23.04.2019 - 08:15 | Son Güncellenme:
HABER ARAŞTIRMA
Yoğun bakımda solunum aletine bağlanıp üç günden sonra solunum desteği ihtiyacı devam eden her 10 hastadan birine trakeostomi uygulandığını hatırlatan Ercan, “Biz artık 10-15 günden daha uzun süre ağız yoluyla nefes borusuna takılan tüpü yerinde tutmak istemiyoruz. Çünkü hastada geri dönüşü olmayan hasarlara neden olabildiğini biliyoruz” diye anlattı.
Trakeostominin ses tellerine de zarar verip konuşmayı engelleyebileceğine dikkat çeken Ercan, hastası Zülfü Orhan’a uyguladıkları yöntemi örnek göstererek cerrahi tedavi hakkında şunları söyledi: “Zülfü Bey’in ses tellerinin hemen altında yer alan tamamen kapanmış bölgeyi çıkarttık ve içerisine iyileşme süresince destek görevi görecek silikondan yapılmış T-tüp dediğimiz bir aparatı yerleştirdik. T-tüp üç ay kadar stent görevi gördü ve hasta sorunsuz iyileşti. Tamamen normal halde soluk borusunu eski haline getirmiş olduk. Hastamıza yutma terapisiyle yeniden yutmayı öğrettik.”
‘Yaşama bağlandım’
Geçirdiği felç sonrası 45 gün yoğun bakımda kalan ve solunum yetmezliği nedeniyle boğazında bir delik açılan Orhan bir yıl boyunca ‘Trakeostomi’ ile yaşamını sürdürdü. “Ameliyat olursa yaşamaz” denilen hasta, geçirdiği cerrahi operasyon ve T-tüp uygulamasıyla yeniden konuşmanın mutluluğunu yaşadı. Aylarca konuşamayan Zülfü Orhan, yaşadığı zorlukların kendisini çok yıprattığını belirterek, “Derdimi yazıyla anlatıyordum. ‘Bana su getirin’ derken bile bunu yazmam gerekiyordu. Şimdi boğazımda iz dahi yok. O kadar mutluyum ki, sanki yeniden doğmuş gibiyim. Tekrar yaşama bağlandım” diye konuştu.