Sami Kohen

Sami Kohen

skohen@milliyet.com.tr

Tüm Yazıları
Haberin Devamı

ABD’de iktidara gelen yeni Başkan’ın “ilk 100 günü”nün bilançosunu çıkarmak âdettir. Batı demokrasilerinde yaygınlaşan bu gelenek, yeni iktidarın seçim kampanyası sırasında yaptığı vaatlerine ne kadar sadık kalmak niyetinde olduğunun anlaşılmasını sağlıyor.
Başkan Barack Obama, geçen çarşamba Beyaz Saray’da ilk 100 gününü doldurdu. Bu vesileyle icraatını bir basın toplantısında -tabii daha çok olumlu yönleriyle- dile getirdi.
ABD’de bağımsız kuruluşların yaptığı kamuoyu araştırmaları Barack Obama’nın ilk 100 gününü oldukça başarılı sayıyor. Buna göre, Amerikalıların yaklaşık yüzde 70’i Başkan’ın performansından memnun.
Eski Başkan George W. Bush’tan sonra “değişim” sloganıyla seçilen Obama’nın bu ilk sınavında, halktan öylesine güçlü bir güvenoyu alması, onun için cesaret verici. Nitekim Obama o günkü konuşmasında “İyi bir başlangıç yaptık. Ama bu sadece bir başlangıç” demeyi ihmal etmedi...

İlk adımlar
OBAMA gerçekten ilk 100 gününde, seçimlerde ifade ettiği görüşler ve verdiği sözler doğrultusunda, ilk adımlarını attı. Bunu yaparken inançlı, atılgan, cesur karakterini gösterdi.
Genç Başkan ABD’nin ve dünyanın büyük krizler ve çalkantılar içinde bulunduğu bir dönemde işe başladı. İçte ve dışta, birkaç cephede birden hızlı hareket etmek zorunda kaldı.
Amerikan halkı için ilk 100 gün içindeki icraatın başlıca kriteri, ekonomi alanındaki kararlar ve uygulamalarla ilgili. Çok sayıda şirketin iflas ettiği, pek çok işyerinin kapandığı, işsiz sayısının rekorlar kırdığı bir ortamda, vatandaşın ilgisinin ekonomik ve sosyal sorunlar üzerinde toplanması doğal.
Obama bu alanda önemli adımlar attı. Ancak bu önlemlerin, örneğin 787 milyar dolarlık kurtarma paketinin, ayrıca Kongre’nin yeni onayladığı 3.4 trilyon dolarlık kamu harcama programının etkileri ancak zamanla hissedilebilecek.
Bu kararlar, aslında Obama’nın Amerikan standartlarına göre sol sayılabilecek ideolojisi doğrultusunda. Nitekim ABD’de artık ekonomide devlet daha fazla ağırlığını hissettiriyor, daha yönlendirici olmaya çalışıyor. Bu bağlamda, Obama’nın şu sözü anlamlı: “Hükümet tüm problemleri çözemez. Ama vatandaşların kendi başlarına yapamadıklarını da onun üstlenmesi gerek”...

Yeni açılımlar
OBAMA’nın ilk 100 gününün bilançosunda dünyayı daha çok ilgilendiren konu, dış politikadaki açılımlarıdır.
Gerçekten yeni Başkan bu alanda, Bush’un politikalarından ayrılan farklı bir yolda...
Obama Irak’tan çekilme takvimine göre hareket etmek kararlılığını ortaya koydu. Bu takvimin, Irak’ta şiddet eylemlerinin artması halinde (ki son günlerde bunun işaretleri görülüyor) aynen işleyip işlemeyeceğini zaman gösterecek.
Obama’nın dikkatleri şimdi daha çok Afganistan’a (ve Pakistan’a) çevrilmiş durumda. ABD Afganistan’a ek birlikler gönderirken Obama, müttefiklerin de desteğini istiyor, ama bu çağrısı pek yankı bulmuyor...
Yeni yönetimin, Bush’un düşman saydığı ülkelere yaklaşımı farklı. Obama, İran ve Suriye ile diyalog kurmaya, Venezuela dahil, Latin Amerika ülkeleriyle ilişkileri normalleştirmeye, Rusya ile daha yapıcı bir diyalog kurmaya çalışıyor.
İlk 100 günün bilançosundaki bu olumlu hamleler daha sonraki günlerde devam edecek ve sonuç verecek mi? Obama’nın ilk 100 günü, bir balayı dönemi gibi oldu. İkinci veya sonraki 100 günler öyle devam etmeyebilir...