozulan bağırsakların yeni psikolojik hastalıklara neden olduğu. Türkiye’de her 10 kişiden birinde görülen ve karın ağrısı, şişkinlik ya da kabızlığın eşlik ettiği “spastik kolit” hastalığına metropol yaşamının neden olduğunu söyleyen Başaranoğlu, “Endüstrileşmiş toplumlarda daha sık spastik kolit hastalığına rastlanmaktadır. Nedeni metropol dayatmalarıdır. Metropol yaşamı bağırsaklar üzerinde yıkıcı etkilere neden oldu. Para merkezli yarışmacı ortam yaratan metropol, insanları yüksek şeker ve kalorili hazır yiyeceklere yöneltti. Liften fakir, vitamin ve mineralden yoksun, işlenmiş gıdayla beslenmek bağırsakların hastalanmasına, mikrobiyatanın bozulmasına neden oldu. Bu da insanların duygularında değişim yarattı ve yeni psikolojik hastalıklar oluştu” görüşlerini paylaştı.
1 lokmanın yolculuğu 30-72 saat
- Mikrobiyatayı desteklemek için; un ve şekerden fakir; taze sebze ve meyve ağırlıklı beslenilmeli. Yoğurt, kefir, turşu, pırasa, soğan ve sarımsak gibi probiyotik özelliği yüksek gıdalar sık sık tüketilmeli.
- Abur cubura ek vergi konmalı, 12 yaş altına satış kısıtlanmalı ve meyve sebzede vergiler indirilip tüketimi özendirilmeli.
- Bir lokma yiyeceğin vücudunuzdaki yolculuğu 30 ile 72 saat arasındadır. Besinler midede 1-4 saat, ince bağırsakta 2-8 saat, kalın bağırsakta da 10-40 saat kalır.
- İnsan bağırsağı 1-2 kilo mikrop barındırır. Bağırsağımızda 100 trilyon mikroorganizma vardır ve bu organizmalar insan genomundan 150 kat fazla gen içerir. Sindiremediğimiz besinleri onlar sindirir, vitaminlerin sentezini yaparlar. Bağışıklık sistemini güçlendirip hastalıklara karşı koyar ve alerjiyi önlerler. Bağırsağımızdaki bakteriler milyonlarca yıldır gezegendedirler ve vücudumuzda koloni kurmuşlardır.