02.07.2016 - 02:30 | Son Güncellenme:
Oyların yüzde 50.3’ünü alan bağımsız aday Alexander van der Bellen, seçimi bir puandan az bir farkla kazanmıştı. Seçim kampanyasında göçmen ve İslam karşıtı bir tutum sergileyerek “Türkiye, Avrupa Birliği’ne (AB) tam üye olursa, Avusturya derhal AB’yi terk etmelidir” diyen aşırı sağcı Norbert Hofer ise sadece sandıktaki oylar sayıldığında seçimi önde götürüyordu.
Bu gelişmeler üzerine de Hofer’in aşırı sağcı Avusturya Özgürlük Partisi (FPÖ), ‘posta oylarının düzgün sayılmadığını’ iddia ederek seçimlere itiraz etmişti. FPÖ’nün avukatları, ülkedeki 117 bölgenin 94’ünde oyların yasal olarak belirlenen saatten daha erken açılarak yetkili olmayan kişiler tarafından sayıldığını savundu.
Anayasa Mahkemesi Başkanı Gerhad Holzinger’in ‘kimsenin galip ya da kaybeden ilan edilmediğini’ vurgulayarak açıkladığı kararın ardından, AB tarihinin ilk aşırı sağ görüşlü devlet başkanının Avusturya’dan çıkma olasılığı yeniden kuvvetlendi. Avusturya’da cumhurbaşkanının yetkileri ‘sembolik’ olsa da, Hofer, göçmen yanlısı politika izleyen hükümeti feshedeceği tehdidini savurmuştu.
Siyaset bilimci Peter Filzmaier, kararın Avusturya’nın da ötesinde bir ilk olduğunu ifade ederek, ‘modern dünya tarihinde’ ilk defa ülke genelinde yapılan seçimin tekrar edileceğini söyledi. Karar, Van der Bellen’in yemin etmesinden bir hafta önce gelmiş oldu. Yeni seçimlerin eylül veya ekim ayında gerçekleşmesi planlanıyor.